İşte Dünya'nın en eski 10 oteli... Hepsinin hala anlatacak hikayeleri var

Dünyanın neresinde olursanız olun, her zaman uyuyacak bir yere ihtiyacınız olacak. Diriliş Postası'nda yer alan habere göre, bu bizi farklı kültürlere bağlayan şeylerden biri ve evinizden ne kadar uzakta olursanız olun, genellikle insanların yüzlerce yıldır, hatta bazen daha da uzun süredir başlarını eğdiği tarihi bir otelin izini sürebileceğinizi bilmek bir şekilde güven verici.

Aşağıda yer alan ve gezegendeki en eski otellerden bazılarının yer aldığı on mekandan oluşan liste kesinlikle doğru. Hepsinin hala rezerve edilecek odaları ve anlatılacak hikayeleri var.

1. Parador Santiago de Compostela, İspanya

Bu mekan, İspanya'nın Galiçya bölgesindeki Santiago de Compostela'daki geniş Praza do Obradoiro kasaba meydanının bir tarafını oluşturuyor. Camino de Santiago hac yolunun son durağı olan şehri ziyaret eden hacılar için 1499 yılında hastane ve konaklama kombinasyonu olarak inşa edilmiştir.

Bu temelde mekan dünyanın en eski sürekli faaliyet gösteren oteli olduğunu iddia ediyor. Öyle olsun ya da olmasın (çoğu kişi aksini iddia eder), binanın kendisinin dramatik güzelliği, hem büyük cephesi hem de tarihi karakterini koruyan atmosferik iç mekanı tartışılamaz.

2. Otel Interlaken, İsviçre

Güzel bir Alp kasabasında muhteşem dağ manzaralarıyla çevrili Hotel Interlaken, binanın yenilenip yerel yönetim tarafından onaylanmasının ardından 1491 yılında resmi olarak konukseverlik yolculuğuna başlamıştır. Ancak bölgede bundan önce de bir han bulunuyordu ve yerel kayıtlar 1323'te bir misafirhaneden bahsettiğini gösteriyor. Bu ilk enkarnasyonda, otelin birinci katındaki bir mahkeme salonu suçlardan suçlu bulunanları cezalandırmak için kullanılıyordu. Neyse ki bugün bu alanlar konferans salonuna dönüştürüldü.

Birkaç yüzyıl ileriye atladığımızda, müzik ve edebiyat dünyasından son derece saygın iki ismin otele giriş yaptığını görüyoruz: Alman besteci Felix Mendelssohn ve romantik dönemin çılgın şairi Lord Byron. Her ikisinin de artık kendi adlarını taşıyan odaları var.

Emily Brand, Byron'lar hakkında harika bir kitap yazdı. Sadece büyük romantik, şair ve maceracı George Gordon Byron değil, aynı zamanda ilgimizi hak eden ebeveynleri ve büyükanne ve büyükbabaları da.

3. Nishiyama Onsen Keiunkan, Japonya

Kuruluş tarihi MS 705 olan bu Japon hanı, 2011 yılında Guinness Dünya Rekorları tarafından resmi olarak dünyanın en eski oteli olarak tanınmıştır. Keiun döneminde Fujiwara Mahito tarafından kurulmuş (otelin adı da buradan gelmektedir) ve halen 52 kuşak sonra aynı aile tarafından işletilmektedir.

Site, otelin ilk günlerinde müjdeci samuray savaşçıları tarafından söylendiğine göre, hanın ilk kullanıldığından bu yana yıkanılan doğal kaplıcalarla (Japonya'da onsen olarak bilinir) çevrilidir.

4. Hotel de la Soledad, Meksika

Bu güzel tesis, 18. yüzyılın ortalarından beri otel olarak kullanılıyor ve bu da onu Meksika'nın Morelia kentindeki en eski otel yapıyor. Bina halen, siteyi 1735 yılında satın alan ilk sahipleri tarafından kurulan aynı zemin kata sahiptir.

18'inci yüzyılın sonlarına doğru popüler bir han haline geldikten sonra, Meksika Bağımsızlık Savaşı (1810'dan 1821'e kadar, sonunda Meksika'nın İspanyol yönetiminden bağımsızlığının sinyalini verdi) bölgedeki işlere zarar verdi ve otel, artan borçlar aldı. Mali sorunlar 1830'larda çözüldü ve mekan daha sonra Hotel de Michoacán olarak yeniden adlandırıldı, ancak yerel halk hâlâ 'Hotel de la Soledad'ı kullanıyordu; bu daha sonra bir kez daha resmi adı haline geldi ve öyle kalacak gibi görünüyor.

5. LaLiT Büyük Doğu Kalküta, Hindistan

Bu lüks tesis, 1840 yılında Auckland Hotel adı altında açılmış olup, Asya'nın en uzun süre sürekli faaliyet gösteren lüks oteli olduğunu iddia etmektedir. Bundan önce bina, 1830'larda Doğu Hindistan Şirketi personeli için bir fırın olarak kullanılıyordu.

Lalit, üst düzey bir konaklama merkezi olarak açıldığından beri Mahatma Gandhi, Ho Chi Minh, Rudyard Kipling, Kraliçe II. Elizabeth, Nikita Khruschev ve Mark Twain gibi isimleri ağırladı ve burayı "Süveyş'in doğusundaki en iyi otel" olarak nitelendirdi.

6. Beekman Arms & Delamater Inn, Amerika Birleşik Devletleri

Ormanlarla kaplı Hudson Vadisi'ndeki bu rahat konaklama tesisi, Amerika'nın sürekli faaliyet gösteren en eski oteli olduğunu iddia ediyor. Beekman Arms, 1766 yılında, 1704'ten kalma mevcut bir gezgin tavernasına eklendiğinde ortaya çıktı. O zamanlar mekan Bogardus Tavernası olarak biliniyordu ve Amerikan Bağımsızlık Savaşı sırasında Amerikan birliklerinin bölgede askeri tatbikatlar yaptığı sırada aktifti.

George Washington, Benedict Arnold ve Amerika Birleşik Devletleri'nin kurucu babalarından biri olarak kabul edilen Alexander Hamilton da dahil olmak üzere savaşın önemli isimlerinin otelde kaldığı düşünülüyor. Mekan, Hamilton'ın 1804'te (o zamanki ABD Başkan Yardımcısı Aaron Burr tarafından) bir düelloda öldürüldüğünde, meyhanede başlayan bir tartışma yüzünden kavga edildiğini iddia ediyor. 

7. Hōshi Ryokan, Japonya

MS 718 yılında kurulan bu huzurlu ryokan (geleneksel Japon hanı), Guinness Dünya Rekorları tarafından dünyanın en eski oteli olarak anılırdı. Ancak 2011 yılında bu unvan başka bir ryokan'a verildi. Yine de Hōshi'nin, yaklaşık 1.300 yılı aşkın bir süredir devam eden, araştırılacak çok sayıda büyüleyici mirası var.

Yaratılış efsanesi, otelin etrafındaki kaplıcaların Hakusan dağ tanrılarından insan hastalıklarının tedavisine yardımcı olmak için bir hediye olduğunu ve Budist keşiş Taicho Daishi'nin Hōshi Ryokan'ı dağ tanrılarından birinin talimatıyla inşa ettiğini söylüyor. Bu nefis, içinizi ısıtan su kaynaklarının keyfini yıl boyunca hâlâ çıkarabilirsiniz ve ayrıca içinde dolaşabileceğiniz yemyeşil bir bahçe de vardır. 

8. Zum Roten Bären, Almanya

Bu sade hanın (Freiberg kasabasında bulunan ve Almanya'nın en eski oteli olduğuna inanılan) tarihi özellikleri mahzeninde yatmaktadır. Buradaki temellerin bir kısmını oluşturan rustik taş kemerlerin, Freiberg'in 1120'de kurulmasından önemli ölçüde öncesine, yaklaşık 1000 yılına kadar uzandığı düşünülüyor. Zum Roten Bären ('Kızıl Ayı') otel olarak hizmet verdiği dönemde tebeşirle işaretlenmiştir. 50'den fazla hancıya sahipti ve 1618'den 1648'e kadar Avrupa'da yapılan Otuz Yıl Savaşları da dahil olmak üzere çeşitli çatışmalardan sağ kurtuldu.

Ancak otel, İspanyol Veraset Savaşı'ndan (İspanya Kralı II. Charles'ın ölümünün ardından İspanyol tahtına ilişkin tüm Avrupa'yı kapsayan bir anlaşmazlık) pek de iyi bir sonuç elde edemedi. 1713'teki çatışmalar sırasında Frieberg kuşatıldı ve Zum Roten Bären ağır hasar gördü. Han sahibi ve hancı Andreas Pflug, hasarlı bölümleri yıktı ve yerlerine mevcut otelin temelini oluşturan üç katlı bir ev inşa etti. Pflug ayrıca otelin kapısının üzerine hala ayakta olan altın ayı heykelini de tanıttı.

9. Orso Grigio, İtalya

Orso Grigio'yu ('Gri Ayı') barındıran binanın tarihi, bölgeden (Avusturya sınırındaki Güney Tirol'ün kuzey İtalya bölümü) geçen tüccarlar tarafından kullanıldığı 1303 yılına kadar uzanıyor. Daha sonra otel, Birinci Dünya Savaşı'nda Avusturya-Macaristan birlikleri için bir askeri hastaneye dönüştürülmeden önce, 17. yüzyıldaki Otuz Yıl Savaşları'nın acımasız çatışmalarına katlanmak zorunda kaldı. Otelin sahibi Hedwig Hellenstainer, birliklerin bakımına yardım etti ve Askeri Liyakat Madalyası ile ödüllendirildi.

10. Olde Bell, İngiltere

İngiltere'nin güneydoğusundaki Olde Bell oteli ve barı, ilk olarak 1135 yılında, yakınlardaki Benediktin önceliğine gelen ziyaretçilerin konaklaması için bir misafirhane olarak kullanıldı. Manastırın kutsal zili (ziyaretçilerin geldiğini belirtmek için) hâlâ otelin kapısının üzerinde asılı duruyor.

Bu öneri tartışmalı olsa da, handan yakındaki manastıra bir yeraltı tünelinin gittiği söyleniyor. Tünelin olası varlığına dair iddialardan biri, İngiltere Kralı II. Charles'ı deviren ve kızı Mary ile Hollandalı kocası Orange William'ı tahta geçiren komplo olan Görkemli Devrim'in bir üyesi tarafından kullanıldığını iddia eden bir hikaye.