Ne zaman bitecek bu kabus?

Başka hiçbir sektörde, turizmde olduğu gibi yasadışı, gayri resmi ve kuralsız üretim yapan kalmadı. Hizmet sektöründeki otel ve acenteler, hala birçok korsan işletmeyle mücadele ediyor. İşin üzücü yanı, bu tür yapılar her geçen gün artıyor.

Murat Toktaş Murat Toktaş 27/08/2018 17:17
Ne zaman bitecek bu kabus?

Acenteci  50 Bin TL belge parası vererek sektöre ilk adımı atarken, 70-80 odalı bir otel yatırımcısı da en az 15 Milyon TL yatırımla sektöre giriş yapıyor. İş bununla da sınırlı kalmıyor. İşletmeler neredeyse her bakanlık tarafından denetleniyor. Denetlenirken, sürekli taleplerde bulunuluyor. Ayrıca işletmeler, standartların getirdiği birçok maliyetle savaşıyor ve bu maliyetleri hizmetlerine yansıtma durumunda kalıyor.

Yatırımcı Soruyor

Bizim işimizi yapmayan yok! Belediyeler ve okullar acente hizmeti veriyor. Apartmanlar otele çevriliyor. Bir dairesi olan günlük ev kiralıyor, konaklama hizmeti veriyor. Bunlar öyle göz önünde yapılıyor ki, insan sormadan edemiyor:  “Devlet neden bunlara göz yumuyor?”

Yatırımcı da, “Ben milyonlarca lira yatırım yapıp işimi iyi yapmaya, her kuruma hesap vereye çalışacağım. Bir de, 10 metre ilerimdeki korsan acente yada otelle rekabet edeceğim. Bu nasıl olacak” diyor.

Sektöre yatırım yapması için cesaretlendirilen yatırımcı, devamında yalnız bırakılıyor. Haksız rekabetle mücadele etmek zorunda kalıyor.

Her şey Göz Önünde Yapılıyor

Yasa kapsamında faaliyet göstermesine rağmen TÜRSAB’a bağlı acenteler bile sıkıntıda. Yol üstünde korsan acentelerin tur programlarını görmek mümkün.  Herhangi bir online satış sitesine girin, bir şehir yazın, binlerce günlük kiralık evle karşılaşırsınız.

Sokaklarda koca koca levhalar ve ışıklı tabelalarla “apart”,“residance” adı altında onlarca binayı görebilirsiniz. Ne yazık ki iş bu kadar aleni  yapılıyor. Bunun en son örneğini,  9 günlük bayram tatilinde gördük.

Otel yatırımcıları ve acenteler vergi vermeyen, denetlenmeyen, yaptırımı olmayan, hiçbir kurala ve kanuna tabi olmayan işletmelerle nasıl rekabet edecek?  Maliyet düşük, hizmet kötü. Devlet eli ile rekabet ediliyor.

Acenteler milli eğitim ve belediyelerle uğraşırken, oteller belediye düğün salonları,  kamu lojmanları ve misafirhaneleri ile rekabet yapmak zorunda kalıyor.

Sektör bu kadar zor durumdayken, yatırımcı da teşvik yerine haklarının korunmasını istiyor.

  • Konaklama hizmetini bakanlık belgesi olan tesisler versin.
  • Korsanlar bakanlık çatısı altında toplansın, “Belediye oteli” diye bir sınıflandırma ve 2 başlık olmasın. Bütün tesisler aynı kanun ve kurallara tabi olsun.
  • Seyahat ve transfer işleri, kanundaki gibi TÜRSAB belgeli acenteler tarafından yapılsın. Bunun böyle olmasına destek verilsin.

Zaten olması gereken de bu değil mi?


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.