ÖPÜŞMEK “OUT”, TOKUŞMAK “İN” OLDU!
Ülkelerin örf ve adetlerine göre, farklı öpüşme kültürünün oluştuğunu da görüyoruz.
Sizlerin de çok iyi bildiğiniz, birkaç ülke insanlarının öpüşme alışkanlıklarından örnekler vermek istiyorum.
Türklerde öpüşmek
Öpüşme kültürü Türkler arasında asırlardır süre gelen bir ananedir. Aile yakınları, arkadaş ve dost çevrelerinde ve sevgililer arasında, birbirleri ile her karşılaştıklarında, kadın erkek demeden birbirlerine sarılaraktan, sağ ve sol yanaktan öpmek bir alışkanlık, samimiyet ve yakınlık göstergesidir.
Bazı erkeklerin birbirlerini öperken, birbirlerini kollarından sıkı sıkıya tuttukları görülür. Bu gösteri karşı tarafa gösterilen yakınlık, dostluk, ve samimiyeti pekiştirme emaresidir.
Türklerde rastlanan öpme kültürü içinde en yaygın olanı da, bir büyüğün elini öptükten sonra, öptüğü eli alnına değdirerek, duyduğu saygıyı anlatma şeklidir.
İslam ülkelerinde öpüşmek
İslam ülkelerinde, gerek halklar arasında, gerek diplomasi ve iş dünyasında öpüşmenin bir sevgi gösterisi, duygu gösterisi, özlem gösterisi, saygı gösterisinden çok, bir selamlaşma alışkanlığı olduğu dikkat çekiyor.
İslam ülke halklarında rastlanan diğer bir öpüşme farklılığı da, öpüşme işleminin üç hamlede yapılıyor olmasıdır. Bazı erkekler arasında öpüşme yerine sağ ve sol omuzları birbirine değdirerek de selamlaşmış olunuyor.
Fransızlarda öpüşmek
Bana ve birçok insana göre Fransızlar, dünyada öpüşmeye en meraklı ve öpüşmeyi en seven, dakikalarca değil, saatlerce öpüşebilecek bir millettir.
Fransızlarda öpüşmek sosyal bir davranış sekli olduğu gibi, karşı cinse duyulan sevgi ve hayranlığı da gösterme şeklidir. Buna bir çeşit duygu seli gösterisi de diyebilirim.
Fransızlarda, yakın aile, arkadaş, dostlar arasında yanaklardan üç hamlede öpüşmek bir milli alışkanlıktır. Laf olsun diye öpüşmezler, öpüşürlerken dudaklar, yanaklara değer. Paris de ise, insanların birbirlerini sağ ve sol yanaktan ikişer defa öptükleri görülür. Yani, ikili olan öpüşmeyi tekrarlayarak, dörtlerler.
Fransızlar, kadını ve erkeği ile öpüşmeyi sanat haline getirmiş, dans haline getirmiş, dünyanın en ateşli ve romantik insanları arasında yer alırlar.
Fransız erkeklerinin sosyal hayat içinde bir hanımın elini öpmeleri, eli öpülen hanım, ister evli, ister bekar olsun, bazen bir sevgi ve saygı gösterisinden, bazen bir nezaket ve centilmenlik gösterisinden ve bazen de bir protokol gereğinden kaynaklandığı bilinmektedir. Bu kural İngiliz erkekleri arasında da çok yaygındır.
Ruslarda öpüşmek
Ruslarda öpüşme alışkanlığı, diğer batılı ülkelerde görülen standart öpüşme tarzından daha farklılık göstermez. Ancak, sık rastlanmamakla beraber ve eski bir anane olarak, dünyaca meşhur bir öpüşme kültürleri vardır ki, buna Rus tarzı öpüşme denir.
Rus tarzı öpüşmeye bazı yakın arkadaşlıklar ve dostluklar arasında rastlanmaktadır. Hatta, bazı devlet protokollerinde dahi iki devlet adamının sıkı sıkıya ve yalnızca dudaklarını birbirlerine bastırarak yaptıkları bir öpüşme tarzıdır. Ruslar, bu işlemi yaparken, birbirlerinin kollarından da sıkı sıkıya yakalarlar.
Amerikalılarda öpüşmek
Amerikalılar duygusal bir toplum değildir. Yanak öpüşmesine, nadiren olsa bile, aile bireyleri ve samimi arkadaşlıklar arasında rastlanır. Yaygın olan öpme şekli, tek bir yanağın öpülmesi şeklinde gerçekleşir. Erkekler arasında öpüşme alışkanlığı yoktur.
Ülkemiz erkekleri arasında yeni bir alışkanlık doğdu; Kafa tokuşturmak (!)
Son yıllarda Türklerin öpüşme kültüründe önemli bir değişiklik yaşandığı çok kişinin dikkatini çekmektedir. Bu değişikliğe sizler de şahit oluyorsunuzdur veya bazılarınız, bu değişikliğe ayak uydurmuş da olabilirsiniz.
Yollarda, toplu taşıma araçlarında, iş yerlerinde, ev ziyaretlerinde, hatta devlet protokolünde, yalnızca erkekler arasında yanaklardan birer defa öpmek yerine, kafaların sağ ve soldan birbirine tokuşturulduklarını görüyor ve çok yadırgıyorum.
Çünkü, yazımın başında da belirttiğim gibi, öpüşmek, bir dostluk, arkadaşlık, samimiyet, yakınlık ve sevgi gösterisidir. Kafa tokuşturma işlemi aynı işlevi yerine getirmediği gibi, Türk ananelerinde böyle bir alışkanlık yoktur.
Kafa tokuşturmanın çağ dışı, kabaca ve samimiyetsizce bir yaklaşım olduğu düşüncesindeyim.
Selamlaşma gereksinimimizi yerine getirirken, karşı tarafı mutlaka öpmek de gerekmez. Öpüşmek, hiç birimiz için zorunlu bir gereksinim değildir. Bir insan, karşısındaki insana yakınlık ve sevgi duygularını yansıtmak isterse öpüşür. Eğer, karşınızdaki insana bir yakınlık ve sevgi duymuyorsanız, insanlara has olmayan kafa tokuşturma girişiminde de bulunmayın.
Zaman zaman, acaba, kültürümüz mü değişiyor? Yoksa, erkek milleti olarak anımsanan Türklerde, yeni nesil Türk erkekleri arasında öpüşmek, erkeksi bir davranış olarak kabul görmüyor mu diye düşünüyorum.
Şayet öyle düşünülüyor ise, öpüşmezsiniz olur biter. Ama medeni insanlar arasında kafa tokuşturmak niye? Samimi bir tokalaşma ile niye yetinilmez?
Kafa tokuşturarak selamlaşmanın Ergenekon efsanesi dönemi Türkleri arasında var olduğu rivayet edilir.
Bu bağlamla, kafa tokuşturarak yapılan selamlaşmanın bir siyasi düşüncenin taraftarları arasında yapıla gelmekte olan bir selamlaşma sembolü olduğu söylenmekte ise de, bu tür selamlaşmanın muhafazakar kesim arasında da çok yaygın olduğu, hatta etellektüel(!) geçinen kesim arasında ve hatta TBMM üyeleri arasında dahi bu tür selamlaşmanın yapıldığı gözlenmektedir.
Kafa tokuşturma alışkanlığı, çağdaş dünya milletlerinin alışkanlıkları arasında rastlanmakta olan insani refleksler arasında bulunmamaktadır. Bu refleks, insanların dışında bulunan diğer bazı canlı türlerinde mevcuttur.
Eskimolar, birbirleri ile selamlaşırken, burunlarını birbirlerine sürterlermiş. Biz, bu günün Türkleri, dünyanın en köklü kültürüne sahip bir soyun torunları ve temsilcileriyiz. Dünya ülkelerinin bizi, Eskimo kültürüne benzer kültür almış, ilkel insan topluluklarından ayırt etmeleri gerekir.
Kafa tokuşturarak selamlaşmayı, çağdaş dünyada, herhangi bir topluma yakışan bir selamlaşma veya dostluk gösterisi olarak kabul etmek mümkün değildir.
Samimiyetten uzak bir kafa tokuşturması yerine, medeni insanlara yakışan samimi bir tokalaşma daima tercih edilmelidir.
Turizmin hangi dalında görev yaparsanız yapınız, turizm sektöründe çalışanların işi, uluslar arası insan ilişkilerinde bağlantılar kurmak ve ülkemizi bu arenada temsil etmektir. Hatta, turizmi meslek edinmiş olan insanların, dünya insanları ile yoğun temas kurma konusunda, mesleği diplomasi olan insanlardan daha ön sıralarda görev yaptıklarını söylemek mümkündür.
Son söz olarak, biz turizmcilere yakışan selamlaşma şekli, kafa tokuşturmak değil, medenice tokalaşmaktır. Öpüşmek ise, karşı taraf ile samimiyet derecenize bağlı olarak, tokalaşmanızı pekiştirecek bir selamlaşma tercihiniz olmalıdır.
Özentilerimizde, alışkanlıklarımızda, hedeflerimizde ve beklentilerimizde, daima daha medeni bir toplum olmaya çalışmalıyız.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: