Ramazan, sektöre bereket getirecek...
Ramazan'ın geçen yıl da yoğun sezona rastladığını ve geçen yıldan büyük bir deneyim elde ettiklerini belirten Türkiye Otelciler Federasyonu(TÜROFED) Başkanı Ahmet Barut, "Geçen yıldan deneyimliyiz, sürpriz beklemiyoruz" dedi.
Barut, "Geçen yıl Ramazan deneyimini yaşadığımız için artık bir sürpriz beklemiyoruz. İç turizmde normalde yüzde 30-40'lık küçülme bekliyoruz. Ancak yıllık bazda toplam sayıda düşüş olmaz. Çünkü dini hassasiyetlerinden dolayı tatile çıkmayacak kişi ya Ramazan'dan önce tatile çıkmıştır veya Ramazan'dan sonra tatilini yapacaktır. Ayrıca şehir otelleri Ramazan'da iftar yemekleri ile ekstra bir iş potansiyeline de sahip olacaklar. Bir anlamda tüm Türkiye'de Ramazan'ın bereketi otellere eşit olarak yansıyacak" diye konuştu.
TÜROFED Başkanı Barut, İsrail krizinin turizm sektörüne yansımaları konusunda çok umutlu bir tablo çizmezken " İsrail ile kriz turizm hareketi açısından aşılmadı, aşılması da iki sene sürer bence. Önümüzdeki yılda da ben bir hareketlenme beklemiyorum. Gerçek İsrailli turistlerin gelişi 2011'de bir ölçüde başlayabilir. Normalleşme ise 2012'de ancak sağlanır" dedi.
Turizmde ilk 7 ayı değerlendiren Ahmet Barut, "Kişi sayısı itibariyle iyi ilk 6 ayda yüzde 9,2' lik büyüme gerçekleşti. Büyüme Temmuz ayında da devam etti. Talep cephesinde bir sorun yok. Artık hedefimiz turizmde geliri arttırmak. Ben 3. çeyrekte Temmuz, Ağustos, Eylül döneminde turist sayısı gibi elde edilen gelirin de artacağını tahmin ediyorum. Artık odaklanmamız gereken en önemli konu yaptığımız turizmin katma değerini yükseltmek, geliri attırmak olmalı. Ve bu hedefi sürdürülebilir kılmalıyız. Biz talepte sürekliliği yakaladık. Bundan sonra da azalması için bir sebep görmüyorum. Şimdi sıra turizm gelirlerini arttırmaya geldi" diye konuştu.
-"BİR SOĞUKLUK YAŞANIYOR, ORTAK BİR FOTOĞRAF KARESİ DURUMU DEĞİTİREBİLİR"-
Normalleşme sürecinin bu kadar uzun sürmesi konusunda Ahmet Barut, "Kesintiye uğrayan bir turizm hareketinin yeniden planlanması, uçak trafiğinin düzenlenmesi, konaklamanın organize edilmesi, ödemelerin yapılması ve tüm bu işlerin yeniden yoluna koyulması hiç kolay değil. Konunun o kadar çok alt açılımı var ki. Ayrıca bu işin soğuması lazım ve şu an bu gerçekleşmiş değil. Aslında normalleşme her iki ülkenin de menfaatine. İsrailli tur operatörleri bu kadar yolcuyu bir anda başka bir yere kaydıramazlar. İsrailli turistlerin Türkiye'ye yönelmesi sonuçta kaçınılmaz olacak" diye konuştu.
Ahmet Barut, Mavi Marmara olayının ilişkileri çok gerdiğini belirterek, "Turizm bakanları bile İsrail'e gitmeyin, Türkiye'ye gitmeyin diye çağrı yaptılar. Bu tabi ki düzelecektir. Cumhurbaşkanı, Başbakan düzeyinde verilecek ortak bir kare fotoğraf krizi aşmaya yetecektir. Çünkü iki tarafın da menfaatine bu" diye konuştu. TÜROFED Başkanı, İsrailli turistlerden doğan boşluğun Ortadoğu, İran ve diğer Arap ülkeleri ile telafi edilmesi yaklaşımını doğru bulmadıklarının da altını çizdi.
-"KRİZ SONRASI AVRUPALI TURİST İÇİN TÜRKİYE ÇOK AVANTAJLI"-
Son dönemde Avrupa'dan gelen turist profilinde çok fazla bir farklılaşma olmadığını vurgulayan Ahmet Barut, "Küresel krizi derinlemesine yaşayan Avrupa'da tüketicilerin tercihlerinde bir farklılaşma oldu tabi ki. Tatil tercihlerinde daha ekonomik paketlere bir kayma oldu. Tatil süreleri kısaldı. Daha da önemlisi tatilde yaptıkları harcamalar da azaldı. Türkiye' ye 30 milyon turist geldiğini kabul edersek, tatil süresindeki bir gecelik azalma bile 30 milyon gecelemeye denk gelir. Bu da konaklama sektörü ve Türkiye için önemli bir rakamdır" dedi.
Barut, Türkiye'nin Avrupalı turistlere doğru ekonomik paketler sunarak avantajlı hale geldiğine dikkat çekerek, "Türkiye fiyat- kalite dengesinin iyi olduğu bir ülkedir. 1000 Euro'ya Almanya'dan, Yunanistan'dan ya da İspanya'dan tatil paketi alabilirler, ama Türkiye'den alınan 1000 Euro'luk paketin içi daha doludur. Bunu Avrupalı müşteri bildiği için Türkiye krizden etkilenmedi ve geçen yıl krizde küçülmediğimiz gibi bu yıl da büyüyoruz. Türkiye ucuz değil, ama asıl avantajı fiyat kalite oranını iyi olmasıdır" diye konuştu.
-"RAMAZAN'DA ŞEHİR OTELLERİ KAZANÇLI BİLE ÇIKACAK"-
Geçen yıl da Ramazan'ın turizmde yüksek sezona rastladığını ve geçen yıldan büyük bir deneyim elde ettiklerini belirten Ahmet Barut şunları söyledi: "Geçen sene Ramazan deneyimini yaşadığımız için artık bir sürpriz beklemiyoruz. Bu öngörümüz Ramazan'ın yaz tatili döneminde olacağı bundan sonraki 10 yıl için de geçerli olacak. Dış turizm açısından Ramazan'ın zaten bir etkisi söz konusu değil. İç turizmde ise normalde yüzde 30-40'lık küçülme bekliyoruz. Resort otellerde düşüş bu oranlarda olurken, şehir otellerinde daha az bir düşüş bekliyoruz. Bu da çok normaldir, ancak yıllık bazda toplam sayıda düşüş olmaz.
Çünkü dini hassasiyetlerinden dolayı tatile çıkmayacak kişi ya Ramazan'dan önce tatile çıkmıştır veya Ramazan'dan sonra tatilini yapacaktır. Ayrıca şehir otelleri Ramazan'da iftar yemekleri ile ekstra bir iş potansiyeline de sahip olacaklar. İftar menüleri şehir otelleri için sanayi gibi işlev görecek. Bir anlamda tüm Türkiye'de Ramazan'ın bereketi otellere eşit olarak yansıyacak."
-"HİNDİSTAN, ÇİN, İRAN VE RUSYA'DAN DAHA ÇOK TURİST BEKLİYORUZ"-
TÜROFED Başkanı Barut, uzun vadede Hindistan ve Çin'den Türkiye'ye daha çok turist geleceği öngörüsünde bulunarak bu konuda şu değerlendirmeyi yaptı: "Hindistan Türkiye'ye biraz daha yakın olduğu için turizm açısından önemli bir potansiyel olacak. Ayrıca çok ciddi nüfusu var. Kişi başı gelirde çok fakir gibi gözükse de çok zengin bir kitle de var. Türkiye'ye gelen İranlı turist sayısı da çok daha büyüyebilir. İran'dan mevcut durumda çok az turist geliyor ve bunların çok büyük bölümü de transit. Liberalleşmeye başladığı zaman mutlaka daha çok İranlı Türkiye'ye gelecek. Gidebilecekleri en güzel yer Türkiye.
Türkiye'nin coğrafi yakınlık avantajlarını da kullanmak lazım. İranlı ispanya'ya gideceği uçak parasıyla, Türkiye'de tam teşekküllü bir tatil yapabilir. Bu Hintli turist için de Rus turist için de geçerli." Nüfusun artmadığı Avrupa' da bir doygunluk yaşandığını, bu nedenle Türkiye'ye yönelik sayılarda çok büyük çıkışlar olmayacağına işaret eden Ahmet Barut, "Doğu Avrupa'dan ise daha alacağımız potansiyelin çok altındayız. Çünkü bu ülkelerde dışarıda tatil yapan yok. 130 milyon Rusya Federasyonu'nda 15 milyon kişinin pasaportu var. Rusya'da yılda 40-50 milyon kişinin seyahat ettiğini düşünürsek, Türkiye'ye büyük bir kitle gelecek demektir" diye konuştu.
-"DIŞ TURİZM KADAR İÇ TURİZM DE GELİŞİRSE TÜRKİYE KAZANIR"-
TÜROFED Başkanı, Avrupa'nın turizmde kalkınmış ülkelerinde, en büyük potansiyelin iç turizmde olduğunu vurgulayarak, "İspanya'da iç turizmin payı toplam içinde yüzde 30-35 düzeyinde. Bizde ise toplam gelirler içinde iç turizmin payı yüzde 5-10 gibi çok düşük rakamlarda. Bizde kişi başı gelir 20 bin dolara çıkarsa iç turizmde şu anki potansiyel ikiye katlanır. Örneğin İspanya krizden çok etkilendi deniyor ama esas etki iç turizmdeki düşüşten oldu. Türkiye'nin odaklanması gereken de iç turizmdir. Çok iyi gelişmeler oluyor ama neticede iş ekonomiye kalıyor. Bizde iç turisti kazanmak için belki Avrupa'ya kıyasla 10 misli daha fazla para ve enerji harcıyoruz, ama sonuçta olmuyor. Kişi başı gelir artarsa bu tıkanmayı da aşar ve iç turizm potansiyelini büyük bir katma eğere dönüştürebiliriz" dedi. (ANKA)
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: