Sektör toplantıları hiçbir işe yaramıyor
Türk Turizminin son dönemde ardarda yaşadığı sıkıntıların da etkisi ile turizm bölgelerinde, sektörü ilgilendiren toplantı ve seminerler hız kesmeden devam ediyor. Toplantı ve seminerler devam ediyor etmesine ama asıl gayesi olan sorunların belirlenmesine ve çözüm önerilerinin masaya yatırılarak bu problemlerin giderilmesine yardımcı oluyor mu?
Osman ERGİN
Türk Turizminin son dönemde ardarda yaşadığı sıkıntıların da etkisi ile turizm bölgelerinde, sektörü ilgilendiren toplantı ve seminerler hız kesmeden devam ediyor. Toplantı ve seminerler devam ediyor etmesine ama asıl gayesi olan sorunların belirlenmesine ve çözüm önerilerinin masaya yatırılarak bu problemlerin giderilmesine yardımcı oluyor mu? Yoksa birilerinin şovuna, birilerinin egosuna, birilerinin diğerinin önüne geçme, sözünü kesme gibi engellemelerine mi sahne oluyor?
Tam da öyle oluyor!
Oysa bilinen en bariz tanımı ile toplantı; sayısal olarak birden çok kişinin gündemdeki konu ve konuların görüşülmesine yönelik; belli kurallar çerçevesinde ve çözüm odaklı fikirleri tartışmak üzere bir araya gelmeleri olayıdır.
Adından da anlaşılacağı gibi; burada bir topluluk söz konusu olup; topluluğun olduğu yerde de kültürden bahsetmemek olmaz. O halde burada bahis konusu olan da; toplantı kültürüdür.
Toplantının verimli geçmesi, toplantının sonunda amaca ulaşılarak; sağlıklı kararlar alınabilmesi, tüm katılanların görüşlerini rahatça açıklamalarına imkan tanınması ile mümkündür. Tabi ki teoride böyle olsa da uygulamada durum değişiyor. Zira bu tür birlikteliklerde toplantı ile kültürü bir araya getirebilmek de mümkün olmuyor.
Öyle ki; sektörü ilgilendirmesi münasebeti ile icap edilen her toplantıda karşılaşılan manzara aynı ve değişmiyor.
Her toplantıda; klişeleşmiş hali ile toplantı salonunun mihenk noktasında, organizasyon sahibinin refakatinde oturarak bürokrasiyi temsilen yer alan ve kendileri istemese de, farkında olmadan toplantıya ayar veren bir grup, bunlarla beraber ya da yakınında yer almaya özen göstererek ağzını açanı eleştirmeyi ve susturmayı vazife edinmiş bir ağır abi takımı, suya sabuna dokunma, yemeğini ye, ikramları kabul et, anlatılanları dinle ve çık modunda salonu süzen davetli grubu ve son olarak adına yakışır bir şekilde tatlıyı da yiyip, kenardan sıvışma edasındaki misafir grubu yerini alıyor. Tüm iyi niyeti ile organizasyonu tertip edenin toplantıdan elde edeceği paye olarak sadece yorgunluk kalıyor.
Toplantıların elbette bir amacı var ve insanlar buraya bu amaç doğrultusunda dahil olur. Kendileri bir şeyler alırken, başkalarına da bilgi bazında bir şeyler katarlar. Adı bilgilendirme bile olsa; toplantılarda fikri olan her katılımcı eşit söz hakkına sahip olmalı, eksikliklerin ve problemlerin ortaya konulacağı noktada sağlıklı bir çözüm üretilebilme adına sansür uygulanmamalıdır. Salonda basın da olsa, siyasiler de olsa; her görüşe değer verilmeli ve özgürce savunulmalıdır.
Sonuç olarak, sadece turizm değil her sektör için hayati önem arz eden; olağan ve olağanüstü durumlarda karar alıcılar tarafından organize edilen toplantılar, ilk etapta bu sektörün ilgilileri arasında; resmi ve gergin bir havanın hakim olmasına sebep olsa da; genellikle problemlerin yoğun olduğu dönemlerde sıklıkla tekrarlanarak, süregelen meselelerin çözümüne yönelik tartışmaları gündeme getirir. Bu tartışmalar da sektördeki karar alıcıların sağlıklı bilgi ve çözüm önerileri ile donatılmasına imkan sağlar. Bu yönü ile toplantılar varılacak hedeflerin yol haritası olarak düşünülmeli ve toplantı kültürü çerçevesinin dışına da çıkılmamalıdır.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: