Turizmde taşlar yerinden oynuyor... Z kuşağı lüks otel değil, ‘sürdürülebilir’ tatil istiyor
Klasik tatil anlayışını geride bırakan Z kuşağı; deneyim odaklı, sürdürülebilir ve dijital destekli turizm anlayışıyla sektörü dönüştürüyor. Doç. Dr. Demet Genceli, 15-22 Nisan tarihleri arasında kutlanan ‘Turizm Haftası’ kapsamında 24 Saat’e değerlendirmelerde bulundu.

Yeditepe Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü öğretim üyesi Demet Genceli, Turizm Haftası kapsamında Z kuşağının turizm tercihlerini anlattı. Z kuşağının önceki kuşaklara kıyasla daha deneyim odaklı, kişiselleştirilmiş ve anı biriktirme arayışına dayalı bir seyahat anlayışına sahip olduğunu belirten Genceli, tatilden beklentilerinin sadece dinlenmek değil; aynı zamanda kültürel etkileşim, doğayla bütünleşme ve öğrenme fırsatları içerdiğini söyledi.
"Bu kuşak, klasik 'deniz-kum-güneş' turizmi yerine eko-turizm, gönüllü turizm, gastronomi turizmi ve dalış, trekking gibi macera turizmi kapsamında alternatif deneyimlere yöneliyor" diyen Genceli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Butik otelleri, glamping dediğimiz lüks kamp alanlarını tercih ediyorlar"
"Oteller yerine paylaşıma dayalı konaklama platformları ve küçük ölçekli, yerel deneyim sağlayıcılarını tercih etmeleri de bu yaklaşımın yansıması. Butik otelleri, glamping dediğimiz lüks kamp alanlarını tercih ediyorlar. Ayrıca, Z kuşağı, iklim krizi ve çevresel kaygılara bizim nesillerden daha farkında bir nesil olduğu için sürdürülebilir turizme özel bir hassasiyet gösteriyor.
Bu nedenle karbon ayak izini azaltan ulaşım biçimleri, yerel ekonomilere katkı sağlayan işletmeler ve çevre dostu destinasyonlar tercih ediliyor. Bu ilgi, turizm sektörünü de çevre sertifikalı oteller, sıfır atık mutfaklar, doğa dostu etkinlikler ve yenilenebilir enerji kullanan tesisler geliştirmeye zorluyor."
Daha az ödeme, daha çok deneyim
Bu kuşağın genellikle ekonomik olarak bağımsızlığını yeni kazanan ya da aile desteğiyle yaşayan bireylerden oluştuğu bilgisini veren Genceli, fiyat duyarlılığının yüksek olduğunu ekledi.
Ancak bunun seyahat etmelerine engel olmadığını vurgulayan Genceli, şunları kaydetti:
"Daha az ödeyip, daha çok deneyimleme yaklaşımı benimsiyorlar. Düşük bütçeyle seyahat etmeyi sağlayan kampanyalar, erken rezervasyon fırsatları, interrail gibi trenle seyahat paketleri ve 'work & travel' gibi çalışma-seyahat modelleri bu kuşak için daha cazip.
Ayrıca, Z kuşağı alışveriş yerine deneyim harcamalarını tercih ediyor. Bir konser, doğa turu ya da lokal bir atölye çalışması gibi... Z kuşağı için lüks bir tatil, en pahalı ve gösterişli çok yıldızlı bir otelden ziyade deneyim kazanabilecekleri, butik bir işletme veya sürdürülebilirlik uygulamalarını benimsemiş bir destinasyon anlamına geliyor. Fiyat/performans ilişkisine bizim kuşaktan daha fazla önem veriyor, imkanları olsa dahi ederinden fazla bir harcama yapmamaya özen gösteriyorlar."
Sosyal medya Z kuşağının seyahat kararlarında nasıl bir rol oynuyor?
Sosyal medyanın Z kuşağı için seyahat ilhamı, karar verme ve planlama süreci için başlıca kaynaklardan biri olduğuna dikkat çeken Genceli, özellikle Instagram, TikTok ve YouTube gibi görsel odaklı platformların destinasyonların cazibesini artırmada büyük rol oynadığını belirtti.
"#TravelGoals veya #SustainableTravel gibi etiketlerle karşılaşılan içerikler, Z kuşağına yönelik bir motivasyon kaynağı haline geldi" diyen Genceli, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
"Hatta bazı destinasyonların sadece sosyal medya trendi haline geldiği için ziyaret edildiği görülüyor. Kapadokya'daki balon manzaralı kahvaltılar gibi... Ayrıca takip ettikleri influencerlardan etkilenmeleri, onların tavsiyelerine önem vermeleri de seyahat tercihlerini etkiliyor. Bu sebeple destinasyonların ve konaklama işletmelerinin Instagram hesaplarında deneyime yönelik içerikler üretmeleri, Z kuşağının takip ettikleri influencerları dijital pazarlama aracıları olarak düşünmeleri gerekiyor.
Bu kuşağın bir diğer önemli özelliği, sadece fotoğraflardan ziyade video gibi hareketli, doğal içeriklere önem vermeleri. İşletmelerin mutlaka videolar paylaşmaları da tavsiye ediliyor"
İşletmelere 'çevre dostu seyahat günlükleri' önerisi
Öte yandan, turizm sektörünün dijitalleşme ile köklü bir dönüşüm geçirdiğinin altını çizen Genceli, Z kuşağının seyahatlerini planlarken artık tek bir mobil uygulama üzerinden uçak bileti, otel, restoran rezervasyonu ve etkinlik katılımını yönetebildiğini söyledi.
Dijital rehberler, sanal turlar, QR kod ile bilgi alma, dil çevirisi uygulamaları gibi araçlara da işaret eden Genceli, seyahatin her anının daha bağımsız ve erişilebilir hale geldiğini ifade etti.
İşletmelere 'çevre dostu seyahat günlükleri' öneren Genceli, şu ifadeleri kullandı:
"Bu günlükler dijital ve fiziksel olarak yaratılabilen sürdürülebilirlik temelli bir seyahat deneyimini hem belgeleyen hem de farkındalık yaratan içerikler. Daha başka bir ifadeyle, seyahat eden kişinin çevreye duyarlı tercihlerini, izlediği rotaları, yerel halkla olan etkileşimlerini ve doğaya zarar vermeden gerçekleştirdiği aktiviteleri yansıttığı bir günlük türü. Blog yazıları, instagram reels veya story serileri, YouTube vlogları veya e-kitaplar olarak karşımıza çıkabiliyor.
Bu dijital içerikleri konaklama işletmeleri kadar influencerlar, gezginler, destinasyonlar veya restoranlar da kullanabilir ve Z kuşağının dikkatini çekebilir. Örneğin; 'Biz otelimizde köyümüzün yerel ürünlerini kullanarak öğünleri hazırlıyoruz', “Bölgemizdeki tüm tesisler güneş enerjisi kullanmaktadırlar', veya 'Bugün Datça'da yerel bir kadın kooperatifinden sabun aldım, plastik poşet yerine bez çanta kullandım.' Bunlar gibi içerikler gençlerin çok ilgisini çekiyor."
"Z kuşağı, ilgisini çeken içerikler görmek istiyor"
Genceli, Z kuşağına ulaşmak isteyen turizm işletmelerinin, klasik tanıtım yöntemlerinden uzaklaşması gerektiğininin de altını çizdi. Reels ve TikTok videoları gibi görsel ve kısa içerik formatlarının olması gerektiğini belirten Genceli, dijital pazarlama stratejilerini şu sözlerle aktardı:
"Sürdürülebilirlik, hayvan hakları, kültürel duyarlılık gibi etik değerler öne çıkarılmalı. Örneğin hayvan dostu bir konaklama işletmesi olması Z kuşağı için öne çıkan bir özellik. Influencerlar, iş birlikleri, özellikle gençlerin takip ettikleri kişiler işletmelere ve destinasyonlara olan güveni artırıyor. En önemli unsurlardan biri de kişiselleştirilmiş hizmet. E-bültenlerde ve reklamlarda yapay zekâ ile kişisel ilgi alanlarına göre içerik sunumu yapabilmek önemli ve dikkat çekici.
Bu oldukça önemli. Çünkü Z kuşağı klasik reklamlardan çabuk sıkılıyor; kendisine hitap eden, ilgisini çeken içerik görmek istiyor ve kendi değerleriyle, zevkleriyle uyumlu mesajlara daha çok güveniyor. Akademisyenlerin bu konuda yaptıkları pek çok araştırma bunu destekliyor."
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: