GÜVEN(ME) BANA!
Bir ulusal kanalda yayınlanan yarışma programının adını 'Güven(me) Bana' koydum. Birbirini tanımayan iki insanın bir yarışmada bir araya gelmesi ve çıkılan ortak yol sonrası kazık nasıl atılırın öğretilmesi diye de size tanıtabilirim bu programı.
Gayet güzel görünen bir format altında yatan saçmalığı kaleme almamak için kendimi uzun zamandır tutuyordum. Ancak insanlar yarışmada parayı görünce kişiliklerinin yansımalarını tüm dünyaya ilan etmiş görünüyorlar.
Yemin mi edenler, Kuran çarpsın mı diyenler, yurtdışında master için mi butona basanlar, kaset mi çıkaracağım diyenler ne ararsanız var. Şimdi sormak istediğim şu: Tam da Türkiye'de herkesin sonuna kadar güvene ihtiyaç duyduğu bir ortamda nedir bu saçmalık?
Paylaşmak dururken insanları kine, nefrete, öfkeye, inançsızlığa iten nedenler nedir? Kimse bana insan psikolojisinden bahsetmesin lütfen.
İnsanın psikolojisini şekillendiren dış etkenleri bu tip formatlarla insanlara aşılamak mı hedeflenen? Güven sağlamanın bu kadar zor olduğu bir ortam mı yoksa hayatın paylaşımdan ibaret olduğu realitesine inananları hayal kırıklığına uğratmak mı?
Neye inanmak istiyorsanız belki de cevap bu. Ama bizler ilkokuldan başlayarak Yerli Malı Haftası ile büyüyen, paylaşımı öğrenen bir nesil olarak bugünlere geldik. Çevremizden, ailemizden doğruluğu, dürüstlüğü, yalan söylememeyi ama her şeyden önce GÜVENMEYİ öğrendik.
Böyle bir bakış yerine insanlara güvenmemeyi öğreten, hassas bir konudan rant çıkarmaya çalışan ve birleştirici unsurlardan uzaklaştırıp topluma nefret tohumları atan bu bakışın asla yanında olmadığımı ifade etmek istiyorum. 'Güven(me) Bana' bakış açısını sunanlara inat insanlığa sonuna kadar güvenen bir felsefe ile yola devam edenlerin dünyasında bir arada yaşamak ümidi ile.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: