SEÇİM TELAŞI
Güneşli bir Pazar sabahı, uzun kuyruklarda beklememek için erkenden kalkıp, henüz uyku gözümüzden akarken yolunu tutacağız sandığın başını. Bazen umutlu bazen kızgın birazda kaygılı bir bekleyişin ardından oy pusulasına, ‘evet’ yazan mührü basıp, heyecanla eve koşup TV başında sonuçlarını bekleyeceğiz büyük yarışın.
Bazen umutlu bazen kızgın birazda kaygıyla beklerken oy pusulası ile baş başa kalmayı, film şeridi gibi geçecek son 5 yıl, son 9 yıl gözlerimizin önünden ve hatta son 15, 20 yıl.
Antalya’nın masmavi denizi güneşle parlarken, turistler otelleri doldurmuş, kıyılar rengarenk cıvıl cıvıl. Trafik yine karmaşa içinde, esnaf, çiftçi, besici yine nasip derdinde, bugün köşe başında tezgah açmış olan işportacı ev kirasını kazanmanın, çoluk çocuğunun nafakasını çıkarma derdinde. Adaletli gelir dağılımda Türkiye’nin listenin en kötü üçüncü ülkesi olması, en zengin ile en fakir arasındaki uçurumun daha da artması bir yana, TUİK’in verilerine göre nüfusun yüzde 60,5'i ''iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek'' yiyemiyor. Yüzde 37,8'i ''evin ısınma ihtiyacını yeterince'' karşılayamıyor. Yüzde 43,9'u ise ''yeni giysiler'' alamıyor. Canımız sağ olsun Forbes’in en zenginler listesine 26 zenginimizi sokmuşuz ya göğsümüz kabarıyor.
İngilizlerin efsanevi kralı Arthur’un yuvarlak masası değil ama Amerika’nın güdümünde olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde yumruğunu masaya vuran Türkiye, NATO başta olmak üzere, AB ve benzeri uluslar arası oluşumlarda verdiği onca tavize karşın, ‘Davos’a da bir daha gelmem’ başarısının dışında da bir varlık gösteremedi, bu başarısının da meyvesini Mavi Marmara gemisine düzenlenen saldırı ile aldı. Sahi, İsrail’e bu terörist saldırısı hakkında ki son gelişmeleri bilen var mı? Tarihin sisli sayfalarında, şehit olan 9 vatandaşımızın şahadetlerinin yıl dönümünde mezarları başında ağlayan aileleri haricinde unutulup gittiler.
Dış politikada bir şeyler oluyor ama ne olduğunu İngiliz BBC kanalından anca öğrenebiliyoruz. Çünkü özgür basınımız duyurulması gerekeni değil, duyurulması istenenleri yayınlayan wikileaks belgelerine benzedi. Benzer şekilde iç politikada bir biri açılan açılımlar, halkın arzuladığı değil birilerinin Türkiye emeline kavuşması doğrultusunda açılıyor ki, yukarıda da belirttiğim gibi aslında açılan sadece fakir ile zengin arasında ki uçurum.
Türkiye’nin kaderini belirleyecek bir seçim sürecinde meclisi oluşturacak milletvekillerini iyi seçmemiz gerekiyor. Zorlu bir döneme giriyoruz. Hem iç politika hem de dış politikada kurtlar sofrasında ya paylaşan ya da paylaşılan olacağız. Güvendiğimiz, tanıdığımız, ülkesini milletini seven insanları seçebilmeliyiz ki oy pusulasını sandığa attıktan sonra huzur içinde evimize gidebilelim ve çocuklarımızdan aldığımız emanetin güvende olduğunu bilebilelim. Heyhat gel gör ki, geçtiğimiz hafta Yüksek Seçim Kurumu’na teslim edilen aday listeleri yine kafaları kurcaladı, yine pişmanlıklar, üzüntüler ve kırgınlıklar yarattı. Temayüllerde, anketlerde, ön seçimlerde halkın arzuladığı, partililerin arzuladığı adaylar listelerde yer alamazken, aday bölgelerine belkide adımını atmamış kimseler listelerde ilk iki sırayı aldı. Yine vatandaşa, sen bilmezsin, senin için yine en iyiyi ben bilirim dayatması vukuu buldu. Üstelik ‘Hakimiyet Kayıtsız Şartsız’ milletin olması gerekirken.
Antalya, Türkiye turizm gelirlerinin yaklaşık %80’ini, toplam gelirin ise %40’a yakınını sağlayan turizmin başkenti. Akdeniz Üniversitesi’nin de katkısıyla adım adım teknoloji ve bilimin de yükselen değer olduğu Antalya’da maalesef ki siyasetçiler yine halkı dinlemeden kafalarına eseni yapmaktan geri durmadılar.
Ak Parti listesi tamamen fiyasko. En azından geçen dönem milletvekilin olan TBMM başkanı da olan M.Ali Şahin’i tekrar aday gösterebilseydi. Yaptığı temayülde milletvekili olması en çok istenilen aday adayını bile listeye almayan Ak Parti’de, “Ben istedim oldu” mantığı Antalyalılara dayatılmaya çalışılıyor.
CHP, Antalya’da parti hesap dökümünü yapmış görüntüsü veriyor. Liyakatine göre değil, kapalı kapılar ardında verilen sözlerle hazırlanmış bir liste var ortada. Bırakın Antalya halkını, partililerin bile memnun olmadığı listenin ardından sandıktan arzulanan bir başarıyı beklemek sanırım hayal olacaktır.
Diğer tarafta ise Antalya için, mecliste yer alan üçüncü parti konumundaki MHP’nin yaklaşımı var. Dikkatli bakışlardan kaçmamış olan bir ayrıntı yansıdı MHP’nin listesinde. Son 2 - 3 yıldır MHP Antalya’ya özel önem vermekteydi. Özellikle bu yıl içinde parti adına düzenlenen büyük toplantılar Antalya’da gerçekleştirildi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, geliş gidişlerde Antalya’nın nabzını iyi tutmuş olmalı ki, tüm partiler içerisinde listesine en fazla olumlu bakılan parti oldu.
12 Haziran günü, oy pusulasına, ‘evet’ yazan mührü basıp, heyecanla eve koşup TV başında sonuçlarını bekleyeceğiz büyük yarışın, Allah hayırlısını versin, bizim temennimiz de bu.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: