CASE STUDY: TURKEY
Almanya’da turizm eğitimi konusu son iki yıldır daha fazla gündemde. Bologna süreciyle başlayan eğitimdeki köklü değişikliler ile birlikte Almanya turizm eğitimini uluslararası platformda da daha fazla rekabet edilebilir düzeye çekmeye çalışmakta. Bunun önemli aşamalarından biri de İngilizce eğitim yapan programların sayısındaki hızlı artış. Almanya’nın birçok farklı noktasında lisans ve lisansüstü eğitimlere dünyanın farklı bölgelerinden öğrenciler eğitimlerine devam etmekteler. Kısacası dünyanın en fazla seyahat eden ve turist gönderen ülkeleri arasında yer alan Almanya turizm eğitiminde ben de varım demek istiyor.
Gelinen bu noktada Almanya’nın Bremen şehrinde bulunan ve uluslararası turizm işletmeciliği eğitimi veren “Hochschule Bremen”’den gelen davet üzerine bu dönem lisans öğrencileri ile birlikte turizm ile ilgili farklı dersleri birlikte yürütüyoruz. Ekvator’dan Türkiye’ye, Letonya’dan Bulgaristan’a kadar farklı birçok ülkeden öğrencilerle turizmdeki güncel gelişmeleri örneklerle tartışıyoruz. Bu haftaki “case study” ülkemiz ise Türkiye idi. Her hafta farklı ülkelerle farklı temaları tartışırken alanında uzman konukları da dersime davet ediyorum. Bu haftaki konuğum Franfurt Kültür Ateşe Vekilimiz ve İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdür Yardımcımız Hüseyin Gazi Coşan idi. Kendisi Türkiye’nin turizmdeki başarısını somut çalışmalar ve istatistikler ile anlattı. Özellikle Alman turistlerin Türkiye açısından önemi, Türkiye’nin Almanya’daki tanıtımı ve stratejilerini çok özel örneklerle anlatan Ateşemize farklı ülkelerden öğrencilerin ilgisi ve merakı gözlerden kaçmadı. Türkiye’nin turizmdeki başarısı, İstanbul, kitle turizmi, tanıtım ve promosyon gibi ana başlıklar altında Türk turizmi hakkında farklı sorulara da yanıt veren Ateşimiz, Türkiye’nin gelecek yıllarda Avrupa’daki bir çok üniversitede benzer şekilde daha çok konuşulacağını ifade etmesi ve bu başarının yakından izlenmesi gerektiğini söylemesi öğrencilerimin dikkatini çeken ve daha sonra bana ilettikleri notlar arasında.
Turizm dinamik bir olgu. Bu nedenle verilecek turizm eğitiminin de bu gerçeği dikkate alarak yeniden dizayn edilmesi konusunda Almanya önemli adımlar atmakta. Bundan sonraki dönemde hem tecrübelerimi hem de Alman turizm eğitimindeki gelişmeleri yakından izlemeye ve paylaşmaya devam edeceğim. Gelecek haftalarda ise dünya turizminde ses getiren farklı ülke üst düzey temsilcileri ve politikacıları ile turizmi Almanya’da tartışmaya devam edeceğiz. Özellikle Avrupa’ya gelen ateşelerimiz ve diplomatlarımızın Alman eğitim sistemi içinde farklı ön yargı ve yanlış bilgilere sahip olan öğrenci ve hocalar ile buna benzer birliktelikleri daha sıklıkla gerçekleştirilmesi ve Türkiye’nin başarılarının bilinmesinin uzun vadede bu gençlerin dünyalarında ‘Türkiye’ imajının netleştirilmesi açısından önemli olduğunu düşünmekteyim.
Sevgiler.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: