Tatilin Çilesi… Dinlence ya da eğlence…
Turizm sezonun yoğunluğunu yaşadığımız günlerde, tatil yörelerimizde, her yıl olduğu gibi dinlenmek ve eğlenmek isteyen tatilcilerin istek ve şikâyetlerin yoğunlaştığı günler yaşandığı yolunda haberler medyada sıkça görülmeye başlandı.
Geçtiğimiz günlerde, İspanya’nın Mallorca adasında düzenlenen sokak eğlencelerin sınırlama getirildiği, Barcelona kentinin tarihi alanlarındaki sokaklarda geziye çıkan turist gruplarında 30 kişiden fazla katılımcı olmaması, rehberlerin megafon kullanmamaları gibi kısıtlamaların getirildiği, benzer turist sayılarında kısıtlamaların İtalya’nın Venedik ve Roma gibi kentlerinde de uygulanmaya başlandığı haberler yer aldı. Haberlerde, kısıtlamaların amacının, şehirlerde yaşayanların yoğunlaşmadan dolayı ortaya çıkan gürültü kirliliği, trafik v.b olumsuzluklardan korumak, normal günlük yaşamlarını sürmelerini sağlamak olarak belirtiliyordu.
Ülkemizdeki turistik yörelerimizden Marmaris’te müzik yasağı ile gazetemizde çıkan haberi de okuyunca, yıllar önce 1997’li yıllarda Turizm danışma Müdürü olarak görev yaptığım Datça’daki eğlenmek isteyenler ile dinlenmek isteyenlerin şikâyetlerini hatırladım.
Datça’da, oteller, bugünkü hastane altı plajında, şehir merkez ve Taşlık plajının sonundaki bölgede yer alıyordu. Kafe, bar, lokantanın çoğunluğunun liman bölgesindeydi. Liman aynı zamanda Marmaris-Bodrum arasında mavi tura çıkan gulet ve yatların konaklama ve geceleme yaptıkları yerdi. Sezonda herkesin eğlenebildiği, yemek hoşça vakit geçirdiği liman bölgesi, gecenin ilerleyen saatlerinden sonra aynı zamanda yüksek volümlü müziğin neden olduğu gürültüden uyunamayan bir bölge haline geliyordu. Sadece kafe-bar, restoran gibi işletmelerde, yüksek volümlü müzik değil, kavgaya varan tartışmaların getirdiği olumsuz atmosferin de yaşandığı yolunda da şikayetler geliyordu. Bu Limanda bağlı mavi tur tekneleri ve yatlardan, yüksek volümlü müzik ve gürültülü nedeniyle de teknelerde uyuyamadıkları için limanı terk edenlerin şikâyetleri oluyordu.
Diğer taraftan, ‘başka eğlenilebilecek yer yok, biz eğlenmeyelim mi’ diyerek şikayet eden özellikle genç tatilciler de şikayetlerini dile getiriyordu. Görevli arkadaşlar Übeyit Yüzen ve Mehmet Genç ellerinde ses ölçer aletleriyle desibel ölücümle dengeyi sağlamaya çalıyorlardı gece boyunca. Yine de bu olumsuzluk, yabancı bir yatçılık dergisinde ’Zorunlu olmadıkça Datça limanında gecelemeyin, müzik gürültüsünden uyunmuyor’ şeklinde makale çıkmasına engel olamamıştı.
Bir çok tatil ülkesinde ve bizde de turizmin yoğunlaştığı yörelerimizde oteller, restoranlar, kafeler ve diskoteklerin yoğunlaştığı yan yana sıralandığı yerli yabancı tatilcilerin akın akın gittiği yerler, kimi konut alanlarının olduğu yerlerde, kimi şehrin merkezinde eski tarihi dokuyu yansıtan daracık sokaklarında, kimisi sahillerde, plajlarda, limanlarda bulunuyor.
Bir tarafta çatal bıçak, kadeh seslerinin müzik sesiyle birleştiği restoranlarda sohbete dalmış olanlar, ile kafeler ve barlarda, müziğin sesini açarak müşteriyi cezbetmeye çalışan işletmeler ve her türden yüksek volümlü müzikle eğlenenler, diğer tarafta bitişinde otel odasında, yatında, teknede ya da ertesi erken kalkıp işine gitmek zorunda olanların evinde uyumak isteyenler.
Müzik endüstrisindeki teknolojik gelişmelerin desteği ile işletmeciler ve müzisyenlerimizin hem eğlenmek hem de dinlenmek isteyen tatilciler ile şehirlilerin normal yaşamı için ideal ortamı yaratacaklarını, tatilcilerin zinde ve memnun olarak evlerine dönmelerini sağlayabileceklerini düşünüyorum.
Herkese eğlence ile dinlencenin iyi harmanlandığı bir ortamda mutlu tatil günleri diliyorum.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: