Bakın Almanya’da Neler Oluyor!
ITB Berlin Turizm Fuarı ile başlayan ve Sayın Merkel’in Türkiye ziyareti ile Türk-Alman ilişkilerinin turizmden politikaya kaydığı bu yoğun gündem içinde Almanya’da turizmcileri yakından ilgilendiren bir gelişme yaşanmakta.
Bildiğiniz gibi 2009 yılı güz aylarında Almanya seçim telaşı içinde yeni hükümetini seçmek üzere sandık başına gitmiş ve seçimlerden Hıristiyan Demokratlar ile Liberallerin koalisyonu Almanya’nın yeni hükümetini şekillendirmişti. Aradan yaklaşık altı ay gibi bir süre geçti ve Almanya’da seçim öncesinde yaşanan bir olay turizmcilerle halkı karşı karşıya getirdi.
Seçimler öncesinde FDP ve CSU partilerine birer milyon euro bağışta bulunarak seçim kampanyalarını dolaylı da olsa destekleyen Mövenpick grubu bu günlerde “Mehr Demokratie” adlı sivil toplum örgütünün hedefi haline gelmiş durumda. Bu büyük meblağlı bağışın paralelinde seçimlerden Hıristiyan Demokratlar ile Liberallerin koalisyon kurması ilk garipsenecek durum. Ama asıl tartışma konusu ise FDP ve CDU’nun ilk koalisyon icraatlarının otellerdeki gecelemeye ilişkin KDV’yi %19’dan %7’ye düşürmesi oldu. Kısacası “Mehr Demokratie” hareketi bu durumu ahlak dışı bulduğunu, kirli ilişkiler yumağının sonucunda yapılan bu vergi indiriminin kime hizmet ettiğinin çok iyi anlaşılması gerektiğine vurgu yapmakta. “Mehr Demokratie” ülke çapında bir kampanya başlatarak bu oyunu ortaya koyanları şiddetle protesto etmekte, hazırladıkları matbu protesto kartlarının Bayan Şansölye’ye iletilmesi konusunda sivil insiyatifin hareket geçirilmesini organize etmekte. İki partiyi (FDP ve CSU) ülkesindeki fakir insanların durumunu iyileştirmek yerine ayrıcalıklı gruplara daha fazla ayrıcalık kazandırılmasına tepki koyan “Mehr Demokratie” hareketi, politikanın satılık olmadığını ve partilere bağış yapılmasının yasaklanması gerektiğini ifade etmekte.
Almanya’daki bu gelişmeler turizm ile politikanın ne şekilde iç içe girdiğinin bir kanıtı. Yapılanları ülke menfaatleri adına doğru bulmayan halkın bir bölümü ise tepkilerini olabilecek en demokratik yollardan seslendirmekteler. Bir tarafta seçimler sonucunda istediğini elde eden bir turizm sektörü diğer taraftan bunu yanlış bulan bir sivil toplum hareketi.
Almanya’da yaşanan bu olay ve sonrasında yaşananları dikkate aldığımızda ülkemizde turizm ile politika ilişkisini nasıl değerlendirmek gerekir sorusunun yanıtını siz değerli okuyucularımıza bırakıyorum. Sadece bu siyasi dönemde değil geçmiş otuz yılda turizm ile politika nasıl ortak noktalarda buluşup nasıl ayrışmış bunu iyi analiz etmek gerektiğini düşünüyorum. Yine bunun yanında gelişmiş demokrasi anlayışının ülke menfaatine olmayan durumlarda nasıl bir güç olarak ortaya çıktığının da gözden kaçmaması gerekli. İşte bu ayrıntıya bizler etik olmak ve demokrasiye saygılı hareket etmek diyoruz. Güçlünün yanında olmak ile güçsüzü yok saymak, halkın lehine görünerek demokrasiyi güçlüler lehine işletmek ise bazı ülkelerde uygulanabilir en kolay yol olsa gerek.. Siz ne dersiniz?
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: