Bodrum yolunda fark edilemeyen bir sahil kasabası…

Bodrum’ a doğru yola çıkanlar Milas’tan sonra Havaalanı kavşağında Güllük levhasıyla karşılaşır ama çoğumuz gibi ben de yola devam ederdim. Geçtiğimiz Eylül ayında yola devam etmeyip, Güllük’te yaşayan çocukluk arkadaşım Hacı Murat Koçoğlu’nun güzelliğini övdüğü Güllük sahil kasabasına gittim.

Adil Çulhaoğlu Adil Çulhaoğlu 07/12/2024 14:39
Bodrum yolunda fark edilemeyen bir sahil kasabası…

Kavşaktan döndükten sonra bir tepeden Güllük kasabasını görmek 10 dakikayı bulmuyor. Güllük diğer adıyla Mandayla Körfezi’ndeki kasabanın sahiline kuş bakışı manzarası ve her dönemeçte değişen deniz mavisinin manzarası eşliğinde sahile iniyorum. Bir yamaçta otellerin çok katlı binaları, diğer yamaçta tek katlı eski ve çoğunluğu yazlık olarak kullanılan yeni betonarme evler dikkat çekiyor. Sahil kasabalarında her yerde olduğu gibi kahvehanesini arıyorum. Arabayı uygun bir yere park ettikten sonra, balıkçı barınağını buluyorum ama kahvehanesini bulamayınca, barınağın çıkışında bir kafede oturuyorum, koyda dalgalarda sallanan teknelerin fotoğrafını çekiyorum.

Barınaktan sonra, şehrin batısına sahil boyunca uzanan ana caddesine çıkıyorum. Fotoğraf çekerek yürümeye başlıyorum. Yıllar öncesine gidiyorum Güllük sokaklarında ilerlerken.  Güllük’te dostum Kurtuluş Uğur’un yazlık ev satın almasına vekalet ettiğim 1989 yılı aklıma geliyor. Onunla geçirdiğim günler ve aylarda sabah kahvaltısındaki sohbetlerimizi hatırlayıp, aynı ortamı yaşayacağım, ’işte böyle bir yerde oturmuştur’ dedirten bir yer arıyordum yürürken, farkında olmadan.  Yıllar önce sonsuzluğa gidişine refakat edemediğim arkadaşımla sohbet etmek istiyordum.

İlk kez onun sayesinde ismen tanıdığım Güllük’ün caddelerinde, sokaklarındaydım. Eskinin antrepoları restore edilerek günümüzün kafeleri olmuş yeni mimariyi yansıtan binaların önünden şehrin batısına doğru yürüdüm. Sahilde, yolun bitimine yakın en son Mimoza adlı bir kafeyi görünce de, bir tost bir çayla molaya karar veriyorum. Kurtuluş Uğur ile sohbet etiğimiz tost ve çay sohbeti de burası olsa gerek diye düşündüm. Önümüze yaydığımız bir gazete, çay, tost ile sohbetler yaptığımız Ankara, Marsilya, Marmaris’teki   günlerimize gidiyordum.  Kurtuluş ile daldığım anılarımdan Hacı Murat Koçoğlu’ndan gelen telefonla sıyrılıyorum. Sahilde Mimoza adlı kafede olduğumu söylüyorum ‘’yerini biliyorum geliyorum ‘’diyor.  Hacı gelene kadar internette web sitelerinde Güllük hakkında bilgileri araştırmaya başlıyorum.

 

Tarihi ile ilgili ilk bilgilere Bizans kaynaklarında rastlanılan ve bir balıkçı kasabası olduğundan söz edilen Güllük’ün, Antik dönemden Karya,  Bizans ,Selçuklu ve Osmanlı dönemlerini yaşayan  Milas ile aynı tarihe sahip olduğunu öğreniyorum. Güllük, Nami Kaptanın oğlu Mehmet Uyav tarafından yöreye özgü gulet teknelerinin ilk kez yapıldığı yer olması ile de tanınmış. Güllük kasabası, 17 Aralık 1986'da belediye olmuş, ancak 12 Kasım 2012'de Muğla ilinin büyükşehir yapılmasıyla Milas’ın mahallesine dönüşse de kasaba özelliğini kaybetmemiş. 

Günümüzde, Güllük, çevredeki ocaklardan çıkarılan boksit ve feldspat madenlerinin yüklendiği veihraç edildiği limanı ile tanınmış. Limanın dışında balıkçılık ve turizm kasabanın gelir kaynağı olmuş. Kuzeyindeki dalyan ve denizde avlanan çipura, levrek, saragoz, mercan, lüfer, kefal, dil balığı, istavrit, yılanbalığı ve palamut gibi balıklar ile koylarındaki kültür balıkçılığı ile daha çok çipura ve levrek üretiliyormuş.

Hacı’nın Kafeye gelişi ile birlikte, Güllük’teki   yaşam sohbet konumuz oluyor. Çektiğim fotoğrafları gösteriyorum. ’Güllük ‘Bodrum’un kalabalığını yaşatmayan sakin bir yer’ diyor, Hacı, ‘otellerdeki doluluk Havaalanına 15 dakika mesafede olmasına rağmen, yeterli görünmüyor. Uçaktan inen herkesin Bodrum’a gittiğini söyleyebilirim. Öğleden sonraları denizi dalgalı da olsa, her evin deniz manzarasının olduğu, sakinliği ile yaşanılacak bir yer burası ‘diye ekliyor.

Sahilde bir geziye çıkarıyor beni, Kadirli’deki çocukluk ve lise yılları, Ankara’daki üniversite yıllarımızdaki   anılarımızla sohbet ederek yürüdüğümüz Güllük sokaklarını ve yaşamından kesitler gösteriyor bana.  Bir süre sonra, eşinden gelen telefon sonrasında ‘Selma kahvaltıya bekliyor’ diyor.

Kahvaltı sonrası, ben de Bodrum’a doğru yola çıkıyorum…


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.