Avrupalı turist tatil yoksunluğu çekiyor

‘Tatil yoksulluğu’ 40 milyon Avrupalı için çok gerçek bir sorun ve İrlanda, Fransa ve İtalya bu konuda başı çekiyor. Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, Avrupalılar, çalışmalarına rağmen, kendilerine ve ailelerine tatil satın alma noktasında zorluk yaşıyor.

Fortune’dan Prarthana Prakash’ın haberine göre, ‘tatil yoksulluğu’ Avrupalı çalışanlar için giderek daha da gerçek hale geliyor. Bölgedeki işçileri temsil eden bir sendika olan Avrupa Sendikalar Konfederasyonu'nun (The European Trade Union Confederation -ETUC) yaptığı bir araştırmaya göre, yaklaşık 40 milyon kişi, yani Avrupa Birliği'nin çalışan nüfusunun yüzde 15'i, bir haftalık tatile bile gücü yetmediği için ‘tatil yoksulluğu’ ile karşı karşıya bulunuyor. ETUC Genel Sekreteri Esther Lynch, “Çok fazla insan artık günlük yaşamlarında Avrupa'nın güçlü ekonomisinin faydalarını görmüyor” diyor.

Anket, 2021 ve 2022'de 18 ila 64 yaş aralığındaki kişilerin Avrupa Birliği gelir ve yaşam standartları verilerine bakıyor ve ekonomik olarak ne kadar zor durumda olduklarının bir ölçüsü olarak evden uzakta bir haftalık yıllık tatile çıkabilme yeteneklerini dikkate alıyor. Söz konusu iki yıl boyunca, Kovid-19 salgını hala büyük bir tehdit oluştururken AB'deki çalışanların tatil masraflarını karşılamakta zorluk çektiği görülüyor.

Tatil bir lüks değil

Bazı ülkelerin ise diğerlerinden daha kötü durumda olduğu gözleniyor; İtalya, 6 milyondan fazla kişiyle tatil masraflarını karşılayamayan en fazla çalışana sahipken benzer zorluklarla karşılaşan ülkelere kıyasla en yüksek çalışan oranına sahip olan Romanya yüzde 36’yla ve Güney Kıbrıs yüzde 25’le İtalya’yı izliyor.

ETUC, 2021 ile 2022 arasında İrlanda ve Fransa'nın tatil masraflarını karşılayamayan kişi sayısında en önemli artışı yaşadığını bulguluyor. Lynch, “Tatil bir lüks değildir, aileyle uzakta zaman geçirmek, çalışanların fiziksel ve ruhsal sağlığını korumak ve çocuklara değerli deneyimler sunmak için önemlidir” diyor.

Yine de ETUC'un ele aldığı verileri, dünyanın yüksek faiz oranları ve yüksek enflasyon yaşadığı ve bunun da yaşam maliyetini artırdığı bir döneme ait olduğunu dikkate almak gerekiyor. Dünyanın bazı bölgeleri 2022'de hala pandemiyle ilgili kısıtlamalarla boğuşuyordu ve seyahat eden Avrupalıların sayısı normalleşme belirtileri göstermeye başlamıştı. Yine de, daha az sayıda çalışanın tatile çıkabilme eğilimi, karantinalar ve son ekonomik oynaklık dalgasından önce bile Avrupa'da gözlemleniyordu.

Almanlar ve Fransızlar kendilerini tatilden mahrum hissediyor

Tatile çıkamayan insanların sayısı, mali krizin ardından 2010'da önemli ölçüde arttı. Bu rakamlar pandemiye giden süreçte toparlanmaya başlamış olsa da o zamandan beri eğilim tersine döndü.

Avrupalılar izinlerini fazlasıyla ciddiye alıyor. Dünyanın en cömert yıllık izin ödeneklerinden bazılarına sahipler ve bu ABD'den ve Asya'nın bazı bölgelerinden daha yüksek. Yine de, Haziran ayında yayınlanan bir Expedia raporuna göre, bu durum, Alman ve Fransız çalışanların dünyanın diğer yerlerindeki meslektaşlarına kıyasla tatilden mahrum hissetmelerini engellemiyor.

Seyahat daha erişilebilir hale gelmesine rağmen…

ETUC’dan Lynch, işçi sınıfı ailelerin daha kolay tatil yapabilmesinin 20. yüzyılın en önemli gelişmelerinden biri olduğunu vurguluyor. Seyahat, havayollarının ve kısa süreli kiralama platformlarının yükselişiyle birlikte, son yıllarda tarihsel normlara kıyasla ortalama bir kişi için çok daha erişilebilir hale geldi. Lynch, “Bu rakamlar, artan ekonomik eşitsizlik sonucunda sosyal ilerlemenin nasıl tersine döndüğünü gösteriyor” diyor.

ETUC, Avrupa genelinde gerçek ücretler düşer ve yaşam maliyeti krizi devam ederken ‘tatil yoksulluğu’ yaşayan insan sayısının 2023'te daha da artacağını öngörüyor. Yine de, eğer tarihsel veriler geleceğin ne getireceğine dair bir ipucuysa, bu sayıların zamanla normale döneceği düşünülüyor.