“Denizlerde ve okyanuslarda savaşabiliriz, büyük bir güç ve güvenle havada, iniş alanlarında, açık arazilerde, sahillerde, sokaklarda savaşabiliriz…”
Winston Churchill’in bu cümlesi 1940larda ordularına ilham vermiş olabilir. Ancak günümüzde savaşlar sahillerde ya da açık arazilerde yer almıyor. Artık yeni bir savaş yeri var: siber alan.

Gelişen teknolojiler ve internet dönemi insan hayatına çok çeşitli kolaylıklar sağlamış olabilir; ancak sanal dünyanın tehlikeleri çoğu zaman yüzeysel olarak anlaşılıyor. Hain ‘hacker’lar bütün sırlarınızı çalabilir, hava trafik kontrol sistemlerini çökertebilir veya enerji santrallerini aşırı yükle doldurabilir. Bu yüzden günümüzde bazı ülkeler ordularının bilgisayar sistemlerini geliştirmeye çalışıyorlar. Ancak siber savaşların çok vurucu bir yönü var: siber yöntemlerle bir ülkeye saldırmak için savaş ilan etmek zorunda değilsin; çünkü siber alanda iz bırakmadığın sürece siber saldırılardan sorumlu olan tarafı bulmak imkansızdır.
Siber savaşlar üç yönden gelişebilir;
•    Bireysel : Web sunucuları, kurum müşteri servisi sistemleri, iletişim ağları, network donanımları ve kişisel bilgisayarlar.
•    Özel sektör : Endüstri sistemlerinin bilgilerini ve üretimi kontrol sistemleri, harici programlanabilir akıllı kontrol cihazları.
•    Ordu : Emir ve komuta, savunma ve saldırı sistemleri.
Siber saldırılar kişisel bilgi hırsızlığında da kullanılıyor ve bu alanda virüsler wireless networkleri üzerinden harekete geçiriliyor. Web siteleri, sosyal network siteleri, wireless klavyeleri, sahte anti-virüs programları üzerinden pishing (password fishing), pharming (websitesi trafiğinin başka bir illegal siteye yönlendirilmesi), web cam hırsızlığı, e-mail hesaplarının çalınması; kimlik, pasaport, ikametgah, hastane kayıt ya da biyometrik kayıt bilgilerinin çalınması  gerçekleşebiliyor.

Siber terörizm ve turizm
Turizm açısından bakıldığında siber saldırılar yeni terörizm yöntemi olarak görülüyor. 11 Eylül saldırıları sonucunda turizmin dünya genelinde 15% düşmesi ve 8.8 milyon insanın işsiz kalması, Mısır’da Şarm El Şeyh’teki saldırılarda 2 milyon turistin rezervasyonlarını iptal etmesi, Kapalı Çarşı’daki bombalı saldırıda İspanyol bir turistin ölümü sonucu İspanya’nın rezervasyonlarının iptal edilmesi herhangi bir terörist hareketin turizmi ne derece etkilediğini iyi örnekliyor.

Peki neden teröristler turistleri hedefler?
 Saldırılan devleti aciz göstererek ekonomiyi yaralarlar. Bununla birlikte turistler kolay yemdir. Medya ilgisi bu olaylara çekilir ve teröristler kendi çıkarlarına hizmet etmiş olur.
Gelecekte siber terörizm, turizme nasıl zarar verebilir?
Hava yolları sistemlerinin ele geçirilmesi, rezervasyon sistemlerinin göçertilmesi ya da rakip firmaların veri tabanları çalması turizmin çok büyük zararlar görmesi için yeterlidir.

Siber korunma
Siber terörizmin önüne geçilmesi ve siber saldırıların önlenmesi için Türkiye’de TÜBİTAK altında BİLGEM çalışmalar sürdürüyor. Kişisel olarak siber saldırılara karşı bilinçli önlem almak gerekiyor. Siber saldırı yöntemleri sürekli değişiyor, bunun için bilgi alışverişi yapmak, yeni kuralları, teknolojileri ve aktörleri öğrenmek, bilgisayar güvenlik sistemlerine öncelik vermek, siber suçları emniyete bildirmek ve ilgili yasal birimlere başvurmak büyük önem taşıyor.

Türkiye’de internet güvenliği ile ilgili yapılan anketlerde, internet kullanan şirket çalışanların 30%’u spam, pishing ve pharming’le karşılaştığını söylemiş. Konu kimlik hırsızlığına geldiğinde ise bu problemlerin oranı iki katına çıkıyor. Kullanıcılar kimlik hırsızlığı, kişisel bilgilerin kaybolması ve gizlilik haklarının ihlaline maruz kaldıklarını belirtmişler.
Şu noktaya gelindiğinde internetsiz yapamayacağımız bir gerçek, ancak sandığımız kadar güvenli olmadığını hiçbir zaman unutmamalıyız.