Turizm hareketini hangi çılgın durduracakmış şaşarım!

Siyasi gerginlikler, ekonomik iniş çıkışlar, beklenmedik krizler, artan kültürler ve dinler arası ön yargılar, durmak bilmeyen doğa tahribatı, sırasız afetler vs. küresel turizm hareketini sadece çok kısa süre için hafif yavaşlatılabiliyor.

Hüseyin Baraner 26/09/2018 10:38

Tüketici olarak balık beyinli olduk. Bırakın ciddi olayları, dün yediğimizi bile hatırlamıyoruz. Kötü olayları beynimizde instant siliyoruz; yaşadığımız güzel ve mutlu anları ruhumuzda tab ederken, yaşanan momentleri yaşandığından daha renkli kurgulayıp mutluluğumuza torpil yapmaya çalışıyoruz.

Dünya hızla dönerken yorulmak bilmeyen küresel gezginlerin sayısının artığını, şirket bilançolarında görüyoruz. Sosyal yaşamda sadece tatil ve seyahat ortamında genel anlamda mutluluk şarz edenlerin sayısının zirve yaptığını, bazı terapi litarütüründe de okuyabiliyoruz.

İnsanların fiziki hareket alanı hergün genişliyor

Ulaşım kolaylıkları dünyamızı küçültükçe biz insanların fiziki hareket alanınıda hergün genişlettiğine bizzat şahit oluyoruz. Tatil sanki her derde devamış gibi kendimize algı operasyonu yapıyoruz. Kendini arayan da, kaybeden de, kendini yeniden bulan da tatil çığlığı atıyor.

Müşteriler kaldığı otelin kalitesine, bulunduğu destinasyonun markasına göre kendisine sosyal çevresinde yeni imaj çiziyor. Hatta bazen sadece kaldığı otelin adını ön planda tutarken, bazen de sadece destinasyonun adına vurgu yaptıklarını izliyoruz.

Tatil ve seyahate çok fazla anlam ve beklenti yüklüyoruz

Hem kaldığı otelin, hem de tatilini geçirdiği destinasyonun adını eşit zikreden turistlerin, genelde tatillerinden en mutlu ayrılan grubtan olduklarını da zaten artık biliyoruz.

“No body is perfeckt” felsefesi ile yaşayanların bile, oteldeki veya destinasyondaki en küçük kusuru bile hoş görmemeleri,  sosyolojik açıdan tatil ve seyahate daha çok anlam ve beklenti yüklendiğini bize göstermiş oluyor.

Dünya seyahat trafiği muhteşem bir hızla rekora koşuyor. 2018 yılında dünyada toplam 5 milyar uçak bileti satıldığını not ediyoruz. Parası olan şimdilik 600 milyon dünya vatandaşı için bugün New York, yarın Şangay, gelecek yıl belki İstanbul.

Araştırmalardan öğreniyoruz:

Müşterilerin beyanatlarında, “Arada zaten Mayorka, Hurghada ve Antalya’ya çoluk çocuk-dost veya tek başımıza fırsat ve para buldukça uçuyoruz. Seyahat etmenin sihirli iksiri ile daha kibarlaşıyor, daha çok gülümsüyoruz. Günlük stresten kopup, bir nevi mutluluğa uçuyoruz. Oteller günlük veya haftalık dünyevi cennetlerimiz. Voucheri varsa giriş günahkarlara bile serbest” dediklerini duyuyoruz

Her kültürden, dinden insanların eşine dostuna ve ailesine “Toparlanın seyahate çıkıyoruz” sözündeki müjdeli çağrı, sıcaklığından hiç bir şey kaybetmedi. Durum böyle olunca, 5 kıtada her yıl 2 bin inşaatı tamamlanan yeni otel kapılarını müşterilerine açıyor.

Bazı popüler şehirlerde şimdiden arsa kalmadı

Bazı popüler şehirlerde şimdiden arsa kalmadı. Tarihi ve kültürel cazibesi olan lokasyonlarda her yer otele dönüşüyor. Okullar, hastahaneler, hapishaneler, postahaneler, projesi tamamlandıktan sonra sırası ile bir şekilde otele dönüştürülüyor.

Fonlar ve emlak yatırım şirketleri için turizmdeki rant halen oldukça cazip. Ayrıca kent ekonomisi için turizm, en güvenilir garantör. Belediye Başkanları, şehirlerini överek bitiremiyorlar. Hem de destinasyonların aralarındaki yarış, piyasalara kıyasıya yıkıcı rekabet olarak yansıdığı bügünlerde, mevcut kapasite ve fiziki yapılar halen büyümeye devam ediyor, ettiriliyor.

Yolcu savaşları başlıyor

Buna birde yakında Türkiye’de, Asya kıtasında ve Körfez’deki yeni mega havaalanlarının aralarında başlayacak passenger savaşlarını katarsak, artık ne kadar turiste ihtiyaç olacağını siz hesaplayın.

Küresel yatırımcıların hedefindeki milyarlarca Pax, Passenger, Ziyaretçi, Yolcu, Turist adı ne olursa olsun 5 kıtada, 7 gün, 24 saat uçan, konaklayan, yiyen, içen, gezen, satın alan müşteriyi kendi işletmelerine kapabilmek ve yönlendirebilmek için mevcut teknikler ve manpower becerileri güçlendiriliyor. Hatta geliştirilmiş ancak halen klasik tarz olarak nitelenen satış ve pazarlama sistemleri yeni bir evreye giriyor.

Her noktada müşteri için hazır olmak hedefleniyor

Bu anlayışta her  noktada müşteri için hazır olmak, ulaşabilir olmak yetmiyor. Logon, jingilin ve alert’in müşterinin seyahat öncesi ve sonrası tatil mutluluğunun ve yaşam sevincinin  çoşkulu, samimi, gerçek anahtarı olması hedefleniyor.

Yapay zeka, samimi iletişim ve duygulu CRM  ağı ile beğendiniz markaların bügüne  kadar pek netice getiremeyen Loyalty programlarını, yeniden hayat kazanması için yeniden büyük çaba gösteriliyor

Hard ve software yatırımlara dudak uçurtacak bütçeler

Büyüme eğimli Airport işletme şirketleri ve Destinasyon DMC'lerin ticari başarısı için şart olan sürdürebilir turist akışını devamlı yüksek sayıda tutacak, handling, allround operasyon ve müşteri memnuniyetini sağlayacak çözümler zaten en önemli gündem maddesi olarak yerini daha uzun yıllar koruyacak gibi görünüyor. 

Bu konuda kademeli ve çok boyutlu, hard ve software yatırımlarına harcanan paralar, ayırılan bütçeler, dudak uçurtacak gibi görünüyor.

Çok büyük rakamlar zikrediliyor

Yeni kariyer imkanları da genç turizm emektarı arkadaşlar için heyecan verici olacak. Lokal müşteri iletişim radarları home officelerden yönetebilinecek. Amaç ve hedef; müşteriye tek kerelik rezervasyon değil, bilakis devamlı satış, hatta müşteri ile paylaşım, interaktif ilişki ağı kurmak olacak.

Ürün çeşitliliği sayesinde kazanılacak farklı profilde turistlerin doğru yazılım, yapay zeka, yeni tarz pazarlama sihirbazlıkları ve prim destekli tutkulu insan gücü ile müdavim müşteriye dönüştürülmesi için, şirketler taaruza geçerek yakaladığı müşteriyi rakip şirketlere kaptırmamak için mümkün olan her şeyi en iyi şekilde yapacak.

Müşteriyi kendi markasına, kendi rezervasyon motoruna ve sistemine bağlamak, hatta kilitlemek için her türlü inovasyona kapısını açık tutacak.

Devam edecek...