Turizmin altını kimler oyuyor?
Türkiye turizm sektörü, kendisini sonsuza kadar besleyecek sınırsız bir müşteri kaynağı olduğunu sanıyor. Bu müşteri nehrinin azalmak bir yana, artarak akmaya devam edeceğini ve sektörün bütün köklerini sulayacağını düşünüyor.
Okurun içini açacak haberler paylaşmayı çok isterim.
Meraklısına, heyecan verici bir ufuk turu yaptırmak çok hoşuma gider. Ama bir tarafta sektörün genel fotoğrafı, bir tarafta ise Dünya’daki baş döndüren gelişmeler.
Doğrusu çok parlak bir gelecek müjdesi vermek zor.
Türkiye turizm sektörü, kendisini sonsuza kadar besleyecek sınırsız bir müşteri kaynağı olduğunu sanıyor. Bu müşteri nehrinin azalmak bir yana, artarak akmaya devam edeceğini ve sektörün bütün köklerini sulayacağını düşünüyor.
Aşırı özgüven beraberinde belli ölçülerde bir rahatlığı getiriyor
Gözlerini, paket tur dediğimiz arkaik ürüne açarak tatil yapmaya başlayan eski kuşakların azalmakta olduğunu göremiyor, ya da görmek istemiyor.
Milenyum kuşağı ile beraber, yaşam tarzının, eğlence ve tatil anlayışlarının değişmekte olduğunu analiz edemiyor. Özellikle Z kuşağının kalabalık, adım atılmayan devasa tesislerin yanına bile yaklaşmak istemediğini çözemiyor.
Y ve Z kuşaklarının, sektörler tarafından hedef kitle olarak belirlenmekten ve kendilerine, onların onayı olmadan satış ve pazarlama mesajları verilmesinden nefret ettiklerini anlamamakta direniyorlar.
Paylaşım ekonomisi gümbür gümbür geliyor
Her iki kuşağın da gözdesinin paylaşım ekonomisi olduğunu hala göremediler.
Her iki kuşağın da gözdesinin paylaşım ekonomisi olduğunu hala göremediler. Dolayısı ile bu yeni sürecin kendileri için nasıl bir tehdit oluşturduğunu da anlamıyorlar.
Paylaşım ekonomisi gümbür gümbür geliyor.
Paylaşım ekonomisi bütün sektörlere nüfuz ediyor. Hatta bazı sektörleri domine etme aşamasına geldi. Bunların başında da turizm ve otelcilik geliyor.
Her yıl daha çok sayıda insan kitlesel trafiğin dışına çıkarak kendi tatilini planlıyor ve kendi tercihlerine göre bir paket oluşturup bireysel bir deneyim yaşıyor.
Paylaşım ekonomisi bir patlama gerçekleştirdi
Tur operatörleri uzun yıllardır ellerinde tuttukları avantajlı pozisyonları kaybediyorlar. Paylaşım ekonomisinin turizmdeki amiral gemisi bundan on bir yıl önce kurulan Airbnb. Şirket konaklama sunan işletmeler arasında başa güreşiyor ve etkisini her yıl daha fazla arttırıyor.
Airbnb şimdilerde sadece apartman dairelerini, özel odaları ya da villaları sunmanın çok ötesine geçti. Turlar, sörf kursları ve daha fazlasını portföyüne eklemiş durumda.
ABD kökenli şirket 2018 yılında 3.5 milyar dolar ciro gerçekleştiren şirket, daha uzun süreli tatil paketlerini de tasarladı ve ürün gamına ekliyor. Buna göre Airbnb’nin turizm sektörünün geneli için daha büyük bir risk oluşturduğunu söyleyebiliriz.
Büyüme oranlarına bir bakın
Büyüme oranları etkileyici. 2010 yılından bu yana istatistikleri açıklayan PwC, bu süre zarfındaki global olarak, paylaşım temelli konaklamaların yüzde 22’sinin kişisel gecelik konaklamalardan oluştuğu bilgisini veriyor.
Bu alandaki büyüme, klasik otelciliğin büyümesinden altı kat daha yüksek. Örneğin Almanya’da toplam satışlar 5 milyar Euro civarında.
Bunun ötesinde, özel ağırlama, paylaşım ekonomisinin tek turist hizmeti de değil. Denetim dışı konaklama tesislerinin avantajları geleneksel tatil planlayıcıları için çok ciddi bir tehdit olmaya başladı.
Turizm, paylaşım ekonomisinden en çok zarar gören sektör
Avrupa Parlamentosu, turizmin paylaşım ekonomisinden en çok zarar gören sektör olduğunu açıkladı. Klasik yolcu taşımacılığı endüstrisi de bu trendden olumsuz etkilenmiş durumda. Paris’te faaliyet gösteren bir kamu şirketi çoktan battı.
Fransız SNCF Demiryolları, Quigo markası altında düşük maliyetli tren seferleri başlattı. Amacı, tren müşterilerinin Blablacar isimli araç havuzuna göç etmesinin önüne geçmek.
5 yıl sonra yıllık ciro 335 Milyar Dolar
PwC’den Nikolas Beutin paylaşım ekonomisinin 2025’te, 335 milyar dolar yıllık ciro büyüklüğüne ulaşacağına inanıyor. “ Akıllı telefonların film ve fotoğraf makinelerini piyasadan silmesine benzer şekilde, paylaşım ekonomisi de, bir tesisin yerine farklı ürün ve hizmetlerin birçok alanda kullanılabilir olmasını sağlayacak.”
Bu günlere kadar, tur operatörleri açısından en çok sıkıntı veren faktör özel ev ve odaların konaklama sektörüne girmesi idi. Bu ürünler oteller ile ciddi bir rekabet havası yarattı. Ama şimdi çok farklı kategoriler daha devreye girdi.
Bunlardan bir tanesi Yescapa. Fransa’da kurulan bu şirket, Avrupa ölçeğinde 6.500 motorlu ev tedarik ediyor. Bu şirkete, Airbnb’nin tekerlekler üzerinde çalışanı demek mümkün. Bu yapının arkasındaki düşünce şudur; yakında, bütün Avrupa’da yaklaşık 1.7 milyon motorevler seyahat ediyor olacak.
Paylaşım ekonomisi turizm sektörünü tehdit ediyor
Yescapa, mal sahiplerinin gereksinimlerini doğru anladı ve bir iş modeli geliştirdi. Bir çok tatilci genelde Güney Avrupa destinasyonlarına uçuyor ve orada kiralama yapıyor. Eğer buralarda herhangi bir seçenek bulamazlarsa, Paulcamper, Shareacamper, ya da Campanda gibi rakipleri deniyorlar.
Dahası da var. Paylaşım ekonomisi denizlerden de büyük paralar kazanıyor. Henüz ikinci yılını dolduran Bordeaux merkezli paylaşım platformu Samboat yıllık satışlarda 14 milyon Euro’yu geçmiş durumda. Şirket 30 bin bot ve yattan oluşan bir portföye sahip. Fransız şirketi Dream Yacht Samboat’ı geçen yıl satın aldı.
Tur operatörleri aman dikkat
Tur operatörleri açısından bakıldığında ortada bir alarm durumu var. Paylaşım ekonomisini tercih edenler genelde gençler. Bu ekonominin sunduğu fırsatları kullananların yüzde 53’ünü 18 ile 39 yaş arası gençler oluşturuyor.
Görünüyor ki, Pazar uzak olmayan bir gelecekte paylaşım ekonomisi tarafından istila edilecek. Gençlerin yaklaşık yarısı kendilerine sunulan düşük fiyatları önemsiyor. Ama, onların, sadece daha düşük fiyatlara göre tercih yaptığını düşünmek de yanlış olur.
Netice itibarıyla paylaşım ekonomisinin yükselişi paket turların popülaritesini düşürüyor. Milenyum kuşağı, paket tatili çok farklı kavramlarla tanımlıyor. Tek Tip Toplama Kampı, Kitlesel Tüketim, Büyükler için Çocuk Bahçesi.
Birkaç yılda milyar dolarlık değerlere
Tatil planlayıcılarının üzerinde her taraftan gelen büyük bir baskı olduğu açık ve paylaşım ekonomisi de buna katkıda bulunuyor. Paylaşım ekonomisinin en güçlü oyuncuları olan Lyft ( piyasa değeri 16 milyar dolar), Uber ( piyasa değeri 73 milyar dolar) ya da Airbnb ( piyasa değeri 31 milyar dolar ) bu yıl halka açılıyorlar.
Wall Street’te çok üstün bir performans sergiliyorlar.
Geleneksel tur operatörleri böyle bir performansı ancak rüyalarında görebilirler ve galiba onlar için biraz gri bir gelecek görünüyor.
Şu gerçeği aklımıza kazıyalım:
Artık pazar dikensiz gül bahçesi değil. Rekabet bilinen yöntemlerin ötesine geçti.
Artık çok acımasız..
Müşterinin cebi ise şimdilerde bir gayya kuyusu gibi. Paraya ulaşmak çok zor.
Artık karşımızda edilgen, bilgi kaynaklarına uzak, tüketim tercihleri açısından kolayca yönlendirebileceğimiz bir kitle yok.
Onların beklentilerini doğru okuyan ayakta kalır.
Yararlanılan kaynak: www.tourism-review.com
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: