İtalia Bella... (Güzel İtalya)

Sorarlar adama, Kotakinabalu’dan Cebu’ya, Patagonya'dan Lapland'a her yeri yazdın. Neden yıllarca yaşadığın, rehberlik yaptığın, tur yaptığın, okuduğun, çalıştığın Italya’yı yazmadın. Evet yazmadım.

Turizm Aktüel Turizm Aktüel 31/12/2019 23:40
İtalia Bella... (Güzel İtalya)

Cem POLATOĞLU

 
Çünkü  memlekette İtalya’ya gitmeyen mi kaldı? Herkes benden iyi biliyor İtalya’da ne nerde, nereden ne alınır, ne yenir. Peki, yine de ucundan dokunalım. Fazlalıklar sizde kalsın.

Almanya akraba ziyaretlerinden sonra Türklerin ağırlıklı ilk yurtdışı tatil destinasyonudur İtalya. Rahat hisseder insanımız kendini İtalya’da. Tipleri, yemekleri, karakterleri, aile bağları, çocuk sevgileri, yüksek sesle konuşmaları, giyim tarzları, insan ilişkileriyle yakın buluruz kendimize İtalyanları .

 

 

Bir zamanlar Avusturya’da öğrenciydim. Öğrenci yurdunda ki Türk çocuklarla henüz tanış olmuştum. Hüsamettin, Cemal, Kazım v.s. Akşam en yakın Cafe’yi mesken tuttum can sıkıntısından. Baktım yurttaki çocuklar orada.

- Selam Hüsamettin

- Sssst. Aman abi. Ben burada Massimo’yum. Bak bu Leonardo, bu da Roberto,

- İyi de, bunlar Cemal ve Kazım…

- Abi çaktırma. Türk dersek kızlar vermiyo.

- Ne vermiyor?

- Yüz vermiyorlar abi. En iyisi İtalyan takılmak.

 

Böyleydi 1983’lerin Avrupalı! Türk dünyası. Avusturya'da ki her 10 İtalyan restoranından 9'unun sahibi de Türktü. Hatta Avusturyalılar arasında Lahmacun "piccolo", Kapalı Trabzon pidesi "nascosto", Mantı "ravioli a la bolognese", Domates Dolması'da "Pomodori Gratinati" takma adları ile çok beğenilirdi. Çok şey değişmedi. Başka ülkelere gittiğimizde, eğer bizi İtalyanlara benzetirlerse içten içe gururlanırız. Hoşumuza gider. Hatta bunu yüksek tonda dile getirenlerimiz de vardır. “Yurtdışında beni hep İtalyan’a benzetirler” Hıııh haspam!. Doğru dersin, benzetirler. Çünkü Avrupalıların Türk olarak tanıdıkları Anadolu'dan göçmüş, kimliğini, kişiliğini kaybetmeme uğruna yarım asırdır değişmeme ısrarında olan insanlarımızdır. Trendy giyimli, bakımlı, kendine güvenli her Akdenizliyi de İtalyan’a benzetmek çok şaşırtıcı değildir.

 

Bakımlıdır İtalyan erkekleri. Ev arkadaşımdan ilk öğrendiğim günlük  “ense traşı” idi. “Al denti” yani dişe göre makarna, kızına göre kur yapmayı, sofra keyfini, kahve, şarap kültürünü, motor kullanmayı, eğlenmeyi, garip gelecek ama Kasımpaşalıdan değil İtalya’nın ortasından geçen “Po*” nehrinin altından olanlardan da “delikanlılığı” öğrendim. Ama  5 kızı bir arada idare etmeyi, sevgilime seni seviyorum diye sarılırken arkadaki kıza göz kırpmayı hep yüzüme gözüme bulaştırdım.

 
Ya birbirlerinin kankisi çıktılar, ya da ablası. Yediğim tokatlar da cabası. Ben konuşurken aynı anda karşımdakini dinlemeyi de öğrenemedim.İtalyanlar, bir masada aynı anda 5 kişi konuşup, birbirinin konuşmasını dikkatle takip eder, her birine ayrı ayrı cevap verebilir, yine aynı anda cep telefonu ile konuşup, yan masaya da laf yetiştirebilirler. Kız, erkek fark etmez, İtalyanlarla muhabbette karşınızdakinin konuşmasının bitmesini beklerseniz sakalınız, sebat ederseniz saçınız uzar.
 
Bakımlıdır İtalyan kadınları da. Baktırır kendisine. Ortalamada sınıfta kalacak olan İtalyan kadını, vücudunun Allah vergisi olan bir tarafını ön plana çıkartmayı bilir. Belki sadece saçı güzeldir, ama çakılır kalırsın karşısında. Öyle bir şekil verir, öyle bir savurur ki saçlarını, rüzgarı alır götürür seni. Öyle bir göz “parlatır” ki, o göz içine çeker seni. Olmadı neşesiyle boğar, zekasıyla kavrar seni İtalyan kadını. Anlamazsın çarpıldığını. Bir bakmışsın ki çoktan onun rüzgarında, suyundasın… Sıkmaz, Ezmez, Üzmez, Kasmaz, Uzatmaz, Kıza kesmez, Nazsızdır, Komplekssizdir... Ama ya aşık olursa... Bence fırsat varken kaçın!...

 

Çok değil, daha yüz küsür sene öncesine kadar İtalya diye bir ülke yoktu. Birbirinin dilinden bile anlamayan binden fazla derebeylik, prenslik, krallık vardı. Nice'de doğan Cenova'da yaşayan denizci Giuseppe Garibaldi ve arkadaşı Giuseppe Mazzini çizmedeki tüm krallıkları birleştirmeye karar verdiler. Onlar Sicilya’dan Garibaldi'nin Karısı Anita  kuzeyden başlayarak kırmızı gömleklileri Roma’da birleştirdiler. (1870) Bir tek çook tepede kaldığı için San Marino ve bir de Vatikan bağımsız kaldı. Dil birliğini sağlayan ise faşist Mussolini oldu. Şimdi İtalya’nın neresine giderseniz gidin, mutlaka bir Corso Garibaldi, yani Garibaldi caddesine rastlarsınız.

 

İtalya’da takımlar arası büyük rekabet’de bu dönemden kalmadır. Hala iki ayrı şehir, hatta komşu semtler bile birbirlerini düşman bellerler. AC Milan - FC Inter ve Roma - Lazio rekabeti buradan başlar. Dünyaca meşhur Siena'da ki Palio denilen mahalleler arası eğersiz at yarışları da bu rekabetten doğmuştur.

 

İtalya’da Yemek...

 

İtalya’da yemek denince akla ilk gelenler Pizza ve Spagetti’dir. Oysa özellikle güneyde Locanda adı verilen mahalle restoranlarında “Tavola Calda” yani sıcak yemek kültürü yaygındır. Bize de adı Cenova asıllı Levanten’lerden  (Levanten=doğulu) geçen lokanta’lara, mahalleli evindeki yemeği götürür, tenceresini, mezesini komşularıyla paylaşır. “Lokanta”nın sahibi, sadece şarap, kızarmış ekmek üzeri zeytinyağı ve sarımsak - bruschetta - servisi yapar ve kuver (coperto) alır. Dilimize bankacılık terimleri de Cenovalılardan geçmiştir.

 
İtalya'da Kuver deyince biraz dikkat. İtalya’da kuver turistik bölgelerde çok yüksek olabiliyor. Koca bir tabela, Pizza 8 euro. Dalıyorsun içeri, hesap geliyor 16 euro. Bu nedir? 8 euro Pizza, 8 de kuver. Restoran girişlerinde kapılarda asılması mecburi olan menülerin en altında kuver fiyatları yazar. Sürprizlerden kaçınmak için göz atmakta fayda var.

Sicilya'da  Ferro di Caballo kasabasında balık, Roma’da Tavola Calda, Napoli’de Rizotto (deniz ürünlü pilav), Floransa’da Biftek ve at eti, Milano’da Pizza denemeden gelmeyin. Pizza'da 4 mevsim yani quatro staggione deneyin. Peynir, sebze, salam ve deniz ürünleri karışımıdır. İlk gidenler şaşırır, Pizza, Spagetti memleketinde göbekli sayısı çok azdır. Çünkü İtalyan spor yapar, çok yürür, hareketlidir.

 
İtalya Turizm’de ilk yola çıkan ülkelerden. Ancak artık turistten bıkmışlar. Sabah kahvaltıya inersiniz. Sert bir ifadeyle “oraya oturma, saat sekizde gel” emirleriyle karşılaşırsınız. Kahvaltıda yediğiniz de bir kuru kruvasan, kıtır ekmek, kutu marmelat ve tereyağı.
 
Mafya;
 
Denince akla İtalya, İtalya'da da Camorro veya Casa Nostra gelir. Dikkat edin her mafya babasının adı asaletle ilişkili “Don ….” İle başlar. Don Carlone, Don Giovanni v.s. Mafya babaları gerçekten de asil yani kral ailelerinden gelirler. Nasıl mı? İtalya birliği sağlanıp,yüzlerce kral, derebey, prens “işsiz” kalınca geçim derdiyle var olan güçlerini illegal yönde kullandılar. İçki ve sigara kaçakçılığından başlayıp merdivenleri üçer beşer çıkan babalar, çağa ayak uydurarak büyük şirketler kanalı ile güçlerini idame ettirdiler. Otobanlar, Stadyumlar ve büyük devlet ihalelerine kendileri dışında girmek mümkün değildir. Zayiatlarına ahd-ı vefa olarak, geride kalanların ailelerine merhum'un rütbesine göre dükkanlar dağıtırlar.

 

Notlar.......

 
Gençlerin çoğu evlenene kadar aileleri ile yaşarlar

Akşam yemeğine saat 21:00’de başlarlar

Güneyde bekaret ve namus çok önemli kavramlardır. Bazı köylerde kızların pantalon giymesi bile yadırganır.

Güneyde sigorta şirketleri çarpma ve çalınmaya karşın arabaları iki katına sigortalar

Güneyliler hala kuzeye çalışmak için göç ederler

Güneyliler İtalya’nın ortasından geçen PO nehri'nin yukarısında kalanlara Avrupalı, Güneydekilere İtalyan derler.

Sicilya’lılar Of’lu misali çizmeden gelen her İtalyan’a yabancı muamelesi yaparlar.

Dükkanlar Pazartesi öğleden sonra açılır. Böylece Cuma, Cumartesi yanı sıra Pazar akşamları da eğlence akşamıdır.

Fumare come un Turco – Türk gibi sigara içmek, Mamma gli Turchi – Anneciğim Türkler geliyooor! Hala çok sık kullanılan deyimlerdir

Cafelerde fotoğraf makinanızı, çantanızı bağlayın. Motorsikletle yaklaşan ufak çocuklara her yerde dikkat.

Otobanlardaki alışveriş merkezlerinin önünde çalıntı mal alışverişine Dikkat. Kandırılabilirsiniz

Eski Yugoslavya göçmenlerin kartona yazdığı açım, para ver notunu gösterir numarasıyla yaklaşmasına Dikkat...

 
Genel Bilgiler....
 

İtalya, yüzyıllar boyunca çok çeşitli Avrupa uygarlıklarına ev sahipliği yapmıştır. Etrüskler ve Antik Romalıların İtalya topraklarını kendilerine yurt edinmelerinin yanı sıra, Rönesans hareketi de İtalya'nın Toskana bölgesinde doğmuş ve tüm Avrupa'ya buradan yayılmıştır. İtalya'nın başkenti Roma, yüzyıllar boyunca Batı uygarlığının merkezi olmuş, mimaride barok üslubunun doğuşuna tanıklık etmiş ve eskiden beri Katolik Kilisesi'nin merkezi olmuştur. Günümüzde İtalya demokrasiyle yönetilmekte olan bir cumhuriyettir. Nüfusu 60 Milyondur. İtalya, 1957 yılında başkent Roma 'da imzalanan Roma Antlaşması'yla kurulan Avrupa Birliğinin kurucu üyelerindendir. Yedinci en büyük gayri safi yurtiçi hasılasıyla G8 Zirveleri'nin, NATO'nun, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nün, Avrupa Konseyi'nin, Batı Avrupa Birliği'nin ve Schengen Antlaşması'nın da katılımcılarındandır.


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.