Aman, Ayasofya’ya Dokunmayalım

Ayasofya Müzesi'nin camiye çevrilmesi arzusunu iç politika malzemesi yapmayalım. Aman dikkat! Ayasofya Müzesi, yalnız bize ait değildir. O değer, insanlığın mirası ve ortak malıdır.

Şaban Ali Yaşaroğlu 31/12/2019 23:40

Şaban Ali Yaşaroğlu

Çünkü, çok önemli kültürel varlığımız olan Ayasofya Müzesi, yalnız bize ait değildir. O değer, insanlığın mirası ve ortak malıdır. Anlatmak istediğim, Ayasofya tıpkı Mısır piramitleri gibi dünya coğrafyasında yer almış ve UNESCO’nun listesine ve korumasına giren mimari bir değerdir.

Dünya’da sayısı bilinen bu değerler, iki elin parmakları kadardır. İşte bir tanesini de insanlık bize emanet etmiştir. İnsanlığın ortak değerleri olan bu miras artık kimsenin malı değildir. İnsanlığın ortak mirası olan bu değerler, her yıl kapılarında dünya insanını buluşturan, kaynaştıran, tanıştıran ve evrensel barışa hizmet eden uygarlığın kapılarıdır. Başka bir deyimle insanlığın küresel mekanlarıdır.

Değerli okurlarım;

Bir sabah zahmet edip İstanbul’un turistik yarım adasına gidiniz ve Ayasofya Müzesinin kapısını gözleyiniz. Dünyanın her bir yanından gelmiş her renkteki uygar insanları kapısında görmüş olacaksınız. Ünlü düşünürlerimizden mimar sayın Doğan KUBAN’ın dediği gibi “Ayasofya gibi dünya malı olmuş dünyanın en büyük yapıtını camiye çevirmeye çalışmak, altın yumurtlayan tavuğu kesmek anlamına gelir sözü” (Cumhuriyet Gazetesi, BİLİM TEKNOLOJİ 30 Mayıs 2014) öncelikle Turizm Bakanlığımızı, Turizmcilerimizi ve Türk halkını derin derin düşündürmelidir. Çünkü çok pahalı turistik yatırımları ve doğal tarihi varlıklarıyla bir tatil ülkesi olan Türkiye’nin turizmden önemli beklentisi bulunmaktadır.

Eğer Ayasofya’yı camiye çevirirsek ve uygar dünya’ya dönük olan yüzümüzü tersine çevirirsek iletişim ve bilişim çağında dünya insanı önümüze koyacak faturaların ağırlığını bugünden bilemeyiz.

Kemal ATATÜRK Cumhuriyetin gençliğe karşı iktidarın tutumu nedeniyle son yıllarda dostları azalan Türkiye’nin Ayasofya gibi uluslar arası bir harikanın yüzünden uygarlığın dışına düşüp yalnız da kalabiliriz. 

Ayasofya müzesini camiye çevirmenin ısrarı yetersiz ve eksik camilerimizden kaynaklanmadığı düşüncesindeyim. Soruyorum, bir buçuk milyar nüfuslu Müslüman ülkelerin de   bizim gibi yüz binin üzerinde hangilerinin camisi vardır? Ülkemizin bunca iç ve dış sorunları mevcut iken, “Nabza göre şerbet verip” oy peşinde koşmayalım. İnsanlığın, çağdaşlığın ve uygarlığın peşine düşüp onlarla paylaşalım. İnsan hakları , halkımızın yaşam düzeylerinin yükseltilmesi ve sosyal adaletin yaygınlaşmasına çalışmalıyız. Kıskançlık ve kızgınlık duygularına hedef olmamalıyız.

77 Milyon nüfuslu bir ülke ve orta doğu’nun ortasında yaşadığımızın bilince olalım. Etrafımızda topraklarımızın üzerine güç gösterme hevesinde yanıp tutuşan kimi ülkelerin bulunabileceğini unutmayalım. Milletçe duygusallıktan uzak hoşgörü’ye dayalı ve gerginliğe yol açan davranışlardan uzak durmalı ve ulusça barış içinde yaşamalıyız.

Söylemek istediğim,  güçlü ekonomi ve güçlü ordu ülkemizin güvenliği için yaşamsal olduğunun bilinci içinde olmalıyız.

Demek istediğim,  Ayasofya Müzesi ile uğraşmayalım. Tarihe yitirilmiş yıllar geçmesin, ulusumuzun ortak dileği olsun.