Kuşkusuz Türk turizm sektörünün bu günlere geliş serüveninde bir çok değerlerin ıslak imzası bulunur. Bu değerler arasından Türk turizme kattıkları değerler ve örnek kişilikleri ile sektöre ışık tutan 2 isimden söz edeceğiz.Haluk Durukal ve Fethi Pirinçcioğlu.


Haluk  Durukal İstanbul’da 1921 yılında doğdu.Ve 28 Şubat 2003 tarihinde aramızdan ayrıldı. Derneğimiz Tuyed’in kurucu ve Onursal Başkanlığını yapan Durukal, gazeteciliğe 1939 yılında İktisadi Yürüyüş’ adlı dergide başladı. Sırasıyla Akşam, Cumhuriyet ve Milliyet gazetelerinde çalıştı. Miltur ve Milta Seyahat Acentaları kurucusu olan durukal, Türkiye’de yazılı basında ilk defa turizm sayfası hazırlayan kişi oldu.
     
Durukal TGC’nin yayın organı olan Bizim Gazete’nin kuruluşundan itibaren turizm sayfasının hazırlanmasına katkıları oldu.Basın Şeref Kartı sahibi olan Durukal,1996 yılında Burhan Felek Basın Hizmet ödülünü almıştı. Hasta yatağında dahi Türk turizminin gelişmesi için kalemini elinden düşürmeyen katkıları ve önderlerikleri ile sektörün saygıdeğer bir büyüğü idi.
     
Diğeri ise Türk turizminde centinmenliği ile iz bırakmış olan Fethi Pirinçcioğludur.Fethi Pirinçcioğlu, Süleyman Nazif, Cahit Sıtkı ve Ziya Gökalp’lerle kuzen olan ilk TBMM üyelerinden, Atatürk’ün döneminde ilk Bakanlar Kurulunda Bayındırlık Bakanı Fevzi Pirinçcioğlu’nun oğludur.
      
Fethi Pirinçcioğlu, Halide Edip’in asistanı olan İnci Pirinçcioğlu (1923-2001)ile evli idi.
Fethi Pirinçcioğlu uluslararası turizm dünyasında dostluk kulubü olarak bilinen SKAL Türkiye’nin Kurucu üyesi ve Aturjet’in (Turizm Yazarları Derneği) Genel Sekreteri ve onursal Bakanı idi.Ben de o dönemde anılan derneğin Yönetim Kurulu üyesi olarak bulunmaktaydım.
     
Cumhuriyet Gazetesi Beyoğlu Muhabirliği ile gazeteciliğe başlayan Fethi Pirinçcioğlu New York üniversitesinde işletmecilik eğitimi görürken Türkiye’nin Basın Yayın ve Turizm Tanıtma Bürolarında görev yapıyordu.İlk turizm tanıtma olgusunu orada Türkiye’ye gitmek isteyen Amerikalılara bilgi vererek başlayan Pirinçcioğlu Amerika'da eşi ile Türkiye’nin tanıtımına kendilerini adamışlar ve yıllarca bu uğurda yüreklerini ortaya koyup, Türk Turizmini Amerika’nın ötesi, dünyaya tanıtmışlardı.
    
1955 senesinde eşi İnci Hanımla New York’tan geri döndüklerinde Basın Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğünün İstanbul Temsilcisi ve Turizm Şefi olan Pirinçcioğlu, Hilton Otelinin açılışı dolayısıyla İstanbul’a gelecek olan Dünyanın ve Hollywood’un ünlülerini gezdirerek ilk tercüman kursunu açmıştır.
    
1960’ın başında Basın Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğünün New York ofisine Turizm Ataşesi olarak atanan Pirinçcioğlu, ayrıca halkla ilişkiler üzerine Master yaptı. Türkiye’ye döndüğünde işe önce Turizm Bankası Genel Müdür Yardımcısı ardından da BP’de halkla ilişkiler Müdürü oldu.
     
Pirinçcioğlu kurduğu ABC Turizm deneyimlerinin ardından 1968 yılında Türk Misafirperverliğini profesyonel anlamda uygulamak ve dünyaya tanıtmak hedefiyle VIP Turizmi kurdular.
     
Yıllar boyunca Türk Turizmini temel taşlarının oturmasına Türkiye’nin uluslar arası platformda bilinirliğinin arttırılmasına sektörün bugünkü profesyonellerinin yetiştirilmesine büyük katkıda bulunmuşlar, bu alanda bir çok ödüle layık görülmüşlerdi.
     
Fethi Pirinçcioğlu VIP Turizm onursal Başkanı olarak da bir çok konuda sektöre önderlik ederek etkin çalışmalarını sürdürmüştür. İtü Vakfı Turizm ve Otelcilik okuluna sık sık gelir öğrencilerimizle deneyimlerini paylaşmaktan büyük haz duyardı.Amerika’dan dahi okulun öğrencilerimizin gidişatı hakkında bilgi alırdı. Okulun, 2012 yılında kapatıldığını duysa ne kadar üzülürdü bilemem.
  
Evet Dostlar,
28 Şubat 2003 yılında yitirdiğimiz Merhum Haluk Durukal ve 18 Mayıs 2012 de bu dünyadan göç eden Merhum Fethi Pirinçcioğlu Türk Turizminin yüreğine imzaları bulunan öncülerdir.
Onlar, yarım asırdan fazla bir sürede Türk turizm sektörünün uluslar arası bir düzeye çıkması için canla başla çalıştılar.
Kalemleriyle, fikir ve eylemleriyle sektörün başarısı için bir yerde can suyu oldular.Sektörün gerçek sorunlarını dile getirdiler. Yandaşlığa soyunmadılar ve kalemlerini turizm geleceği için bilediler. Kimi zaman çıkar çevrelere kimi zaman da bürokrasiye karşı direndiler.
Sektör bünyesinde kurucusu dernekler de bu günleri sabırsızlıkla beklediler. Sımsıkı sarıldıkları sektörlerini hiç bırakmadılar.
   
Onlar, sadece bir sektörün değil aynı zamanda Kemal Atatürk Cumhuriyetinin de ‘KÖKLER’i oldular.Kalemlerini, eylemlerini her zaman doğrulardan, sevgiden ve barıştan yana kullandılar.Genç turizmcileri ufuk açıcı bir yolculuğa çıkardılar.
Onlar kendilerini Türk turizmine adayan bir inancın ‘DUAYEN’leri oldular.