FLASH MOB

DR.BURAK GÜMÜŞ DR.BURAK GÜMÜŞ 31/12/2019 23:40
Bilişim teknolojileriyle Facebook, Wikipedia, Twitter  veya WikiLeaks gibi vatandaşlararası ilişkilerin arenası olan sosyal paylaşım ağları hızla yayılıyor. Yarım milyon civarında insanın üyesi olduğu Facebook "nüfus" açısından dünyanın 4. büyük "ulusu" haline gelmiştir. Bu boyutlardaki yaygınlık, kamuoyunda olası bir siyasal nüfuzu de beraberinde getirir. Özellikle internetle haşir neşir olan gençler için toplumsal paylaşım ağaları artık siyasal bir arenadır.
Özgür Uçkan'a göre "Bilgi Çağı"nda her şey bilgi ile başlar, her şeyin temeli bilgidir.

"Çağımızın 'bilgi' ile karakterize edilen toplumsal yapısı içinde, yönetilebilirlik bilginin paylaşımıyla mümkün olmaktadır. Bilginin paylaşımı iktidarın paylaşımıdır." Böylece iktidar elde etme için güç kavgası bilgi kavgasına dönüşür. Bilgi, siyasal güç ve iktidar mücadelelerinde de kullanıldığı için, güç odakları siyasal açıdan ya bu kaynağının yayılmasından kaçınabilirler ya da bilakis kendileri rakiplerine karşı kullanabilirler.

Örneğin, Türkiye'deki muhalefet partilerinin önde gelenlerine ait olduğu öne sürülen özel görüntülerin bilerek sitelere yüklenip dağıtılması sonucu kendilerinin makamlarından istifa et(tiril)mesi de, paylaşım sitelerinin çevrimdışı dünyada gücünü gösterecek niteliktedir. Aynı tehdit en azından teorik açıdan iktidar partileri ve arkalarındaki kanaat önderleri için de geçerlidir. Aslında herkes için. Wikileaks sitesinde otoriter başkanlık sistemiyle yönetilen Tunus ve Mısır'daki yönetimlerinin hangi yolsuzluklara bulaştığının açıklanması, Arap dünyasını etkisi altına alan Arap Ayaklanmasına sebep olan nedenlerden biridir.

Bu ayaklanmaların elbette dayandıkları dış mihraklar ve iç etnik, dinsel, mezhepsel ve aşiret çelişkileri vardır, ama hepsi eğitimli ve dünyaya açık ve işsizlikten bıkan gençler tarafından başlatıldı, bu çelişkiler sayesinde ve (ABD yanlısı Bahreyn, Kuzey Irak, Yemen, Suudi Arabistan'a karşı ayaklanmalar hariç) Batı'nın müdahalesi sonucu büyü(tül)dü. Bu ayaklanmaların barışçıl bir küçük versiyonu zaten dünyanın her bir yerinde yapılır ve adı da "Flash Mob"dur.

Gerçek hayatta birbirini tanımayan birçok kişinin, önceden internetteki bir paylaşım sitesinin grubunda veya e mail mesajı ile kararlaştırılan belli halka açık bir yer/mekan, belli bir tarih ve saatte ani bir şekilde toplanarak, kısa süre boyunca yine önceden belirlenen sıradışı sürpriz eylemler gerçekleştirdiktikten sonra tekrar kalabalığa karışarak gözden kaybolan bir gruptur. Ne olursa olsun, eğer o internet sitesi henüz denetlenmiyorsa, bu sitede kararlaştırılan ilk eylem yönetim için sürpriz olur ve engellenemez.

İster eğlence amaçlı Michael Jackson vari "Zombi Yürüyüşü", ister "Yastık Savaşı", ister siyasal ve şiddet içeren terör eylemleri olsun. Bugünün şartlarına göre kullanıcılar ortak eylemler koordine edip gerçekleştirdikten sonra, cep telefonlarıyla yaptıkları hareketleri anında uluslararası sosyal paylaşım sitelerine yükleyip, propaganda aracı haline getirecek durumdalar. YouTube sitesinin bazen yasaklanmasının nedeninin arkasında bu yatıyor. Bilişim sayesinde kritik bilginin hemen ve herkese ve böylece siyasal iktidar ve muhalefeti bu bilgilere göre göre değerlendiren yurttaşlara ulaştırılır.

Bilişim aracıyla hızla yayılan ve topluca değerlendirilen bilgi, siyasal güç kavgasında "bilgi bombası" etkisi niteliğindedir. Bunun bilincinde iktidar veya muahlefete muhalif olan internet odaklı toplumsal hareketler, kamuoyunu etkileme ve harekete geçirme amacını güderler. Ali Toprak'a göre interneti haberleşme, örgütlenme ve eylemlik alanı olarak kullanan bu hareketler, "dava, amaç ve hedeflerini tüm dünyaya duyurabilmek için İnternet siteleri kurmakta, aktivistler ise kendi aralarında etkin bir şekilde haberleşebilmek ve yeni üyeler toplamak için e-posta grupları oluşturmaktadır."

İnternetteki sosyal paylaşım sitelerinin üyeleri de kendi çevrelerinde bulunan "arkadaş" olarak ekledikleri kullanıcıları da bu site veya e posta gruplarına davet edebilirler ve böylece hassas bilgileri paylaşırlar. Dinci bir kanaat önderinin polis teşkilatına sızmasını elen alan yazarın kitaplarının yayılması bile terör olarak tanımlanması, internet sitelerinde nice vatandaşların adı geçen "kitap bende de var" isimli protesto eylemine yolaçtı ve herkesin suçlayanlar gibi düşünmediğini kamuoyu ve Avrupa baskısı yaratarak açıkça dışarıya göstermiş oldu.

İnternet neden bu kadar güçlü?
Yönetimler tarafından engellen(e)meksizin hızlı yayılan belli bir konuda önemli kritik bilgilerin hemen toplanması, topluca incelenmesi ve çeşitli kampanyalar veya eylemler için kullanılması, birbirlerini tanımayan ve yüz yüze görüşmeyen vatandaşların gizli, rahat ve eşit temelde haberleşmesi, tartışıp örgütlenmesi, coğrafi mesafenin ortadan kalkması, yüz yüze toplantılara gerek kalmaması, zaman ve yol masrafının düşüklüğü ve internet için gerekli teçhizatın düşük maliyetleri gibi avantajlar yer alıyor.

Ayrıca internet faaliyetleri, entrikaların, çeşitli hiziplerin güç kavgası ve denge kurma çabalarının sahnesi haline gelmiş klasik sendika, STK, parti ve diğer örgütlerin oligarşik, bürokratik ve hiyerarşik yapılarının dışındadır şimdilik. Özellikle bu gibi yapılara eleştirel yaklaşan gençlerden oluşan kesimler internete karşı ilgi duyuyor. Bu teknoloji Almanya ve AB'de intihalci siyasetçilerinin ifşa edilmesine, makamlarında istifa etmeleri ve doktora ünvanlarını geri vermelerine neden oldu.

Almanya’nın geleceğindeki başbakanı olarak görülen savunma bakanı Guttenberg, Avrupa Parlamentosu eski başkan yardımcısı Koch-Mehrin, başbakan adayı Stoiber'in kızı Veronika Sass örneklerinde olduğu gibi, Wikia sitesi tarafından intihal yapmış olan liberal ve muhafazakar siyasinin yaptıkları doktora tezleri internette sayısız internet kullanıcısı olan hukuk uzmanları tarafından topluca ve gizlice değerlendiriip kopya çektikleri meydana çıkarıldı. Ve sadece internette yapılan bu süreç en fazla iki hafta aldı, böylece resmi ve bağımsız araştırma komisyonlara soruşturma başlatmadan ve bağımsız bir bilirkişiye rapor yazdırmadan önce nice internet kullanıcıları siyasilerin intihal denilen sorumsuz davranışı ortaya çıkardı, makamlarından istifa ettirdi ve de doktora ünvanlarını geri vermek zorunda kalmalarına neden oldu.

Yalnız Clay Shirky veya Özgur Uçkan gibi bilişimle demokrasinin yayıldığını ve internetle kitlelerin iktidarlara nazaran güçlendiğini sanmak, önceleri "Twitter Devrimi" gibi başlıklar atan ve bugün tam tersinin geçerli olduğunu düşünen Evgeny Morozov için saf bir yaklaşımdır. Çünkü iktidarlar da vatandaşlara karşı interneti denetim, istihbarat ve kendilerini meşru çıkarma araçları olarak da kullanılıyor.

Örneğin internetin önemini kavrayanlar, “diyalojik demokrasi” çerçevesinde rıza üretimini sağlayarak meşruluğu ayakta tutma ve tahrik durumlarında halkı yatıştırıcı mesajlar göndermek artık mümkün cep telefonlarıylada mümkündür. Kamu Kuruluşları, vatandaşların fikir, dilek, şikâyet ve temennilerini öğrenmek ve onlarla diyaloğa geçip, onları siyasal sürece dâhil ederek meşruiyet sağlamak ve sistemle bütünleştirmek için sosyal medyada “resmi temsilcilik” açarken, ülkelerin siyasal partilerinden, cemaat ve cemiyetlerine, muhalefetten iktidara, hatta cumhurbaşkanlarına kadar bile önemli şahıslar Facebook ve Twitter’de hesap açarak nüfusun önemli bir parçasını teşkil eden gençlerle temaslar sürdürüyorlar. Ben bunu ama kastetmedim.

Morozov açısından, internet siteleri yurttaşların denetim ve gözetimi için de kullanılıyor. Nasıl mı? Biz kendimizi Facebookta "beğendi" düğmesine basarak zevkimizi, siyasal, dinsel, cinsel veya diğer görüşlerimizi kendimiz itiraf etmiyor muyuz zaten? Evgeny Morozov "Net Delusion" isimli kitabında medyayla halkı uyuşturan, afyon etkisine sahip eğlence imkanlarına ve de özellikle çeşitli sansür ve denetim mekanizmalarına dikkat çekiyor:

2009 yılında Çin'de bir yazılım üretildi, bu akılı sansür yazılımı, kullanıcıların bilgisayarında yer alıp, internette ziyaret edilen siteleri, okunan/yazılan metinleri ve izlenen fotoğrafları analiz ederek, "merkez"e bilgi verip, denetim sahasını büyütür ve sayfayı yasaklar. Yasaklanan sitede merkeze bildirilir. Ayrıca proğram, kullanıcıların hangi siteleri ziyaret ettiğini kaydeder ve profili de bildirir.

Bu "Green Dam" isimli proğram nasıl mı çalışıyor?
Okunan veya yazılan metin içeren siteler yasaklı kelimelere göre taranır ve fişlenir, renkli fotoğraflardaki pembelik oranı araştırılır. Çıplak açık tenli beyaz insanların resimlerinde pembe renk yaygındır çünkü. Böylece izlenen resimdeki pembelik oranı yüksekse, o resmin porno olduğuna dair kanaat getirilir, bu site otomatikman yasaklanır ve fişlenen kullanıcıdan habersiz "merkez"e bildirilir.

Elbette proğram henüz gelişmemiştir, örneğin çıplak zenci insanlar "radar"a takılmaz, ama domuzlar pembelik oranı nedeniyle porno muamelesi görür. Bu teknoloji 2009 senesinde komünist Çin'de üretilmiştir. Üzerinden 2 yıl geçti, bilgisayar sanayisi için çok uzun bir süre. Acaba Batı Dünyası, ABD, AB, Ortadoğu veya Türkiye'de bu proğramlar var mı?
Bu arada karşıtları tarafından "İnterFet" olarak adlandırılan yeni bir internet sansür ve denetim mekanizması yolda olduğunu okudum...


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.