Türk turizmi, büyük pazarlardan pay almalı...
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, TUROB ve Deloitte Türkiye işbirliği ile “2015 Hospitality Vision” konulu panel düzenlendi.
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) ve Deloitte Türkiye işbirliği ile 23 Şubat tarihinde, Swissotel the Bosphorus Hotel’de, “2015 Hospitality Vision” konulu panel düzenlendi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İstanbul Turizmden Sorumlu Vali Yardımcısı Kazım Tekin, Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürü Cumhur Güven Taşbaşı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Turizm Atölyesi Koordinatörü Mimar Tülin Ersöz, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, TUROB Başkanı Timur Bayındır, TÜROFED Başkanı Osman Ayık, THY Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil’in de aralarında bulunduğu yetkililer ile TUROB yönetim kurulu üyeleri, TÜROFED yönetim üyeleri ve TUROB üyesi turizmciler katıldı.
Timur Bayındır, “TUROB ile TÜROFED, el ele yürüyerek birlikte hareket edecek”
Müjdeli bir haber vereceğini ifade ederek panelin açılış konuşmasını yapan TUROB Başkanı Timur Bayındır, şunları söyledi:
“Sizlerin verdiği kararla TÜROFED’ten ayrılmıştık. Yine, sizlerin vereceği karar ile tekrar girebiliriz. Genel kurul, en yetkili yerdir. Bu kararların, dışına çıkmamız da mümkün değildir. Yalnız istenildiği an, ‘Genel Kurul’ yapma şansımız bulunmuyor. Bunları niye anlatıyorum. Şöyle bir karara vardık. Zira TÜROFED’te, hepsi dostumuz ve arkadaşımızdı. Şimdiki yaklaşımları çok daha pozitif oldu ve dün yaptığımız toplantıda, ‘-Birtakım meselelerimizi aramızda her zaman çözeriz, bunlar mesele olmaktan çıkar ve inşallah ileride bu nikahı yeniden tazeleriz’ diye değerlendirdik. Özetle, TUROB ve TÜROFED olarak bundan sonra tek vücut olduğumuzu açıklamak istiyorum. İki birlik halinde ve el ele yürüyeceğiz. Biz, TÜROFED’in bütün yönetim kurullarına katılacağız. Yaptıkları tüm toplantılara çağırılacağız ve biz de kendilerini çağıracağız” dedi.
Ertuğrul Günay, “Sürdürülebilirlik için toplum ile turizm ilişkisini yeniden oluşturmalıyız”
Kitle otellerinin bulunduğu bölgelerde, ‘turizm ile toplum’ arasında kopukluk olduğuna değinen Bakan Ertuğrul Günay, konuşmasına şöyle devam etti:
“Turizm, 21. yüzyılı kuracak sektörlerin başında geliyor. ‘Barışı’ sağlayan bir sektörüz. Sektörün sürekliliğini sağlamak için de, ‘toplum-turizm’ ilişkisini oluşturmalıyız. Kitle otellerinin olduğu yerlerde, turizm ile toplum arasında ciddi bir kopukluk bulunuyor. Gelen turisti, hayatın içine katmamız lazımdır. Kısaca, toplum ile turizm ilişkisini yeniden kurgulamalıyız ve buna göre bir turizm süreci oluşturmalıyız. Tabi ki, doğayı korumak ve kaliteyi daima en üst seviyede tutmamız gerekiyor” diye konuştu.
TUROB ile TÜROFED beraberliğinin sektör için önemli olduğunu vurgulayarak konuşmasını sürdüren Bakan Ertuğrul Günay, “Bakanlık olarak, sektörü tek bir çatı altında toplama düşüncemiz vardı. Biz başaramadık, ama sektör bunu başardı sanıyorum. Bu birlikteliğin daha sağlam temellere ulaşması için, bakanlık olarak biz de, elimizden geleni yapacağız" dedi.
Türk Hava Yolları’nın başarısına değinerek konuşmasına devam eden Ertuğrul Günay, şunları kaydetti:
“THY, bizim markamız oldu ve bizi dünyaya çok iyi tanıtıyor. Biz, THY ile bileşik kaplar gibiyiz ve birbirimizi olumlu şekilde etkiliyoruz. Bugün geldiğiniz noktada Türk turizmi, Avrupa'dan turist getiren ve Avrupa’ya turist gönderen bir ülke olmaktan çıkarak, dünyaya açılan bir turizm ülkesi olmaya başlamıştır. Mesela, Çin ve Hindistan’da, 1.5 milyarın üzerinde nüfus bulunuyor. Her iki pazardan da, dünyaya turist olarak çıkabilecek büyük bir potansiyel var. Bizler de, tanıtımda sınırlı olduğumuz bu pazarlara yönelerek, yeni stratejiler geliştirmeliyiz. Bu nedenle, örneğin Rusya, Çin, Avustralya ve Brezilya’da yeni müşavirlikler açıyoruz. Özetle Türkiye, bir turizm ülkesidir. Herkese hitap eden ve herkesin aradığı tatili bulabileceği bir potansiyele sahiptir. Bazıların söylediği gibi de ‘ucuz tatil ülkesi’ değildir. Sırt çantasıyla gelen bir genç turist de, villa kiralayıp yüksek paralar harcayan zengin turist de Türkiye’ye tatile gelebilir. Bir turizm ülkesi olmak da bunu gerektirir” şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Temel Kotil, “Rusya, Çin, Afrika pazarına yoğunlaştık”
Avrupa’daki havayolları %1 büyürken, THY olarak %20 büyüme gösterdiklerini anlatan Türk Hava Yolları (THY) Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil, şunları söyledi:
“18 bin çalışanımız ile elde ettiğimiz başarımızın altında, yolcumuzu ve yaptığımız işi sevmemiz yatıyor. 2010 yılında THY olarak, uluslararası yolcu sayısında 10.’cu sıraya yerleştik. Geçtiğimiz yıl açıklanmadı, zira 1 basamak daha yukarıya çıkabiliriz. Hedefimiz, birinciliğe çıkmaktır. Ülke olarak, şimdilik uçak üretimi yapamasak da, çok iyi bir işletmeci konumundayız. Şuan, dünyadaki yolcuların %2’sini biz uçuruyoruz. Bu yüksek bir rakam, ama biz bunu %3-%4’lere taşımayı istiyoruz. THY olarak, son yıllarda markalaşmaya büyük önem verdik ve 100 milyon dolara yakın kaynak ayırıyor olmamızın etkisini de global pazarlarda görüyoruz.
Türkiye, batının doğusu, doğunun batısında yer alıyor. Böylesine güçlü bir konumda, biz de 5 yıldızlı havayolu olmayı istiyoruz. Şu an dünyada sadece Körfez’de ve Uzakdoğu’da 5 yıldızlı havayolu bulunuyor. Özetle bulunduğumuz coğrafya nedeniyle, dünyanın Türkiye’de toplanıp, oradan istediği ülkeye gidebileceği bir aktarma üssü olmayı planlıyoruz. THY olarak sürekli yeni hatlar açıyoruz.
Mesela, Rusya, Çin ve Afrika pazarlarına yoğunlaştık. Özellikle bu yılki fokus noktamız, Afrika pazarı oldu. Tüm bu başarılara imza atarken, az önce de ifade ettiğim gibi yolcumuzu ve işimizi çok severek yapıyoruz. Yüksek kalite, geniş network ve uygun fiyat politikası izliyoruz. Tabi bu başarının altında vizelerin kalkması da hakikaten ‘altın değeri’ taşıyor. Vizelerin kalması Rusya pazarında büyük ivme kazandırdı. Hindistan pazarı da bizim açımızdan önemli bir pazardır ve bu ülke ile de vizelerin kalkmasının önemli olacaktır” şeklinde konuştu.
Dr. Murat Üçer, “Türkiye olarak, 2012’ye güzel girdik ancak tedbirli olmalıyız”
Deloitte Türkiye Ekonomik Danışmanı Dr. Murat Üçer, “Türkiye’nin Ekonomik Görünümü” başlıklı sunumunda dünya, Euro bölgesi ve Türkiye ekonomisindeki son gelişmeleri, 2008 kredi krizi sonrası Türkiye’nin yeniden toparlanması ile ilgili görüşlerini ve 2012 yılı için genel öngörülerini paylaştı.
Türkiye ekonomisinin 2012 yılına güzel girdiğini ve ruh halinin iyi olduğunu kaydeden Deloitte Türkiye Ekonomi Danışmanı Dr. Murat Üçer, şunları söyledi:
“Ülke olarak 2012 yılına güzel girdik ve ruh halimiz iyi gidiyor. Ancak, tedbiri elden bırakmayıp, global pazarlardaki gelişmeleri yakından izlemeye devam etmeliyiz. Zira bu yıl, kolay bir yıl olmayacaktır. Daha rekabetçi ve daha üretken olmalıyız. Çünkü, ülke olarak önümüzde riskler bulunuyor. Mesela, Türkiye’nin cari açığı gittikçe artıyor. Geçtiğimiz yıl, cari açığımız 77,1 milyar dolar oldu. Hem bu kadar büyüyüp, hem de bu kadar büyük cari açığa sahip dünyada başka ülke yok. Cari açığı artırarak büyümek doğru değildir. İşte bu sorunun çözümünde, turizm sektörü çok önemli bir rol oynuyor. Hizmet sektöründeki atılımlarla, Türkiye cari açık sorunu çözülebilir. Biraz da dünya ekonomisi paralelinde Türkiye ekonomisine baktığımızda; dünya ekonomisi de istikrarsız, fakat ruh hali iyi gözüküyor ve ‘krizi atlattık’ diye bakılıyor. Ülkemiz tarafında da, ruh halimiz iyi, ancak bir kez daha ifade ediyorum ki temkinli olmalıyız. 2012, çok kolay bir yıl olmayacak” diye konuştu.
Nick van Marken, “Uluslararası otel zincirleri, yatırım rotasını Türkiye’ye çevirdi”
Deloitte Turizm ve Eğlence Sektörü Global Lideri ve Danışmanı Nick Van Marken, “Turizm, Konaklama ve Eğlence Sektöründe Küresel Trendler” başlıklı sunumunda, turizm sektörüne ilişkin dünyadaki gelişmeleri, küresel trendleri ve sektördeki yatırım fırsatlarını değerlendirdi.
2009’da yaşanan global ekonomik kriz sırasında Türkiye otelcilik sektörünün hızlı bir toparlanma ve büyüme gösterdiğini anlatan Nick Van Marken, şunları söyledi:
“Türk turizminin durumu, dünyada pozitif olarak gözüküyor. Uluslararası otel zincirleri Türkiye’yi büyüme alanı olarak görüyor ve birçok zincirinin yatırım gündeminde yer alıyor. Diğer taraftan Avrupa’ya baktığımızda; Euro bölgesinde krizin etkisi sürüyor.
Güney Avrupa daha zor zamanlar geçiriyor, işsizlik oranı artıyor ve tüketiciler daha tutumlu harcama yapıyor. Nitekim, son yıllarda otellerin karlılık oranları da düşüyor. Zira bu sürece rağmen, otel ve gayrimenkul yatırımlarında ise bir artış gözleniyor. Avrupa’daki durgunluğa rağmen, 5 yıldızlı lüks otellerde yenileme çalışmaları artarak devam ediyor. Elinde yüksek fonları olan gruplar, Avrupa başta olmak üzere farklı bölgelerde otel satın alıyor. Bu alıcıların arasında, Ortadoğu ülkelerinden Hindistan’dan yatırımcılar bulunuyor. Türkiye’den de bazı yatırımcılar, Avrupa’nın önemli lokasyonlarından otel satın alabilir” şeklinde konuştu.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: