Yanlış büyüyerek ancak kalıcı küçülebiliriz
Turizmi çeşitlendirmek, sanat ve kültür turlarını ön plana çıkarmak, turizmi 12 aya yaymak, üst gelir seviyesine sahip turistlerin sayısını artırmak, dünyada sektör olarak bir üst lige çıkmak söylendiği kadar kolay işler değil.
Turizmi çeşitlendirmek, sanat ve kültür turlarını ön plana çıkarmak, turizmi 12 aya yaymak, üst gelir seviyesine sahip turistlerin sayısını artırmak, dünyada sektör olarak bir üst lige çıkmak söylendiği kadar kolay işler değil.
Ülkemizin turizm hedefleri büyük.
Peki nasıl ilerleyeceğiz?
Bu hedeflerin neticeye varabilmesi için bir taraftan sektörümüzün işlev, temsil ve denetim yapısını zamana ve rakip piyasalara uygun olarak değiştirmek ve yüzde yüz yetkili/yasal duruma getirmek gerekirken; diğer tarafta gerekli bürokratik düzenlemeleri hızlandırmak, her katmanda temsil ve icraatta ilgililerin görev tayinlerini doğru yapmak ve en önemlisi sektörümüz için en doğru ve uygun belediye başkanlarını seçmeyi başarmak lazım geliyor.
Bu beklentileri bir araya getirmek, sağlam bir ‘Turizm Kalkınma’ ve ‘Gelişme Çatısı’ kurmak gerçekten zor.
Ancak, başarmak zo run da yız
Ülkemizin kültür ve turizm konularındaki gayretlerini verimlilik esasından taviz vermeden Bakanlığımız, sektör teşkilat ve kurumlarını, kamu yönetimini ve özellikle iş başına gelecek yeni belediyeleri armonik bir orkestraya dönüştürmeden, yukarıdaki hedeflere ulaşmamız imkansız.
Adam adam kayırıcı ortamlarda ayak üstü alınan kararlarla, bilimsellikten ve uluslararası piyasa şartlarından, dünya gerçeklerinden uzak göz boyayan, geleceğimizi ucuzlatan projelerle ilerleyeceğimize artık kimse inanmıyor zaten.
Yanlış alışkanlıkları ve umursamazsızlıkları devam ettirerek, sıkıntı ve tehlikeleri hasır altı ederek, geleceğin hızla acımasızlaşan piyasalarında düşmeden, ezilmeden koşamayız.
Yanlış büyüyerek, ancak kalıcı küçülebiliriz
Şimdi herkes, her turizm paydaşı, her ilgili turizm dinamiği kendisine “Ben yukarıda yazılı hedeflere ne katkı verebilirim?” diye sormalı.
Bu konuda en samimi ve gerçekçi tavrı, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy sergiledi.
Ersoy, yedi aylık bakanlığında sektörün proje/vizyon/hizmet/fiyatlandırma strateji/ planlama/yaklaşım ve düşünce yapısını önemli ölçüde değiştirmeyi başardı. Yukarıdaki konulara bu zamana kadar tanıdığımız bakanlar arasında hem daha profesyonel, hem daha bilimsel, hem de daha samimi ve dürüst bir yaklaşım sergiledi.
Adam kayırmadan, siyasete bulaşmadan, kanayan noktaların üzerini açarak artı ve eksileri ile durumumuzu açıkça kamuoyu ve sektörün gözlerinin önüne serdi.
Yarınımızı karartacak tehlikelerin üzerine ışık tuttu
“Peynir ekmek fiyatına oda satıyoruz! diyerek yarınımızı karartacak tehlikelerin üzerine ışık tuttuğunda, ömrü boyu kapı arkalarında saklanarak hayatta sadece başkaları başarısız olursa ben ilerlerim zihniyeti üzerine ekonomisini ve kariyerini kurmuş kişilerin Ersoy için “yapsın da görelim” dediklerini duysak da, sektörün bu kişilere artık pek aldırmayışı müşterek geleceğimiz için bir başka güzellik sunmakta.
Bazılarımız için alışkanlıklardan kopmak, vites değiştirmek zor olacak gibi görünse de, en geç beş yıl sonra sektörümüz verimlilik bazında güçlenerek ülke ekonomimizin iç ve dış ödemelerde önemli bir garantör kaynağı durumuna dönüşmesini sağlayacaktır.
Türk turizmi çeşitlenerek büyüyecek, Türk turizmi büyüdükçe çeşitlenecek
Turizm çeşitlendikçe turizm yatırımcılarını çeşitlenecek, turizmi güçlendikçe çok değişik yatırım fonları, kredi ve finansman imkanları bizleri daha da büyük hedeflere kilitleyecektir.
Örnek arıyorsak, İspanya’ya bakalım: İspanya son 50 yıllık kalkınmasını ve gelişmesini, turizmin diğer tüm sektörleri ateşlemesine borçludur.
- Turizme diğer sektördeki zenginler yatırım yapmamış, bilakis turizmde zenginleşenler diğer sektörleri ele geçirmişlerdir.
- İspanya turizmi otellerde ünlü ürünler yerine, otelde ünlü olan ürünler ile önemli bir ihracat yaratmayı başarmıştır.
İspanya, kamu diplomasisini turizmde en başarılı kullanmış ülkedir
İspanya, küresel turizmin tüm dinamiklerinin ve imkanlarının yanında, kamu diplomasisini turizmde en başarılı kullanmış ülkedir.
Bu anlamda sizlere yüzlerce diğer önemli olabilecek yeni turist grupları kazanma potansiyeli sunan Langkawi Malezya’dan sonra, Zürih İsviçre ‘de gerçekleşen TCWTA Dünya Kardeş Şehirler Turizm Zirvesi’ni örnek olarak göstermek istiyorum.
Türkiye eğer turizmini çeşitlendirmek ve güçlendirmek istiyorsa, dünyadaki 8 bin belediye ile çok sıkı ilişkiler kurmalıdır.
Türkiye’nin yerel düzeyde dünya ile ilişkileri verimli, derin ve yeterli değildir. Bu konuda hiç bir siyasi parti başarılı olamamıştır.
Biz de o zaman turizm sektörü olarak, yeni seçtiğimiz belediye başkanlarımız ile çok daha sıkı çalışarak ve dünyadaki 7 bin şehrin sakinlerine çok değişik ürünler sunarak, “kKardeş şehirler” arasında turizm trafiğini artırabiliriz.
Kardeş Şehirler arası turizm bağlarını güçlendirerek, Twin Cities oluşumundan faydalanabilir, yeni müşteriler kazanabiliriz. “Twin Cities” projeler ile şehirler ve kültürler arasında güçlü, kalıcı ve sürdürülebilir bağlar kurup, turizmin en önemli unsurlarından biri olan yerel seyahat acentelerini güçlendirebiliriz.
Turizm sadece tur operatörlerinin kurduğu ilişkilerle gelişmez
Dünyanın en zor işlerinden biri olan tur operatörlüğü, destinasyonlardan gelecek yeni fikir, proje, destek ve teşviklere açıktır.
Yukarıda yazılı hedeflere ancak; gençlik, spor, kültür/sanat, 3.yaş, inanç turizmi ve akademik turların pazarlanmasını ve sunulmasını yerel seyahat acenteleri ile el ele vererek, 5 kıtadaki belediyeler ve ticaret odaları arası ilişkileri artırarak, Türkiye’nin tüm destinasyonları için daha inandırıcı kalıcı dostane ilişkiler üzerine kurulu tanıtım ve pazarlama platformları yaratarak ulaşabiliriz.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: