İtalya Sokaklarında Dante Rüzgarı

Bir yeri gezerken bizi en çok cezbeden şey nedir? Tabii ki de bir hikayesi olması... Geçmişten günümüze bilmek içgüdüsüyle formlanan insanlar olarak, adım attığımız yerlerin hikayelerini öğrenmek bulunduğumuz yerin hafızamıza daha da kazınmasına sebep olur.

Sinem Sözcü Sinem Sözcü 31/07/2024 16:36
İtalya Sokaklarında Dante Rüzgarı

Eğer hikayeyi bir de önceden biliyorsak, o atmosferde bir tanışıklık hali yaşarız. Roma sokaklarında gezerken gördüğüm bu Dante tabelasıyla hissettiğim tam olarak buydu: Tanışıklık hali…

Piazza Dante (Dante Meydanı, Roma/İtalya’da bulunan bir tabela (İtalyanca))

Roma’da gezerken gözüme çarpan ‘Piazza Dante’ yani ‘Dante Meydanı’ tabelası; İtalyanların ünlü yazar Dante’yi ülkelerinin birçok yerinde atıf yapacak kadar sevdiklerine şahit olmamızı sağlıyor. Hatta mekanlardan, zeytinyağlarına kadar her şeye… Peki adını her yerde gördüğümüz Dante kimdir? Gelin yakından tanıyalım…

Floransa doğumlu (1265) , İtalyanların en büyük şairi ve dillerinin yaratıcısı olarak sayılan Dante Alighieri; Şair, filozof,  edebiyat kuramcısı, ahlak felsefecisi ve siyasal düşünürlüğünün yanında dil araştırmacılığıyla da tanınıyor. Floransa lehçesini, bölgedeki halk şairlerinden derlediği kelimelerle zenginleştirip ilk gramer kurallarını belirleyerek modern İtalyanca'nın kaynağı sayılan Toskana lehçesini olgunlaştırıyor. Bundan dolayı kendisine daima İtalyanca'nın yaratıcısı ve dolayısıyla İtalyanların kültür ve ilim atası gözüyle bakılır.

 

Allegorical Portrait of Dante by Giovanni Battista Naldini  (National Gallery of Art in Washington D.C. )

Erken Rönesans Dönemi’nin felsefi ve edebi alt yapısını oluşturan Dante’nin geliştirdiği sistemden öncesine bir bakalım… Bin yıl boyunca edebi dil ve herkesin yazılı olarak kabul ettiği dil haliyle Latinceydi. Latince bilmeyen zaten üretimin bir parçası olamıyor ve hiçbir şey anlamıyordu. Ancak birden bire 1200’lerden 1300’lerden itibaren İtalya’da yazarlar ortaya çıkıyor ve bu yazarlar İtalyanca dilini ‘bastardo’ yani bastardize edilmiş bir sokak dili olarak kullanıyorlar. Biz buna halk dili, avam dili diyebiliriz. Ve yazarlar bu dili kullanarak oluşturdukları muhteşem edebi eserlerle, aslında o dilin halk diline de indirgenmesini sağlarlar.

Yazarların ortak noktaları Antik Yunan’ı ve eserleri çok iyi bilmeleri... Dante, geçmiş yazarları araştırıyor. Arşivlere giriyor. Küçük bir dedektif gibi Aristophanes, Euripides gibi oyun yazarlarının neler yazdığını görüyor. Yani Antik Yunandaki yazarları keşfediyor ve birden bire böyle bir İtalyancayı kullanarak ama mükemmel de bir sone formunu  (iki dörtlük ve iki üçlükten oluşan 14 dizelik bir nazım şeklidir) icra ederek müthiş bir külliyat bırakıyor gerisinde. Böylelikle ‘idealizme etme sanatı’ ortaya çıkıyor.

Günümüzde dünya turizmine baktığımızda, biz en çok bu idealize etme sanatının eserlerini ve insanların meraklarını görmekteyiz. Yüzyıllar boyunca yazarlar, şairler, ozanlar, heykeltıraşlar ve birçok türevden sanatçılar hep bir önceki hikayelerden ilham alarak üretim sağladılar. Dante gibi yazarlar geçmişe giderek Antik Yunan Sanatının mükemmellik üzerine olan algısını örnek alarak kendi coğrafyalarının ideal formunu geliştirdiler. Tabii bu yazılı eserler de kendisinden sonraki birçok sanatçıya ve sanat dalına örnek oldu. Hatta iletişim kurduğumuz beşeri ifade sistemimiz olan dilimiz temel alındı.

La Divina Commedia-1555 Edition. (Dante’nin meşhur İlahi Komedya eserinin 1555 yılına ait baskısı/ Galileo Galilei’nin Kütüphanesinden)

Dante’nin en önemli eserlerinden biri İlahi Komedya (La Divina Commedia). Dante denilince ilk akla gelen yapıtı İlahi Komedya’yı, ben lisede okurken oldukça alegorik bir serüvene çıkmıştım. Inferno, Purgatorio ve Paradiso (Cehennem, Araf, Cennet) olarak üç bölümden oluşan yapıt, dönemi baza alındığında hayal gücünü oldukça arşa çıkaran bir serüvendir. Tüm serüven idealimize giden süreçte şahit olduklarımıza metafor olarak kullanılan olayları temel alır. Cennet kısmına doğru, Dante, idealini kurduğu ve hayatında sadece iki kez gördüğü Beatrice figürünü görür. Böylece aşka ve ideallere kavuşma da edebi olarak belirli yollardan geçmeyi ifade eder. Bu hikaye, evrenin yaratılışından; sanat üretimine, ahlaki bir yaşamdan, ideal olana kavuşmaya kadar birçok şey anlatır. İtalya’nın birçok yerinde bu eserin temasıyla betimlenmiş yapıtlar görmekteyiz. Heykellerden, tuvallere birçok şekilde… Bu nedenle, turistik gezilerimizi yaparken gördüğümüz birçok figürün bir hikayeye dayandığını Dante örneğiyle görürüz.

 

Arno Nehri kenarında Dante’yi bekleyen bir Beatrice figürü (Floransa)

Dante, Beatrice’yi bir köprü başında görür, sonra evlenirler. Evlendikten sonra da iki sene yaşayıp ölen Beatrice, Dante’nin eserlerinin ana fikrini oluşturur. Dante hayatı boyunca onu idealize ederek, onu hayal ederek yaşar. Dolayısıyla, idealizmin doğumunu onun sonelerinden, şiirlerinden ve Beatrice’yi cennete yerleştirmesinden biliyoruz. (Hatta Floransa’da Arno Nehri’nin üzerine inşa edilmiş bir köprünün başında Beatrice figürünü görebiliriz.) Tüm bu idealizme ek olarak, 200 yıl ileri gittiğimizde İngiliz yazar Shakespeare’in Romeo ve Juliet eserinde bu idealize edilmiş aşktan esinlendiğini de görebiliriz. Tabii ki de onların kavuşamama durumu da bu aşkları ideal hale getirdi (Hatta Osmanlı’da Divan Edebiyatı da ilham almış kutsal aşk konusunda).

Inferno by Filippo Napoletano (Galleria Borghese /Roma). Dante’nin İlahi Komedya yapıtından bir Cehennem betimlemesi (1618-1621/ Barok)

Floransa’da bir markette zeytinyağları bile sanatsal dedirten bir görsel

Sonuç olarak, turistik olarak nitelendirdiğimiz yerleri keşfederken, bazen gördüğümüz bir sokak levhası bile bizi bazı serüvenlere götürebiliyor. Bugün turizm söz konusu olduğunda elimizdeki en önemli materyal hikayelerdir. İnsanlar genellikle, dinledikleri hikayelerden yola çıkarak ayak bastıkları somut kalıntıları anlamlandırmak isterler. Ve bu hikayelerin kökenine indiğimizde, özellikle içinde bulunduğumuz Ege ve Akdeniz kültürünün izlerinin yoğun olarak görüldüğü coğrafyamızdaki antik mentalite cezbedicidir. Biz bugün İyonya ve Yunan Kültüründen bahsederken, bu kültürden etkilenerek ‘Magna Graecia’ (Güney İtalya) bölgesinde konumlanan sanatçılar enfes yapıtlar geliştirdiler. Bunlardan biri de gerek sokak levhasında gerek marketteki bir zeytinyağı markasında ismini görerek kendisinden bahsetmek istediğim ‘Dante Alighieri’ oldu.


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.