Staj için THY'ye başvurdum almadılar, müdür oldum...

Kevin Costner, Barcelona, Manchester United, Kobe Bryant... Türk Hava Yolları marka olmuş bu isimlerle yan yana durmayı ve giderek büyümeyi başardı. Sırada yeni sponsorluklar var. THY Genel Müdürü Temel Kotil “Çıtamızı çok yükselttik. Her adımımıza dikkat etmeliyiz” diyor

Turizm Aktüel Turizm Aktüel 31/12/2019 23:40
Staj için THY'ye başvurdum almadılar, müdür oldum...
Esra Cengiz / Star Gazetesi

Gazetelerin ekonomi sayfalarını süsleyen hızlı büyüme rakamları, dünyanın dört bir yanına açılan yeni hatlar, Hollywood ünlülerinden NBA ve futbol yıldızlarına imzalanan sponsorluk anlaşmaları, uçan şefler... Bunlara karşın yapılan rötar şikayetleri, reklam harcamalarının fazlalığına dikkat çekenler, kimi hatları gereksiz bulanlar... Türk Hava Yolları son yıllarda gündemden hiç düşmüyor. Mart ayının ilk haftası Los Angeles hattının açılışını küresel marka yüzü anlaşması imzaladıkları ünlü basketbol yıldızı Kobe Bryant ile yapan THY’nin patronu Doç. Dr. Temel Kotil ile bir araya geldik.

Bu aralar milletvekili adayı olacağı yönünde haberler çıksa da bu bilgiyi doğrulamayan Kotil’i artık kamuoyu yakından tanıyor. Ancak kendisiyle ilgili yine de kısa bir özet geçelim: Doç. Dr. Temel Kotil 1959 doğumlu. 1983’te İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. 1986’da ABD’nin Ann Arbor kentindeki Michigan Üniversitesi’nde uçak mühendisliği mastırı, 1987’de aynı üniversitede makine mühendisliği dalında ikinci yüksek lisansını yapan Kotil, 1991’de doktorasını tamamladı. Kotil, 1991-93 arasında İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesinde Havacılık ve İleri Kompozit Laboratuarlarının kuruculuğu ve yöneticiliğini yaptı. Aynı üniversitede yardımcı doçent ve doçentlik yaptı. 1994-1997 arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Daire Başkanı olarak çalıştı. 2001’de ABD’de Illinois Üniversitesi’nde misafir profesör olarak görev yaptı. 2003’te THY Teknik Genel Müdür Yardımcılığı’na getirilen Kotil, 2005’te genel müdürlük koltuğuna oturdu.

THY’nin büyümesiyle ilgili çok konuşuluyor. Neler yaptınız? Kendinizi başarılı buluyor musunuz?
Tabii çok ciddi göstergeler üzerinden Türk Hava Yolları’nın her yıl hızla yükselişe geçtiği görülüyor. Hatta bu konuda  Avrupa Birliği’ne sunmak üzere bir rapor hazırladık. Dünya havacılığının büyüme hızı düşerken Türk havacılığı inanılmaz bir yükselişe geçti. Bunu anlatmak için bu raporu sunacağız.

Gereksiz hattımız yok
Bu nasıl sağlandı?
Çünkü Türkiye havacılığa yatırım yaptı. Bütün dünya vergileri artırırken biz azalttık. Bir de işin halk nezdinde PR’ı yapıldı. Artık herkes uçuyor. Meşhur eksen kayması lafı aslında havacılıkta gerçekleşiyor. Dünyanın ekseni doğuya doğru kayıyor. Aslında Batı’daki havacılık küçülmüyor, sadece Doğu gelişiyor. Türkiye’deki siyasi durumu THY’nin grafiklerine bakarak söyleyebilirsiniz. 10 milyondan 35 milyona çıkan yolcu sayısından söz ediyoruz. Ülke dış-iç politikasına ne kadar odaklanırsa insanlar o kadar canlanıyorlar. Bütün mevzu bu. Ülkede durum stabilse insanlar daha çok seyahat ediyor, ümitlendikleri için iş yapıyor, gezi amaçlı seyahatler ediyor. Bu rakamların sosyolojik bir altyapısı var. THY iki-üç kat daha büyürse dünyanın en büyük 10 havayolu şirketinden biri oluyor. İstanbul transit hatların merkezi oldu. Türkiye gerçek köprü işlevini şimdi yerine getirmeye başlıyor.

Özellikle Afrika kıtasındaki kimi hatları gereksiz bulanlar var...
Evet çok eleştirildik. ‘Neden Afrika’da hat açıyorsunuz? Oraya kaç kişi gider ki’ dediler ama biz köprü kuruyorduk. Havacılıkta para kazanacaksanız köprü olmalısınız. Amacımız çevre ülkelerden alıp Amerika kıtasını beslemek, oradan toplayıp Asya’yı Uzakdoğu’yu beslemek. Bizim şansımız ülkenin stabil gittiği bir dönemde yönetici olmamız. Ekonomimiz iyi gidiyor. Şuna bazen çok üzülüyorum, darlanıyorum: ‘THY nasıl bu kadar başarılı olur?’  Türkiye’deki  herhangi bir havayolunun ya da şirketin başarılı olması niye şaşırtıyor ki insanları?

Uçaktan korkmak yersiz
Birçok birimin başında daha 20’li yaşlarında olan yöneticiler var. Bu bir risk değil mi?
Başarımızın en önemli sebebi asıl bu. Ortalama yönetici yaşımız 30’un altında. En yaşlıları benim. 52 yaşındayım. Yeni açtığımız hatları da gençlere teslim ediyoruz. Başına gençleri getirdiğimiz her hat en az 10 milyon dolar ciro yapıyor. Biz şunu gördük; ülkemizi gençlere teslim edelim. İstedikleri kadar yanlış yapsınlar, hiçbir mahsuru yok. Doğru yaptıkları, yanlışlarını çok çok düzeltiyor. Anne-babaların çocuklarına ‘Senden bir şey olmaz’ demeleri kadar kötü bir şey yok. Sen en iyisini yaparsın demeniz lazım. Gençlerin bizden daha insancıl olduğunu düşünüyorum. Ortaokul-lise yıllarında bize ‘Yaparsınız’ değil ‘Olmaz yapamazsınız’ derlerdi. Bu yüzden bizim nesilde bir eziklik var.

Uçağa ilk ne zaman bindiniz?
23 Mart 1984’te bindim ilk kez. Staj için Türk Hava Yolları’na başvurdum. Beni almadılar. Devlet bursu kazanıp ABD’ye giderken ilk kez o zaman bindim.

Kaza olduğunda toplantıdaydık
Uçak mühendisliğini bitirdikten sonra bindiniz yani. Peki korkmuş muydunuz?
Uçma korkusundan dolayı işlerini yarım bırakan iş adamları var. Uçaktan korkmak yersiz. Çünkü uçak çok doğal bir taşıt. İçinde mühendislik olarak insan aklının koymadığı hiçbir şey yok. Her türlü trübülansla baş edecek donanıma sahipler. Ama uçağı aşırı kötü hava şartlarına sokmamak lazım. Bence yerde yürürken başınıza ne gelecekse uçağın koridorunda yürürken de ancak onlar gelebilir.

Bir havayolu yöneticisinin en büyük kabusu bir uçağının kaza yapmasıdır ve siz de bunu yaşadınız...
Evet, maalesef Amsterdam’da uçağımız düştü. Hiç de iyi bir duygu değil bu. Kurumda yönetim kurulu toplantısındaydık. İnanılmaz bir üzüntü duyduk. Ama başınıza ne gelirse gelsin onun altından kalkmanız gerekiyor. Ben sabah uyanıp bir şey olacak diye korkmuyorum. Çünkü verilen emekleri gösterilen çabaları biliyorum.

Başka firmalarla uçuyor musunuz?
Uçuşumuz olmayan yerlerde tabii ki başka havayollarını kullanıyoruz. THY’nin uçuşu olsa bile zamanı size en uygun olanı seçmek için diğerleriyle seyahat ediyoruz. Onların işlerini nasıl yaptığını tabii ki gözlemliyoruz. Bütün olarak her işi iyi yapan havayolu bulmak zordur. Bunu bizden daha iyi yapıyorlar dediğimiz şeyler de oluyor. Bunları hemen yazıyoruz zihnimize. Hatta kendi personelimizi başka şirketlerle uçmaya teşvik ediyoruz.
Hosteslerimizin hepsi güzel.

Business class mı uçuyorsunuz?
Ekonomi uçtuğum da oluyor. Eğer business’taki koltuğun satılma ihtimali varsa ben ekonomi uçarım.

Size özel ikramlar oluyor mu? Hangi mönüyü beğeniyorsunuz en çok?
Arkadaşlar ikramda bulunuyor, herkes yesin geriye ne kalırsa biz onu yiyelim diyoruz. Yemeklerimizin hepsi gerçekten çok lezzetli.
Hostesler eskisi kadar güzel değil diyenler var.
‘Eskisi’ dediğiniz yönetim değişikliği 2003’te başladı. O zaman kabinde çalışan hostes sayısı bin 700’dü. Şu anda 5 bini geçtik. Hosteslerimizin hepsinin pırıl pırıl ve çok güzel olduğunu görüyorum. Bu kadar hacim olunca belki bu yorumlar yapılıyordur.


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.