YA TURİZM OLMASAYDI ?

Osman Ergin Osman Ergin 31/12/2019 23:40

Türkiye’de her ne kadar gündem hızla değiştirilmeye ve hafızalar günü birlik safsatalarla oyalanarak beyinler uyuşturulmaya çalışılsa da memleketin bugün için en önemli meselesi -zaten başlı başına sorun olmasının yanında beraberinde getireceği olumsuzluklar sebebi ile -işsizliktir.

 

Öyle ki işsizliğin lokal olarak yoğunlaştığı yerlerde boşluğu terör doldurmakta ve her ne kadar devlet ile devam eden hükümetler ve milleti oluşturan bireylerin arzusu dışında gelişen istenmeyen bir gebelik olsa da gelişmelerin akabinde bölgenin zayıf karnı diyebileceğimiz işsizlik er ya da geç terörü doğurmaktadır.

 

Bilindiği üzere dünyadaki her bilimin temeli matematiğe dayanmakta olup; rakamlar asla yalan söylemez. Konu ile alakalı ülke genelinde işsizlik ve terör bağlantılı olarak toplanan verilerin, sınıflandırılması, çözümlenmesi ve sonuçlarının yorumlanması neticesinde yapılan istatistiklerin ibresi de göstermiştir ki işsizlik haritası ile terör haritası küçük farklar göz ardı edilerek ele alındığında, birbiri ile bire bir örtüşmektedir.

 

İşsizlik ve terör ilişkisini bu hali ile bir kenara bırakıp turizm ve istihdam ilişkisine göz atarsak Türkiye’de son on yıl içerisinde turizmde çalışan sayısının; mevcut yatak sayısının artmasına paralel olarak; 700 binlerden 1 milyon dört yüz binlere çıkarak; yaklaşık yüzde yüz oranında istihdam artışı ile toplam ülke nüfusunun yaklaşık yüzde ikisine tekabül eder hale geldiğini görmek mümkündür.

 

Turizm sektörü bu özelliğinin yanında diğer iş alanlarıyla kıyaslanınca, devlete en az maliyetle iş ve istihdam yaratma özelliği ile en gözde sektör olurken; istihdamda sektörün lokomotifi de konaklama olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

Bu arada; turizmin normal sezonda işsizlik oranlarını düşürmesi yönündeki olumlu etkisinin yanında; olumsuz yansıması da istihdamın yıl geneline yayılamaması ve sezonluk işçiliğin ön plana çıkması şeklinde olmaktadır. Bilindiği üzere sezonluk işsizlik bazı ekonomik faaliyetlerin belirli zaman aralıklarında yapılabilmesi sebebiyle ortaya çıkan işsizliktir. Turizm sezonunun sona ermesi sektörde sezonluk olarak çalışanların birçoğunun işsiz kalmasına sebep olmakta ve her yıl aynı sıklıkta tekrarlanması nedeni ile de büyük bir sorun teşkil etmektedir. Bu aşamada turizm işletmecileri doğal olarak karlılığı ön planda tutarak müşteri sirkülasyonuna göre dönem dönem personel tasarrufuna giderek, sezon sonunda da kadrolu olarak nitelendirilen personellerinin dışındaki iş gücünü devre dışı bırakacaktır. Bu da iş için iktisadi kalkınmasını sağlayamamış bölgelerden denize doğru gelişen göçün tersine hareketine sebep olacağından, geri dönüşünü yapmak mecburiyetindeki çalışanlar için ekstra bir külfet olarak kendisini gösterecektir.

 

Bu bağlamda turistik tesis sahipleri ve turizm işletmecileri ekonomik şartların el verdiği nispette elinden geleni yapmakta ve turizm sezonu diye tabir ettiğimiz belirli aralıklarda geçici de olsa insanlara geçimlerini sağlayacak ölçüde bir istihdam sağlamaktadır. Burada turizmcilerin sezonu on iki aya yaymak şeklindeki girişimleri sonuç vermiyorsa iş direkt olarak devlete düşmektedir. Devletin ilgili birimleri sezon sonunda işten ayrılan personellerin geçimine ve sosyal güvencelerine yönelik tedbirler konusunda çalışmalar yapmalı ve turizm tanıtma fonuna ayıracağı ve verimli bir şekilde kullanılabilecek bir bütçe ile sezonu uzatma çareleri aramalıdır.

 

Öyle ki süregelen iktidarlarca turizm sektörünün ülke ekonomisine kazandırdığı ivme her ne kadar görmezden gelinse de özellikle kıyı bölgelerden başlayarak ekonomik krizin etkisini kıyı bölgelerde hemen hemen hiç hissettirmediği; güneyden iç bölgelere doğru da şiddetini azaltarak yansıttığı gözlerden kaçmamalıdır.

 

Türk turizmi son dönemde dünyayı etkisi altına alan global krizin de etkisi ile ülkenin iç ve doğu bölgelerinde işini ve aşını kaybedenlere yeni bir umut kapısı olarak karşımıza çıkmaktadır. Hatta daha derin bir ifade ile aynı nedenlerle umudunu yitirmiş insanımızın yönünü dağdan denize çevirmiş ve hayata yeniden sarılmalarını sağlamıştır. Demek ki son söz olarak eklenecek bir cümle kalıyor. Asıl olay dağa çıkanları cebine beş bin Türk Lirası koyarak dağdan indirmek değil… Dağa çıkarmamaktır…

 

Ya turizm olmasaydı?


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.