Önce insanız, sonra otelciyiz: Böyle bir otelde çalışır mısınız?

Provenance Otellerini takdim edeyim. Biz Kimiz? Önce insanız. Otelciliğimiz daha sonra gelir. Statükoyu alaşağı etmeyi severiz. İşletme anlayışımızda, politikalara değil, insana öncelik veririz. Hem çalışanlarımız, hem de misafirlerimiz zenginliğimizdir. Mutlu insan, bu duygusunu her tarafa yayar. Tsunami etkisi yaratır.

Adil Gürkan 20/12/2024 15:19

Konuklarımızın mutlu olması için atmamız gereken adımları her daim güncelleriz. Bunun için vizyonerlerle, sınırları zorlayanlarla, insanların ağız tadına hükmedenlerle, kural kırıcılarla, meydan okuyanlarla bir arada olmayı severiz.

Biz dünyayı farklı görürüz

Kimilerinin engel olarak gördüklerini, biz fırsat olarak kabul ederiz.

İşletmelerimize, inovasyon ve değer, öz ve anlam yükleriz.

Misyonumuz odalarımızı doldurmanın çok ötesindedir. Sektörün çıtasını yükselten yenilikleri hayata geçirmek bizim tutkumuzdur.

Her saniyemizi sahipleniriz. Her rezervasyonu, her tartışmayı, her estetik algıyı, her misafir deneyimini önemseriz. Hem de en alt kademeye kadar.

Hepimiz öncelikle işimizin sahibiyiz.

Yöneticilik daha sonra gelir

Kararlarımız işletmemiz için en iyi olan gerçeklikleri dikkate alınarak verilir.

Biz müdürler, bizim için kısa vadede olumlu olsa da, uzun vadede gayrimenkulümüzün zararına olabilecek kararlardan uzak dururuz. Her tesisimizi kendimizinmiş gibi yönetiriz,

Bizim işimiz binalar ile ilgili değil

Binalar gülümseyemez, dinleyemez, bir gereksinimi önceden sezinleyemez ya da bir konuk ile muhteşem bir sohbet üzerinden iletişime geçemez.

Bir binanın yapamayacağı bir şey daha vardır, kendi kendisini idare edemez.

Biz bunu yeterince yaptık. Dokunulabilir insan bağlantısı ile kesintisiz verimlilik arasındaki o yüksek ve ince telin üstünde başarı ile yürüdük.

Bir otel sadece bir binadır

Tuğlalar ve harç. Cam ve çelik. Halılar ve perdeler ve mobilya ve açılıp kapanan kapılar, camlar ve diğerleri. Netice itibarıyla bir bina.

Kimi zaman bazı binalar diğerlerine göre daha tarihi ya da arkeolojik bir arka plana sahip olabilirler. Ama ne olursa olsun, günün sonunda, o kafanızı yastığa koyduğunuz o sessiz anda onlar da sadece binadır.

Ne kadar albenili olsalar da, binaların asla yapamayacağı şeyler vardır

Bir bina, bir kapıyı açabilecek ya da bir taksi çağıracak kadar fonksiyonel olamaz. Şehirli bir maceracıya ilham veremez. Hiç beklenmedik akşam yemekleri tavsiye edemez. Bir insanın adını hatırlayamaz. Bir konuğun yastık tercihini kaydedemez.

Biz bütün bunları yapıyoruz

Ama bir otel sadece bir yapıdır.

Onun değeri içerdiklerindedir.

İnsanlar ile olan etkileşimindedir.

O binalarda hizmet edenler, konuklara idealler çerçevesinde tatlı sürprizler, seviyeli espriler, hoşluklar sunuyorsa, o bina anlam kazanır.

Otellerde, profesyonel yaklaşım ile insancıllık tam bir dengede olmalıdır.

Biz bütün bu yolları yürüyoruz.

Sadece bir nedenle;

Öncelikle insanız. Sonra otelciyiz

Bizde kararlar ortak aklın ve duyguların sonucudur. Süreçlerin parçası olan bütün paydaşların aklından ve yüreğinden nasipleniriz. Bu ilişki sırasında, kalplerimizi, ruhlarımızı, aklımızı ve anlamlı uzmanlığımızı ortaya koyarız.

İşte tam da bu bizim aradığımız ve mutlu olduğumuz dayanıklı içli dışlı ilişki budur. Bizler “ haydi kolları sıvayın, kendimizin değil, konuğun dilini konuşup onun aklını anlayan bir yaklaşım sergileyelim” tarzı bir yönetim modelini tercih ederiz.

Bütün paydaşlara bir sözümüz var

Size şu sözü veriyoruz;

Konumuz sadece otelimizdeki her yastığa bir baş konması değildir. İşletmelerimizi inovasyon ve değer, öz ve anlam ile dolduracağız.

Ekiplerimizden gelecek büyük, küçük bütün önerileri, sektörü bir adım ileri taşımak için değerlendireceğiz. Dokunduğumuz herkes ile empati temelinde iletişim kuracağız.

Birlikte bir sanatsal işyeri ortamı oluşturacağız

Pazara ve topluma otantik ve olağanüstü operasyonel bir mesaj vereceğiz. Bize ait olan bir başarı tanımı geliştireceğiz.

Kimliğimizin ve kişiliğimizin olduğu sayfada sadece konukların beklentilerinin karşılığı olmayacak. Birlikte kendi kutsal sayfalarımızı yazacağız.

Ve tam da orada, paylaşılan tutkuların bayrağı altında, büyük işler başarmanın sorumluluğunu üstleneceğiz. Bu çalışmamızın her anına saygı duyacağız ve sahipleneceğiz.

Eğer konu bu coşkulu vizyonumuzun ete kemiğe bürünmesi ise, konuklarımıza vermemiz gereken servisi, göstermemiz gereken saygıyı sonuna kadar sunacağız.

İnsanlarımız bu süreçten büyük bir haz alacak.

Çünkü biz işleri mükemmel bir perspektiften görürüz.