Semerkant turizm merkezi Türklere emanet
Ülkede turizmi geliştirmek için büyük ölçekli yatırımlara girişen Özbekistan, özellikle Semerkant’a büyük önem veriyor. Ülkenin en büyük şirketlerinden biri olan Erial Grubu tarafından Semerkant’ta hayata geçirilen ‘İpekyolu Turizm Merkezi’nin yönetimi Türk turizmcilere emanet edildi.
Ülkede turizmi geliştirmek için büyük ölçekli yatırımlara girişen Özbekistan, özellikle Semerkant’a büyük önem veriyor. Ülkenin en büyük şirketlerinden biri olan Erial Grubu tarafından Semerkant’ta hayata geçirilen ‘İpekyolu Turizm Merkezi’nin yönetimi Türk turizmcilere emanet edildi. Türk turizmciler, burada işin hem otel, hem kongre merkezi, hem havalimanı hem de hava yolu ayağında kritik görevler üstlendi.
Orta Asya’nın en köklü tarih ve kültür şehirlerinden Semerkant, turizmde hak ettiğini almak için harekete geçti. İçinde 8 otel, dev bir kongre merkezi, Semerkant’ın bütün tarihi yapılarının bir arada bulunduğu Ebedi Şehir ve iki kilometre uzunluğunda bir kanalı barındıran İpekyolu Turizm Merkezi Semerkant turizminin gelişiminde lokomotif görevi üstleniyor.
Erial Group'tan Semerkant’a milyar Dolarlık yatırım
Yatırımı ülkenin gruplarından Erial Grubu tarafından yapılan milyar Dolarlık turizm yatırımının işletmesini Türkiye’den Güray Group üstlendi. Türkiye turizm sektöründe yıllar içinde edindiği bilgi ve deneyimi Semerkant’a taşıyan şirket, sadece İpekyolu Turizm Merkezi’nin değil, Semerkant Havalimanının ve Air Samarkand’ın da yönetimini yapıyor. Şirket ayrıca, yine Erial Grubu tarafından Buhara’da yapılan benzer bir yatırıma da proje aşamasında dahil oldu.
İpekyolu Turizm Merkezi’nin Satış ve Pazarlama Direktörlüğü görevini üstlenen Nevzat Biçer, hem Özbekistan’ın ve Semerkant’ın turizm potansiyeline hem İpekyolu Turizm Merkezi’ne hem de grubun buradaki rolüne ve hedeflerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Sekiz otel, Ebedi Şehir, 3 bin kişilik kongre merkezi
Özbekistan’ın turizm ile ilgili vizyonunun son 7-8 senede geliştiğini ve bu vizyonu ülkenin tüm şehirlerine yaymak istediğini kaydeden Nevzat Biçer, “Çünkü Özbekistan’ın Semerkand, Buhara, Hiba, Fergana Vadisi gibi tarih ve kültür açısından son derece değerli şehirleri var. Özbekistan’da turizm yatırımları öncelikli. İpekyolu Turizm Merkezi de, nitelikli yatak kapasitesinin oluşturulması noktasında ortaya çıkan bir ihtiyacın ürünü.
2022 yılının eylül ayında açılan turizm merkezi, bin 200 yatak kapasiteli ve aynı anda 2 bin 500 kişinin konaklamasına olanak sağlıyor. Proje kapsamında 8 otel, eco-village, 3 bin kişi kapasitesi ile Özbekistan’ın en büyük kongre merkezi bulunuyor. Şanghay İşbirliği Örgütünün (ŞİÖ) toplantısı 2022 yılının eylül ayında bu kongre merkezinde yapıldı. Devamında BM’ye bağlı diğer örgütlerin de konferansları yapılıyor” dedi.
Semerkand Havalimanı, turizm trafiğini artırdı
Başkent Taşkent’teki kongre merkezlerinde yeterli kapasite olmadığı için büyük ölçekli kongrelerin burada yapılamadığını ifade eden Nevzat Biçer, “Turizmin en önemli bacağı ulaşım ve Semerkand Havalimanı’nın daha modern bir şekilde faaliyete geçmesi Semerkand’ın turizm trafiğini artırdı. Bununla birlikte Semerkant’a İstanbul’dan, Rusya’nın dört şehrinden, Kazakistan’ın Almatı şehrinden ve Dubai’den uçuşlar var.
Uçuşların artmasıyla birlikte turizm hareketi de artıyor ancak bu yeterli değil. Semerkant’a İspanya ve İtalya gibi Avrupa ülkelerinden de gelenler var ama yeterli değil. Amacımız hem Semerkant’ı daha fazla tanıtmak hem de gelen müşterileri daha modern tesislerde konaklatmak. Onun dışında Çin pazarının da buraya ilgisi var. Sanırım 3 yıldan beri gelmeye başladılar ve bunu da artırmak istiyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
"Kültür ve MICE turizmini geliştirmek istiyoruz"
Türkiye’den Semerkand’a gidişlerin şu anda daha çok inanç turizmi eksenli olduğunu anlatan Biçer, hacca gideceklerin içinden önceden buraya gelenlerin olduğu bilgisini paylaştı. ”Ancak biz kültür ve MICE turizmi vasıtasıyla yoğunluğu artırmak istiyoruz. THY, Özbekistan Hava Yolları ve Qanot Sharq İstanbul-Semerkant arasında uçuşlar yapıyor. Ayrıca SunExpress de İzmir üzerinden uçuyor.” diyen Biçer şu noktaların altını çiziyor:
“Semerkant’ta gecelemeyi artırma çabasındayız”
“Buraya insanlar sadece Semerkant için gelmiyor. Bir veya iki gece burada kalıp devamında Buhara ve Hiva gibi yerleri de geziyorlar. Bunlar haftalık paketler. Biz Semerkant’ta gecelemeyi biraz daha arttırma çabasındayız. Bunu sağlamamıza hizmet edecek ürünlerden biri de sağlık turizmi ve bizim tesis içerisinde bu alanda da önemli olanaklarımız var. Özellikle post-covid sonrası tedavi süreçleri ile iskelet ve kas rahatsızlıklarıyla ilgili tedavi merkezimiz var. Burada tedaviler doktor kontrolünde yapılıyor ve yerimiz lisanslı.
İpekyolu Turizm Merkezinde kültür, sağlık ve MICE kombinasyonundan oluşan bir turizm yapmayı hedefliyoruz. Tesislerimizin kapasitesi ve alt yapısı bunları karşılayabilecek durumda. Yarın öbür gün belki de yatak kapasitemiz yetmeyecek ki şu anda öyle görünüyor.
“Türkiye’de CRM ile anlaştık”
Türkiye’deki tanıtım ve pazarlama ayağında CRM ile anlaştık. Tabi yeni bir anlaşma. Destinasyonla ilgili doneleri toplayacaklar ve tanıtım-pazarlama sürecini önümüzdeki bir iki ay içinde aktif olarak hayata geçirecekler. Sadece İpek Yolu Turizm Merkezi değil aynı zamanda Semerkant da tanıtılacak.”
“İkinci dev yatırım Buhara’ya yapılıyor"
Projenin devamı niteliğinde olan ikinci yatırımın ise Buhara’da yapıldığı bilgisini paylaşan İpekyolu Turizm Merkezi Satış ve Pazarlama Direktörü “Bu proje ise Buhara’nın şehir merkezinde. Toplam 900 yataklı 3 otelden ve kongre merkezinden oluşacak.
Buradaki otellerin de Hilton, Sheraton ve Crown Plaza markalarını taşıması planlanıyor. Güray Group olarak bu yatırımın planlama ve projelendirme aşamalarında da varız. Her şehirde aynı şeyleri yapmak riskli. Semerkant’ın farklı Buhara’nın farklı potansiyeli ve gerçekliği var ve projelerin de buna göre dizayn edilmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“8 otelden 6’sının müdürü Türk”
İpekyolu Turizm Merkezinin içinde bulunan oteller, yeni yatırımlar ve Türk personelle ilgili de bilgi veren Nevzat Biçer şu detayları paylaştı:
İpek Yolu Turizm Merkezi’nde bulunan otellerden biri Hilton, ikisi Hilton Garden In, ikisi Holiday In, ikisi Çin merkezli Minyoun ve biri de Crown Plaza markalarını taşıyor. İkisi hariç, geri kalan otellerin tamamının genel ve departman müdürleri Türklerden oluşuyor. Burada 18’i departman yöneticisi olmak üzere, toplamda 40 Türk çalışıyor. Öte taraftan Minyoun Otelin yiyecek-içecek müdürü de Türk. Minyoun otellerinin işletmecileri tesisi Çin’de pazarlıyor, biz de Türkiye’de ve diğer pazarlarda. Tabi yönetim zaafiyetini ortadan kaldırmak için bu otellerdeki personeli de Türkiye’den gelenlerle güçlendireceğiz.
“Kongre ve fuar alanını da biz işletiyoruz”
Onun dışında kongre merkezi ve fuar alanı da bizim işletmemizde. Burada bulunan Ebedi Şehir de şirketin ama orayı ayırdık. Artısıyla-eksisiyle orası bir kiracı şeklinde çalışacak.
Plajı bulunan bir biyolojik göl yapılacak
Bu proje içinde ayrıca aqua park, 350-400 metre plajı bulunan bir biyolojik göl de bulunacak. Temmuz-ağustos döneminde burası çok sıcak ama nem oranının düşük olduğu bir yer. Bu nedenle burada bir resort havası yaratarak en azından gelen misafirlerin serinlemek için kullanabilecekleri bir alan yaratmak istiyoruz.”
“Daha önce 2-3 farklı şirket gelmiş ama başarılı olamamışlar”
Peki Güray Group ve Türk turizmciler buradaki işin tam olarak neresinde? Biçer, soruya şu yanıtı veriyor:
Güray Group buranın işletmeciliğini yapıyor. Biz buraya tecrübemizi getirdik. Bu zamana kadar tesisse 2-3 farklı şirket işletmeci olarak gelmiş ancak becerememişler. Beceremedikleri için de bir hayal kırıklığı oluşmuş. Avrupa merkezli bu şirketler Semerkant’ı ve genel olarak bölgeyi iyi tanımadıkları için iyi bir analiz yapamamışlar. İyi analiz yapamadıkları için de Berlin’deki ya da Avrupa’daki bir otelin çalışma ve fiyat politikasını buraya oturtmaya çalışmışlar ve bu nedenle de yeterli doluluğa ve gelire ulaşamışlar.
Biz ise burada ülke gerçekliğine uygun bir fiyat ve ürün politikasını hayata geçiriyoruz. Örneğin geçtiğimiz 1,5 yılda fiyatları çok yüksek seviyelerde tutulduğu için burasıyla ilgili Özbeklerde ‘zengin yeri’ algısı oluşmuş. Bu neden fazla talep görmemiş ve iç turizmden de yararlanamamış. O nedenle biz fiyatlarımız hem iç hem de dış pazara optimize ederek uygun şartlarda gecelemeyi artırmayı hedefliyoruz.
Çin ve Bahreyn ile charter uçuş anlaşmaları yapıldı
Semerkand turizminde pazar çeşitliği sağlanmaya başlandığını belirten Biçer, bu sene Bahreyn’den charter uçuşların da başlayacağını ifade etti. Minyoun Otellerine ilave olarak, kendilerinin Hilton Garden In otelleri için Çin’de yeni bir anlaşma yaptıklarını açıklayan Biçer, “Yani bu sene Pekin-Semerkant ve Bahreyn-Semerkant charter uçuşları başlayacak.
O nedenle bizim Garden In ve Holiday In otellerimiz yıl boyunca dolu olacak. Crown Plaza, Hilton ve Minyoun otellerimiz de üst gelir grubu misafirlerimizi ve MICE gruplarını ağırlamaya devam edecek" dedi. Biçer, değerlendirmelerine şu sözlerle son verdi:
“Expo Center’a 6 bin metrekarelik bir ek alan yapılıyor”
"Tesis içindeki Expo Center’a 6 bin metrekarelik bir ek yapılıyor. 2-3 ay içinde o da tamamlanmış olacak. Buranın işletmesi de bizde olacak. Orada da networkümüzü güçlendirmek için Uluslararası Kongre ve Kongre Derneği (ICCA) ile anlaşıyoruz. Onun dışında Orta bölgesinin kongre organizatörleri birliği olan Küresel Fuar Endüstrisi Birliği (UFI) ile de görüşüyoruz.
Özbekistan’da ICCA’ya ilk biz üye oluyoruz. UFI’nin ise istediği bazı kriterler var. O kriterleri tamamladığımızda onlarla da aktif bir şekilde çalışacağız. Tesis içinde 4-6-8 kişilik 14 tane de villamız var. Masif ahşaptan inşa edilmiş bu modern villaların her biri diğerinden bağımsız ve özel havuzları var.
“Semerkant’ın gerçekliğine uygun fiyatlarla doluluğa odaklandık”
Taşkent’in değil Semerkant’ın gerçeklerine göre belirlenmiş bir fiyat politikasıyla doluluğa odaklanmış durumdayız. Bu doluluk da bizim ekstralarımıza yansıyor. Odada alamadığımız 15-20 Doları ekstralardan alıyoruz. Bu, bizim ve bölgenin tanıtımına da katkı sağlıyor. 2024 güzel başladı.
2024 planlalarımıza ve bütçelerimize ulaşabileceğimizi görüyoruz. Bunu fuarlarla ve MICE operasyonlarıyla desteklersek 2025 ve 2026 yılları çok daha iyi olacaktır. Çünkü bilindiği üzere, kongre fuar takvimleri 1-2 yıl önceden belli oluyor."
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: