Turizmin şeytan üçgeni

Yıllar önce Almanya’nın en saygın gazetelerinden Frankfurter Rundschau Türk turizmcilerine, “Hani başkalarının hatalarını yapmayacaktınız?" diye sormuştu.

Hüseyin Baraner Hüseyin Baraner 10/12/2018 00:16
Turizmin şeytan üçgeni

"Hayal gücü bilgiden daha önemlidir. Bellek geçmiş zamandır, sonludur. Vizyon gelecektir, sonsuzdur." 

Albert Einstein                          

Yıllar önce Almanya’nın en saygın gazetelerinden Frankfurter Rundschau yazmıştı. Aynı gazete Türk turizmcilerine, “Hani başkalarının hatalarını yapmayacaktınız?" diye sormuştu.

Sektörün içinde bulunduğu tehlikeyi, "Kapasite fazlası", "Düşük fiyatlar" ve "İmaj problemi" noktalarından oluşan bir "Şeytan Üçgenine" benzetmiş ve Türkiye'deki turizm uzmanlarının ve bakanlık yetkililerinin yıllardır, "İspanyadaki örnekler gözümüzün önünde, göz göre-göre onların hatasını yapmayız" demelerine karşın aynı hataları "göz göre-göre" yaptıkları iddia etmişti.

'Ucuzcu ülke’ imajından kurtulmak Türkler için zor olacak

Gazete yazarı Thomas Wüpper'e göre, Türkiye'nin güttüğü tartışmalı turizm politikaları yüzünden "Ucuzcu ülke" imajı daha da derinleşiyordu ve bu imajdan kurtulmak çok zordu. Bundan tam 15 sene önce Thomas Wüpper, bunları yazmıştı.

Alman yazar; “Ne pahasına olursa olsun" zihniyetiyle, kışın odalarını sosyal problemleri engellemek amacıyla doldurmaya çalışan otellerin bu konuda en büyük hata kaynağı; kış aylarında odalarını kabul edilemez düşüklükteki fiyatlara pazarlamaları, Türkiye'nin imaj probleminin başlıca kaynağı oluyor. Bunu tetikleyen etken de, kontrolsüz büyüme. ‘Ucuzcu ülke’ imajından kurtulmak Türkler için artık zor olacak” diye yazısına devam etmişti.

“Kısır Döngü”yü sektörün her kesiminden kesip atmak istiyor

Sizler de yurt dışında buna benzer yazıları, hatta konuşmaları  defalarca okumuş, duymuşsunuzdur. Biraz geç de olsa bakanlığımız, kendi içinde yeni anlayış ile üst lige çıkma doğrultusunda yapılanırken, yıllardır sektörümüzü aşağıya çeken tüm zincirleri kırarak, turizm sektörünün geleceği için ivedi olan çok boyutlu  çözüm haritasında verimliliği merkeze koymak ve “Kısır Döngü”yü sektörün her kesimindenkesip atmak istiyor.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy bir üst lige çıkma hareketinin startını, Travel Turkey İzmir’de verirken; “Şimdi öz güvenli olma zamanı, bir üst lige çıkma zamanı. Türkiye olarak buna hazırız" dediğinde, fuar alanında bir çoşku oluşuyordu.

Fuar açılışlarında içi boş konuşmaları dinlemekten gına gelmişti

Hatırlarsınız; önceki yıllarda fuar açılışlarında içi boş, gerçek piyasa şartlarından ve akışlarından çok uzak konuşmaları dinlemekten biz turizmcilere gına gelmişti.

Açıkçası sektörün direncini sağlamlaştıracak, tüm paydaşların uluslararası piyasa rekabeti içinde bireysel ve kurumsal ekonomik istikrarını ve kârlılığını sürdürebilir bir yapı bütününde koruyacak projelerin dile getirilmesini, gerçekten de çok uzun zamandır beklemiştik.

Bakan Ersoy'un enerjik konuşması

Bir turizmci olarak, sektörümüzde her anlamda yaşanan dağınıklığın, koordinasyonsuzluğun acısını çekerken; ülkemizin bütünsel ve saygın tanıtımının tek sesliliğine, daha da önemlisi turizm çalışanlarının  zamanın şartlarına ve piyasa ihtiyaçlarına uygun eğitimi ile ilgili gerçek çözüm getiren projelerin tartışılmasına, dile getirilmesine açıkçası hasret kalmıştık.

Bakan Ersoy’un fuar alanında Türk turizminin özellikle 2020’lerden sonra oluşacak dünya konjüktürü ve müşteri taleplerine uygun olarak fiyatlandırma ve kârlılık yönetimi için şimdiden proaktif bir çözüm sunmak için kolları sıvadığı enerjik konuşmasından, zaten belli oluyordu:

Bakan Mehmet Ersoy, sezonların arkasından ağıt yakmak istemiyor

Bakan Mehmet Ersoy, gelişmeleri tesadüfe bırakmak ve sezonların arkasından ağıt yakmak istemiyor. Açık sözlülükle ilk defa bir bakan, tüm riskleri sektör adına üstüne alarak; “Türkiye bundan sonra küçük hesapların peşinde değil, büyük hedeflerin peşinde. Hedeflerimizi büyük koyacağız.

Buna ulaşmak için gerekli altyapıya sahibiz. Bakın dünyanın en büyük havalimanı İstanbul'da hizmete girdi. Avrupa'nın ekonomi olarak, turizm potansiyeli olarak en büyük ülkesi, 7 yıldır İstanbul Havalimanı ile kıyaslanamayacak ölçekte küçük bir havalimanının açılışını geciktiriyor.

Türkiye olarak 3,5 yılda dünyanın en büyük havalimanını hizmete almayı başardık. Turizm açısından en önemli araçlardan biri olan ulaşımla ilgili elimizde THY gibi bir silah var. THY önümüzdeki yıllardan sonra her yıl filosuna 50 uçak katacak. Siparişleri verildi. Dünyanın en çok noktasına uçan havayolu şu anda. Bir kaç yıl içinde Avrupa'nın 1 numaralı havayolu haline gelecek" dediğinde, büyük alkış aldı.

Şimdi Ersoy’un konuşmasının ana hatlarını yeniden hatırlayalım :

"Zihinler değişmeli"

Bakan Ersoy, altyapı ve ulaşım gibi sorunları çözdükten sonra artık otelciler ve diğer paydaşların gerekli öz güveni bulması ve hızlı yol alması gerektiğini vurgulayarak, “Aynı şeyleri tekrarlayıp farklı sonuçlar beklemek doğru değil. Gelecek yıldan itibaren yeni adımlar atmamız  gerekiyor. İlk başlamamız gereken yer de zihniyetin değişmesi. Yatırımcıları, patronları kastediyorum. Otele ilk geldiklerinde genel müdüre sordukları ilk soru, 'Bugün doluluğumuz yüzde kaç?' oluyor.

En büyük hatayı burada yapıyorsunuz. Yarından itibaren genel müdüre soracağınız ilk soru, 'Gecelik kişi başı gelir ne oldu?' olsun. Kişi başı geliri artırmazsak kaliteden, standarttan taviz vermeye devam ederiz. Bunu desteklemek için en önemli şey, tanıtım. Tanıtımla, turizm geliştirmeyle ilgili yeni adım atıyoruz. Turizm geliştirme fonu ile ilgili çalışmalarımız yakında tamamlanacak” dedi.

Artık kendimizi başkasının küfesinde taşıtma alışkanlığından vazgeçmeliyiz

Ersoy’un, “Tanıtım yapmadan turizmde bir yere gelemeyiz. Artık kendimizi başkasının küfesinde taşıtma alışkanlığından vazgeçmeliyiz. Herkes taşın altına elini koymalı. Bunu devletten beklememek lazım" sözlerine, hangi turizmci katılmaz?

Bakan Ersoy esasında, son dakikada Türk turizminin direksiyonunu sertçe sayı ve doluluklardan, nitelikli turiste çevirdi.

Bu üslup, bazı turizmci arkadaşlara çok sert geldi.  ‘Hemen olmaz’ diyenleri duymuş gibi Ersoy; “Nitelikli turiste, gelir odaklı gelirsiniz. Arkadaşlar siz maliyet odaklı turizm yaparsanız, yine sonuç alamazsınız. Fiyat artırmak söylendiği kadar kolay bir iş değil. Önce maliyetlerinizi yukarı çekeceksiniz, önce verecek sonra alacaksınız.

Karşılıksız fiyat artışına girmek mümkün değil

Aksi taktirde, karşılıksız fiyat artışına girmek mümkün değil. Biz gerekli altyapıyı, oluşumu yapıyoruz. Turizm Geliştirme Fonu'yla ilgili özel sektörle gerekli görüşmelerimizi yıl sonuna kadar tamamlayacağız. Yeni yıldan itibaren özel sektörle birlikte ortak kararlar alarak, rakip gördüğümüz ülkelerin çok daha üzerinde bir performansla turizmimizi geliştirmeye devam edeceğiz"  diye konuştu.

Konuşmalar bittikten sonra Travel Turkey’deki standları gezdim. Geleceği iyi okuyan ve piyasaları çok yakından takip eden Türk turizm sektörü temsilcileri ile bir araya geldim. Herkes geleceğe hazır, herkes çalışmak, kazanmak, kazandırmak, hizmette güçlenmek  ve marka olmak istiyor.

2019 Türk turizminin değişim ve dönüşüm yılı olarak

Ben şimdiden, Türk turizminin değişim ve dönüşüm yılı olarak anılacak 2019’a, sektörümüzün tüm paydaşlarının heyecanlı - hareketli ve olumlu beklentiler ile gireceğini hissediyorum.

Fuarda gezerken karşılaştığım Türkiye’nin her köşesinden gelen, her segmente ürünü olan değişik 2,3,4,5 yıldızlı otelci arkadaşlarım ile yeni  yılın taze enerjisinin, sektörümüzde doğal bir sinerjiye dönüşmesini arzuladığımızı paylaştık. Eski anlamsız dilden, notorik olumsuzluklardan kurtulmak arzumuzu karşılıklı olarak yeniden tekrarladık.

Zaten güçlü ve üstün olan ürünlerimiz ile ilgili bakanlığın paradigma değişikliğinin ve üst lige çıkma hedeflerinin özellikle dış piyasalarda sınıflandırma, itibar ve fiyatlandırma çizelgesine yeni bir bakış ve kabul getireceğine inancımızı tazeledik.


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.