Turizm özgürlüğün elbisesidir… Gıdası demokrasidir
Turizmin önüne konan engellerin en başında, demokrasinin eksikliğinden kaynaklanan güvensizliktir. Askeri darbeler (12 Eylül 1980) ülkemize yönelik turist girişini durdurmuş, 1984 yılında yapılan seçimlere kadar turizm gerilemistir. Bugün dünyanın bir numaralı turizm ülkesi İspanya, diktatör Franco 1973 yılında iktidardan gidene kadar turizmin önemli olmadığı bir Akdeniz ülkesiydi.
Terör turizmin bir diğer düşmanıdır. Terörden en çok zarar gören bizim ülkemiz ve turizmcileridir. Birçok din maskeli terör örgütü ve militanlarının Türkiye tarafından korunduğu, mafya örgütlerinin barındırıldığı algısının yurt dışında yaygınlığı, ülke turizmini zora sokmaya devam etmektedir.
AİHM ve AYM kararlarını görmezden gelen, ya da bir başka kararla işlevsiz kılan yargımız nedeniyle ülkemiz hukuğa güvenin olmadığı bir ülke algısını yaratmakta, güvensiz görülen ülkemize yönelik seyahatler başka ülkelere kaydırılmaktadır. Temel sorun bu algının Batı bloku ülkelerinde yerleşmiş olmasıdır. Bu algıyı kırmadan, olumlu hale dönüştürmeden turizmdeki kaosu durdurmanın başka yolu yoktur.
Turizm elbisesi ancak özgür vücutlara yakışır
Halkının demokrasi gıdasından yoksun, güvensiz duruşlularına turizm elbisesi 3 numara büyük gelir, sakil durur. Bu durumda bile rekor üstüne rekor mu kırılıyor? Otel doluluklarına bakınca pek inandırıcı gelmiyorsa da, Temmuz ayında düşük fiyatlara rağmen dolmayan tesisler, zarar eden işletmeler, demokrasi kültürü olmayan, ya da cebindeki parayla ancak Türkiye'de tatilini geçirebilecek ekonomik yapıdaki turistler bu doluluğu bize yakalatmaktadır.
Turizm elbisesi üzerimizde sakil durmakta, kırış buruş bir görüntü vermektedir. Çabaların bunu ortadan kaldıracak yönde olması gerekiyor. Eskiyoruz, yıpranıyoruz ve küçülüyoruz.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: