Terör belasının turizme etkileri
Turizm, barış dolu, savaşsız, terörsüz dünyada yaşayan ve gelişen bir sektördür. Turizme zarar verecek barış ve huzuru bozan olguların başında dünya nüfusundaki hızlı artış gelmektedir.
Şaban Ali Yaşaroğlu
Dünya nüfusunun sekiz milyara yaklaşmasının yanı sıra , insan ömrü de seksen-doksanlı yaşlara uzamıştır. Köylü halk, kendi kültürü ile kentlere taşınmakta, işsizlik ürkütücü boyutlara varmaktadır. Sınırları belli olan dünyamız da böyle bir artışın toplumsal patlamalara neden olacağı öngörülmektedir. Nüfus artışının beraberinde gelen işsizlik, yaşam standartlarını düşürmekte, günümüzde orduların savaşı yerine örgütsel terör olaylarına sebep olmaktadır. Küresel terörün bataklığını kurutmak için ,sosyal adaletin yaygınlaştırılması, varsıl kişi ve şirketlerin gücü ile geçinen halkların sömürülmemesi, politikacılar kendi çıkar ve gelecek seçim yatırımı yerine nesillerin geleceği için hizmet vermelidir. Bu sorunun doğuracağı zararların ayırdına varamamış ve yeşil ışık yakanlar, gün gelir önemli sorunlarla boğuşmak zorunda kalırlar.
Uygarlığı ve çağdaşlığı tehdit eden terör olayları ile karşı karşıyayız. Bunların başında da kökten dincilerin ön planda görünmesi, İslam coğrafyasında büyük üzüntü ve kaygı yaratmaktadır. Zalimliğin siyasal ya da dinsel sınırları yoktur. Ne yazık ki uygar dünya ,terör konusunda ülkemizi ön planda görmektedir. Eğer insanlık karşı karşıya bulunduğu ölümcül felaketin bilincine varmaz ise, beterin beteri herkesin başına gelebilir. Çok yakın tarih de Fransa eski Cumhurbaşkanının eşi, Diyarbakır’ımıza gelerek PKK terörüne arka çıkmıştır. Şimdi ise terör uygarlığı tehdit ederek insanlık yas tutar hale gelmiştir.
Özellikle ülkemize karşı, düşmanca bir tavır ve eylem içinde olan terör destekleyicilerini milletçe lanetlemeliyiz. İslamiyet, barış, adalet, sevgi ve hoşgörü dinidir. Hiçbir zaman radikal dincilerle uyum sağlamamıştır. Bu nedenle insanlığı hiçbir zaman ağlatmayan, ağlamayan, mutluluk dolu bir dünya görmek istiyorsak, küresel güçlü bir sesle terörün lanetlenmesine öncülük yapmalıyız.
Cehalet ile silah aynı elde bulunursa orada terör doğar. Bütün ülkelerin temsilcileri cehaletin ortadan kalkması için çözüm aramalıdır. Terörden şikayet eden çağdaş ülkelerin silah sanayisinde de önde olmaları dikkat çekicidir. Dünya halklarını cehalete sürüklerseniz, orada diktatörler ve teröristler yaratırsınız. Terörü zalim ve kötü niyetliler yaratır, zavallı beyni yıkanmış insanlar canlı bomba olarak ölür. Tarihi Sultanahmet Meydanın da veya Paris’in göbeğinde yaşandığı gibi.
Ülkemiz kırk yıldır terör belasıyla karşı karşıyadır. Halkımızı sivil asker beşikteki bebeğe kadar hedef alan ,canlarına kasteden bu güçlere ,arka çıkıp destek veren kimi ülkeler, gün gelir bunun kendilerine de dönebileceğini bilmelidirler. Aynı güneşi , aynı gökyüzünü paylaştığımız bu dünyanın insanları olarak bu beladan kurtulmak için ortak çözüm aramalıyız. Dünya kötülük yapanların değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanların yüzünden tehlikeli bir yerdedir. Dünya gündeminde ön planda yer alan bu sorunlara , küresel çözüm getirilmedikçe daha çok acılar çekilecek ve yaralar kanayacaktır.
Sonuç olarak; insanların kendilerini güvende hissetmedikleri ortamlardan uzak kalmak istemeleri , turizm sektöründeki hareketliliği de olumsuz etkilemektedir. Çağdaş uygarlık ve yaşam değerlerine karşı çıkan, terör tehdidi altında bulunan ülkelere gitmek istemeyeceklerdir. Terörün insan ve toplum huzuruna zarar vermesinden dolayı en fazla turizm sektörü etkilenecektir. Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Atatürk’ün bizlere bıraktığı ‘ Yurtta barış, dünyada barış ‘ düşünce mirasına sahip çıkmalı ve tüm dünyaya duyurmalıyız.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: