YILIN EN GÜZEL GÜNLERİ…
Yazın son günlerinde tatilin sona ermesinden kaynaklanan bir tatlı buruklukla kutladığımız bayram sevincini de yaşadık. Yaz aylarına rastlayan ramazanlar nedeniyle bu iki yaşam gerçeği ile uzun yıllar birlikte olacağız.
Avrupa’da başta Almanya, Fransa, Hollanda olmak üzere birçok ülkesine mensup insanlar için yıl boyunca çalışıp 1 ay tatile çıkmak ‘Yılın en güzel günleri’ olarak nitelendirile gelmiştir. Ekonomik krizlerin tatil ikramiyelerine getirdiği kısıntılar ve yer yer iş garantisine feda edilmesi gibi olumsuzluklar tatil süresini azaltmıştır. Ancak Avrupalıların karlı, yağmurlu kasvetli kış günlerinde, bir deniz kenarında sahilde tatil yapma hayalini kurmalarına engel olamamıştır. Gazetelerin tatil ekleri ile Tv’lerin tatil ülkeleri programlarını merakla takip etmelerine, çeşitli şehirlerde açılan turizm fuarlarındaki stantlarda tatil ülkelerinin broşürlerini toplamalarına, kendileri için ideal tatil yerini aramalarına engel olamamış,’yılın en güzel günleri’ dokunulmazlığını korumaya devam etmiştir.
Avrupalı tatilcileri çekmek için yaşadıkları ülkelerdeki şehirler ve komşu ülkeler dahil olmak üzere, Akdeniz ülkeleri, Uzakdoğu, Güney Amerika ve Kuzey Amerika gibi tatil ülkeleri Avrupa ülkelerindeki pazarlama ve tanıtım çalışmalarına ağırlık vermekte, tatil ülkelerindeki doğal afetler, sosyal, politik gelişmelerin kamuoyundaki yansımaları ilgiyle izlenmekte, haber ve yorumlar daha önce tatil geçirilen ve yakın çevresine tavsiye ettikleri bir ülke hakkında ise, bu ilgi daha da artmaktadır.
Münih’te soğuk bir kış günü, bir banliyö treninde yolculuğum sırasında karşımda oturan ve yol boyunca gazetesini okuyan bir almanın ineceği istasyondan önce yerinden kalkıp gazetenin seyahat ekini alıp diğer bölümlerini bırakıp gitmesi dikkatimi çekmişti
Yıllar önce Almanya’da, bir İtalyan politikacının ‘Göbekli, sarışın almanlar gelip sahillerimizi kirletiyorlar’ şeklindeki sözlerinin yarattığı tartışmalar günlerce sürmüş, ‘Almanlar için tek tatil ülkesi İtalya değil, Türkiye, İspanya, Fransa, Hırvatistan, Yunanistan gibi ülkeler de sevilen tatil ülkeleri’ şekline dönüşmüş, dönemin Şansölyesi İtalya’da yapmayı planladığı tatilini iptal edip tatilini Almanya’da yapmıştı.
Turizmden sorumlu İtalyan politikacının görevinden ayrılmasıyla tartışmalar sona ermiş, ancak tatilcilerin tercihlerini etkileyen önemli unsurlardan biri olarak hafızalarda yerini almıştı. Acaba bu, turizmde duygusallığın ve sevginin yerini yeniden alması; böyle bir yanlışın tekrarlanmaması için üzerinde fazla durulmayan bir uyarı mıydı?
Eylül’ün 12’sinde yapılan referandum daha önce 20 TEMMUZ seçimlerinde olduğu gibi turizm sektöründe ve tatilciler arasında belli ki, bir telaşa yol açmış görünüyor. Daha sonraki yıllarda yine vatandaşlık görevlerimizi de yerine getirmek zorunda kalacağımız dönemlerde tatil için rezervasyonlarını yaptırmış olan tatilcilerin oylarını rahatlıkla kullanıp tatillerine kaldıkları yerden devam edebilmelerini sağlayacak formüller üzerinde acente ve otel yöneticileri çalışıyor. Vatandaşlık görevini yerine getirmiş olmanın mutluluğu ile tatil yapma mutluluğunu birini diğerine tercih etmek zorunda kalmadan, beraber yaşayabilme imkanını rezervasyon yaptırmış insanımıza yaratmak çok da zor olmasa gerek.
İşte bu nedenle, yılın en güzel günlerine sandıktan önce de tatil, sandıktan sonra da tatil formülü ile devam ettirmek mümkün… Bayram günlerinde paylaşacağımız duygularımızı ve geleneklerimizi tatilimizle birlikte değerlendirecek seçenekler bulmamız dileği ile her günümüzün bayram sevinçlerinin devamı olmasını diliyorum.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: