Turizmciler '2018 yılı Troya yılı ilan edilsin' diyor
Turizm Yazarı Halil Öncü, Çanakkale'de Çanakkaleli otelciler görüştü ve izlenümlerini paylaştı.
Halil ÖNCÜ - ÇANAKKALE
Hafta sonu kısa süreli gittiğim Çanakkale’de turizmdeki gelişmeleri Çanakkaleli otelci dostlar ile değerlendirme şansı yakaladık. Memleket Çanakkale olunca kısa bir gezinin ardından otelci dostlar ile telefonlaşıp, Kordon boyunda Akol Otel’de bir araya geldik. Antalya’da yaşanan krizin etkileri Çanakkale’ye kadar uzanmış..
Aynı sıkıntıları onlarda yaşıyor. Yaşanan terör belası turizmi etkilemeye devam ederken, onlarda hem kendi bölgelerini hem de Antalya ve İstanbul Bölgesini yakın takibe almışlar. Biliyorlar ki, Antalya ya da İstanbul’da yaşanacak sıkıntılar onları da etkileyecek. Bunun da bilincindeler ve krizi aşmak adına fikir geliştirmeye çalışıyorlar.
Çanakkale’de tarihi yarımadada yer alan Kum Hotels’in sahibi olan ve aynı zamanda ÇATOD (Çanakkale Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Derneği ) Başkanı olan Kemal Pazarbaşı, yine Çanakkale deyince ilk akla gelen otellerden birisi olan Akol Hotel’in sahibi Ali Akol ve son dönem büyüyerek gelişimine devam eden Anzac Otelleri’nin sahibi Armagan Aydeğer ile bir araya gelerek sohbete başladık.
Biz her zaman Çanakkale’nin barışın kenti olduğunu söylüyoruz!
İlk sözü ÇATOD (Çanakkale Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Derneği ) Başkanı Kemal Pazarbaşı’na verdik. Geçen sene çok iyi olan işlerin bu yıl bıçak gibi kesildiğini ileten Başkan Pazarbaşı, Çanakkale’nin bir barış kenti olduğunu ifade ediyor bizlere şu değerlendirmelerde bulunuyor:
“ Geçen sene Çanakkale turizminde 18 Mart’ın 100.yılı nedeniyle yerli ve yabacı turist açısından büyük bir yoğunluk yaşadık. Tabi bu kadar terör olayı ile karşı kaşıya değildik. Geçen seneki doluluklarımız oldukça yüksekti ve beklentilerimizi yerine getirmişti. Ama bu senenin başlangıcı ile birlikte sıkıntılı bir durum yaşıyoruz. Çanakkale turizmi sadece Çanakkale’ye bağlı değil. Turizm artık global bir durum içeriyor. Biz her zaman Çanakkale’nin barışın kenti olduğunu söylüyoruz. Burası daha sakin ve daha güvenilir bir şehir olarak lanse ediyoruz. Ve böyle olduğunu da görüyoruz. Ama dışarıdan insanlar sadece Çanakkale’yi görmüyorlar. Bütün Türkiye’nin genel imajı itibarı ile bombaların her tarafta patlatıldığı gibi gösteriliyor. Tabii ki bu böyle değil. Terör sadece Türkiye’de değil Dünyanın her yerinde istenmeyen bu tip eylemler yapıyor. En son Belçika’da yakın zamanda yaşadık. İnsan algısı tedirgin bir şekilde, gezi taleplerini öteliyor. Bunun ne kadarını kırabiliriz”
ÇATOD (Çanakkale Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Derneği ) Başkanı Kemal Pazarbaşı
Terörden oldukça etkileniyoruz!
Terör olaylarında oldukça etkilendiklerini yineleyen Başkan Pazarbaşı Nisan ayında gerçekleşecek Anzac törenlerinde istenilen rakamlara ulaşmanın zor olduğunu iletiyor bize:
“Çanakkale olarak pastadan ne kadar pay alabiliriz önemli olan bu. Biliyorsunuz Truva’mız var. Gelibolu’da şehitlik turlarımız var. Bunlarla Çanakkale bir değer. Şehrimiz bir barış şehri. Geçen seneki doluluklarımızı yakalama şanımız hiç yok. Azalmalar mutlaka olacak. Ama bu kayıpların yüksek olması hepimizi çok üzüyor. Özellikle yabancı kültür turları ve önümüzdeki Anzac törenlerinin bundan çok etkilendiğini görüyoruz. Benim kendi otelimde Ankara ve İstanbul’daki gerçekleşen patlama sonrasında olmayan rezervasyon iptallerini Belçika’daki iptallerden sonra gördük. Bu da turizmin ayaklarının ne kadar geniş olduğunu gösteriyor. Umudumuz şu; Çanakkale’nin önünde bir yaz sezonu var. Artık Çanakkale’ye insanlar kültür tatili dışında, normal tatil amacı ile de gelmek istiyorlar. Çanakkale bu konuda yeni tatil destinasyonu oluşturmaya başladı. Umutla bekliyoruz. Eğer bu savaş ve terör algısını atlatabilirsek, önümüzdeki seneler inşallah daha iyi olacak. Bu dileğimiz tabi tüm Türkiye için.
Fuarlarda, Antalya’nın bu zaman kadar hiç görmediğimiz tanıtımlarını görüyoruz!
Başkan Kemal Pazarbaşı Antalya’nın son dönem hiç görülmeyen farklı pazarlarda oldukça yoğun bir tanıtım programı içerisinde girdiğini hatırlatıyor bize. Bunu fuarlarda birebir gördüklerini belirten Pazarbaşı, Çanakkale’nin iki önemli değeri olan Gelibolu ile Troya’nın önemine dikkat çekiyor.
“Antalya turizmin merkezi. Oradaki eksi bizlere de yansıyor. Gittiğimiz tüm fuarlarda bunu gördük. Antalya bizim pazarlarımıza da girmeye başladı. İç pazara büyük yoğunluk veriyor. Son gittiğimiz Romanya ve Bulgaristan fuarlarında Antalya’nın bu zaman kadar hiç görmediğimiz tanıtımlarını gördük. Bu da neyi getiriyor? Antalya bu pazarlarda ulaşım avantajlarını ve fiyat avantajlarını en iyi şekilde kullanıyor. Biz Romanya, Bulgaristan, Orta Avrupa‘nın pazarını direkt alabiliyor muyuz, tabii ki hayır. Bizi de geçiş olarak kullanıyorlar. En azından iki gecelik konaklamalar geçen sene 30 bin civarında konaklama olmuş. Bu sene bu sayıyı yakalayabilir miyiz, bilmiyoruz. Bunu şundan söylüyorum. Antalya bunu alırsa, bizde bu konuda olumsuz etkilenmiş olacağız. Bu arada Antalya’da çok fazla yatak arzı oluştu. Plansız büyüme sağlıyor. Arzdan fazla yatak oluştu. Bu da haksız rekabeti doğuruyor. Burada Turizm Bakanlığının sınırlaması ve bölgelere yayması daha doğru olacak diye düşünüyorum”
Kent olarak bütün ülke turistleri bazında iptaller alıyoruz!
Çanakkale’nin Kordon Boyunda yer alan Akol Otel’in sahibi Ali Akol’a dönüyoruz. O da oldukça dertli. 18 Mart Deniz Zaferi yıldönümü etkinlikleri ile ilgili bekledikleri ilgi ve coşkuyu yakalayamadıklarını ileten Akol şunları söylüyor:
Akol Otel’in sahibi Ali Akol
“18 Mart Törenlerine Cumhurbaşkanımızın da gelmiş olmasına rağmen, beklediğimiz müşteri potansiyeline ulaşamadık. Önümüzdeki Nisan ayı içerisinde Anzac günleri var. Anzac günleri ile ilgili büyükelçiliğin otelimizde VIP rezervasyonları vardı. VIP’leri bu günlerde konaklamada ikiye bölmüşlerdi. VIP Müşterilerini güvenlik gerekçesi ile bizden aldılar ve Kolin Otel’e yönlendirdiler. Bu da bizim Akol Otel kaybımızın 100 bin TL. olduğu demektir. Bizim nisan ayı itibarı ile çok büyük bir kaybımızdır. Kent olarak bütün ülke turistleri bazında iptaller alıyoruz. Bu iptallerde artık ciddiye alınacak sayılara gelmeye başladı. Çünkü insanlar Türkiye’ye gelmekten imtina etmeye başladılar. Bu sadece Çanakkale için bir sorun değil. İnsanlar Türkiye’ye gelmemek istiyorlar. Bu aşamada sadece sırf yabancılar değil , yerli turist içinde nisan, mayıs aylarında Çanakkale’ye gerçekleştirilecek olan tüm turlarda da bu sene bir azalma olacağını zannediyorum. Mesela okul turlarında insanlar çocuklarını evlerinden çıkarıp otobüsler ile toplu yerlere yollamak istemeyebilirler. Bunu da anlayış ile karşılıyorum”
Bu yıl veya önümüzdeki yıl Antalya’daki dengelerin oturacağını düşünüyorum!
Antalya turizmini uzaktan takip ettiklerini belirten Ali Akol, sırf Rus bağımlısı olan bir Pazar ile hareket etmenin sıkıntılarının yaşandığını söylüyor ve bize yumurta sepet örneğini veriyor:
“Antalya turizmini uzaktan takip ediyoruz. Şu anda tadilat yapan birçok otelin açılmayacağı bilgilerini alıyorum. Parası olan otelci oteli açmayabilir. İşletme zararını en azından göze almak istemeyebilir. Bunu normal buluyorum. Bu yıl veya önümüzdeki yıl Antalya’daki dengelerin oturacağını düşünüyorum. Sırf Ruslara bağlı bir turizm varsa bu işin içinden çıkmak zor olur. Tabii başka pazarlara da yönelip, alternatif pazarlar yaratılmalı diye düşünüyorum. Bu Çanakkale için de geçerli. Hepimiz yumurtaları tek sepete koymamalıyız. En azından tek banka ile çalışmamalıyız. Tek acenteye yönelmemeliyiz. Tek personele bağımlı kalmamalıyız”
Artık dünya turizmi etkinlikler ile şekilleniyor!
Anzac Otelleri’nin sahibi Armağan Aydeğer ise krizden çok bundan sonra nelere yapılabilir bu konuda bize bilgiler veriyor. 2016 yılının hem Türkiye için hem bölgeleri Çanakkale için çok zor bir yıl olacağının altını çizen Aydeğer, 2016 sezonu ile ilgili olarak somut bir şeyler söylemek için sektör olarak biraz geciktiklerini ifade ediyor:
Anzac Otelleri’nin sahibi Armağan Aydeğer
“Bugünden sonra artık gelecek yıllara odaklanmamız gerekiyor. Çanakkale’nin elinde Gelibolu Tarihi Milli parkının yanında çok önemli bir değer olan Truva’nın uluslararası arenada daha güçlü tanıtılması gerekiyor. 2018 yılı Truva’nın Dünya Tarih Mirası listesine seçilmesinin 20.yıl dönümü. İşte biz bu yıldönümü olan bu senede Unesco tarafından Troya Yılı olarak anılması için, beraberinde ülke gündeminde yer alması için tanıtılmasını çok önemsiyoruz. Çünkü aynı zamanda Troya’da hali hazırda sonlanmakta olan bir müzemiz söz konusu. Ve bu müzenin tamamlanması ile birlikte Türkiye ve bölge turizmine çok büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Ve bunun alelade bir açılış ile değil, ülke hatta uluslar arası gündeme yerleşecek bir Troya yılı olarak taçlandırılmasını istiyoruz. Ve bunun bölgemize uzun yıllar katkılar sağlayacağını düşünüyoruz. Diğer taraftan bölgemiz sadece Troya’dan değil aynı zamanda Gelibolu Yarımada’sının getirdiği büyük bir potansiyeli barındırıyor. Bu anlamda özellikle yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının bölgemize ziyaretleri de, var olan pazardaki tek Pazar algısını çeşitlendirmemize bir zemin hazırlayacaktır. Yine Çanakkale Yunan adaları ile yakınlığından dolayı, burada Yunan adalarına gerçekleşecek seferler- bunun en büyük örneği Midilli Adası olabilir- yine bölgenin turizm gelişimine çok büyük katkılar sağlayacaktır. Artık dünya turizmi etkinlikler ile şekilleniyor. Bu yeni trendi daha iyi değerlendirebilmemiz için de bölgemizde sürdürülebilir kalıcı etkinliklere ihtiyacımız çok daha fazla. Artık Akdeniz çanağındaki bütün ülkelerin benzer nitelikte ürünleri var. Ancak insanlar buralara gelmek için nedenler arıyorlar. İşte biz bu nedenleri sürdürülebilir etkinlikler ile sonuçlandırabilirsek, bölgemiz bu anlamda daha çok anılır bir destinasyon olabilir”
2018 yılının Çanakkale için Troya yılı olmasını istiyoruz!
Gündem değerlendirmemizin ardından Çanakkaleli otelci dostlar ile birlikte kordon boyunda bir gezi yaptık. Çanakkaleli otelciler tahta at önünde "2018 yılının Çanakkale için Troya yılı" olmasını istediler. Bende bu önerileri desteklediğimi ilettim kendilerine.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: