Türkiye’den selam götürdük...

Hasan Arslan Hasan Arslan 31/12/2019 23:40


Büyülü İstanbul’dan, cennet Antalya’dan, benzersiz Kapadokya’dan, Türk kahvesi kıvamında, baklava tadında selam götürdük. ITB Berlin’de sahne tamamen Türkiye’ye aitti. Onlara görkemli şovlarla kendimizi bir kez daha anlattık. Şöyle dedik: Bilenler

bilir, biz bilmeyenlere anlatalım: Biz buraya, Galata

Kulesi’nden İstanbul’u seyredip geldik. Gözlerimizde hala İstanbul’un

buğusu var. Kahvaltımızı İstanbul Boğazı’nda, Rumeli Hisarı’nda

yaptık. Denizdeki balıklarla yolcu vapurlarının eşliğinde, martılara

simit atarak. Sabah kahvemizi Pier Loti’de içtik Haliç’e karşı. İstanbul’a

bahar geldi. Ağaçlar çiçeğe durdu. Erguvanlar İstanbul’u ‘Mor’a

boyamaya hazır. Mor "İstanbul'un rengidir." Bizans İmparatorları,

Sultanahmet'teki Büyük Saray'ın "Mor oda"sında doğar, "Erguvan"

kaftan giyerdi. Biz de erguvan şenliğini en güzel yaşayan Sultanahmet’e şöyle bir uzandık.

 

Ayasofya ve Sultanahmet Camii’nin görkemine bir kez

daha hayran olup, Topkapı Sarayı’nı selamladıktan sonra, yaz mevsimini

şimdiden yaşamaya başlayan Antalya’da aldık soluğu. Yaz güneşinin

enerjisini yansıtan pırıl pırıl bir deniz, yemyeşil kıyılar, tüm konforuyla

yepyeni oteller, daha şimdiden misafirlerini ağırlamaya hazır. Antalya’ya

gidip de, yazın da kışı yaşatan Saklıkent’e uğramadan olur mu?

Oradakiler hayatlarından çok memnun. Bütün gün kayak yapıyorlar ve

dağdan inmeye hiç niyetleri yok. Biz onları bu keyifle başbaşa bırakıp,

her mevsim ayrı güzel olan Kapadokya’ya uğradık. Benzersiz peribacaları

yine aklımızı başımızdan aldı. O büyülü atmosferi bir de balon keyfi

yaparak yaşamak istedik. Balonla Kapadokya turu, her insanın ömrü

boyunca en azından bir kere mutlaka yaşaması gereken bir deneyim.

 

Dört mevsim yeşil olan Karadeniz’in kışkırtıcı güzelliğine dayanmak ne

mümkün? Doğal hayatın kaynağı Karadeniz yaylaları, çay tarlaları,

kemençesi, horonu, kolbastısı, hamsi tavası, kayganası öyle bir sarıp

sarmalıyor ki insanı, zaten Karadeniz’e bir giden de bir daha geri

dönmek istemiyor. Ama biz Türkiye’nin her köşesinden selam

getirmek istediğimiz için, Ege kıyılarında, dilimizde Ege ezgileriyle

turluyoruz. Bodrum’a giden, Bodrum’u yaşayan herkesin kalbinin

yarısı orada kalmıştır. Bodrum, tatilin ta kendisidir. O bir Ege

türküsüdür, yanık Ege güneşidir, ılık imbat yelidir. Bodrum,

Türkiye’nin uğurudur. Bodrum’u yaşamak lazım...

 

Bu küçük Türkiye turunun ardından, artık yolculuk vakti gelmişti, Berlin’e doğru yola çıktık. Dünya sahnesi bizi bekliyordu.  Biz Almanya’ya yola çıkarken, herkesi bu çok özel ve güzel coğrafyaya, Türkiye’ye davet etmeyi de unutmadık. Anlattıklarımızdan çok daha güzel anlar yaşayacaklarının da garantisini verdik.


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.