Oya Narin: Üçüncü büyük turizm hamlesini başlatmanın zamanı geldi
Bu yıl 3'üncüsü düzenlenen TÜRSAB Turizm Kongresi'nde bir konuşma yapan TTYD Başkanı Oya Narin, "Turizm, Türkiye ekonomisinin en büyük taşıyıcı kolonlarından biridir. Sektörümüz, 2024 yılında 62,2 milyon turist ağırlayarak 60,5 Milyar Dolar gelir elde etti. Şimdi ise, Akdeniz çanağında giderek artan ve Kızıldeniz’de yükselen rekabet ortamında konumumuzu güçlendirmek için üçüncü büyük turizm hamlesini başlatmanın zamanı geldi" dedi.

Konuşmasına Bolu'daki yangın faciasında hayatını kaybedenleri anarak başlayan TTYD Başkanı Oya Narin, "Öncelikle hepimizin yüreğini yakan Bolu’daki yangın ile ilgili birkaç şey söyleyerek başlamak istiyorum. Ocak ayında ülkemiz kış turizminin en önemli destinasyonlarından biri olan Bolu Kartalkaya’da meydana gelen yangın, hepimizi derinden sarstı. Orada kaybettiğimiz vatandaşlarımız için tarifsiz bir acı yaşıyoruz. Bu vesileyle bir kez daha hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum.
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen TÜRSAB Turizm Kongresi, sektörümüzün geleceğini şekillendirecek fikirlerin paylaşılması, iş birliklerinin güçlendirilmesi ve turizmde sürdürülebilir büyümenin sağlanması açısından büyük bir öneme sahiptir. TTYD olarak, bu değerli organizasyona destek vermekten büyük memnuniyet duyuyoruz ve bu kongrenin sektörümüz için yeni yol haritaları oluşturacağına inanıyoruz.
"Turizm, Türkiye ekonomisinin en büyük taşıyıcı kolonlarından biridir"
Turizm, Türkiye ekonomisinin en büyük taşıyıcı kolonlarından biridir. 2024 yılında 62,2 milyon turist ağırlayarak 60,5 Milyar Dolar gelir elde eden sektörümüz, hem cari açığı azaltan hem de istihdam yaratan dev bir ekosistemdir. Türkiye, turizmde sağladığı sürdürülebilir büyüme ile sadece bölgesinde değil, dünyada da güçlü bir oyuncudur. Gelen turist sayısında dünyada 5. sıradayız ve turizm gelirlerinde 7. sıradaki yerimizi koruduk. Bugün turizm, ülkemizde doğrudan ve dolaylı 1,5 milyon kişiye istihdam sağlıyor ve cari açığa 40 milyar doların üzerinde net katkı sunuyor.
Turizmin stratejik rolünden hareketle, Orta Vadeli Program’da da, turizm gelirlerinin 2025 yılında 64 Milyar Dolar, 2026 yılında 69 Milyar Dolar, 2027 yılında ise 74 Milyar Dolara ulaşması hedeflenmiştir. Bu hedeflere ulaşmak için sektörel çeşitliliğin artırılması, yeni pazarların keşfedilmesi ve turizmin 12 aya yayılması büyük önem taşıyor. Bu noktada, geçmişten gelen deneyimlerimizden de faydalanarak turizmde sürdürülebilir büyümeyi sağlayacak doğru stratejileri benimsememiz gerekiyor.
"Türk turizminin büyük başarısının temelinde planlı ve stratejik hamleler yatmaktadır"
Türk turizminin büyük başarısının temelinde planlı ve stratejik hamleler yatmaktadır. 1982’de 2634 Sayılı Turizm Teşvik Kanunu ile ilk büyük turizm hamlemiz gerçekleştirildi. Devlet teşvikleriyle altyapımız güçlendi, 1980’lerde 50.000 olan yatak kapasitemiz, 2000’lerde 350.000’e ve günümüzde 2 milyonu aşan bir seviyeye ulaştı.
2000’li yıllarda ikinci turizm hamlemiz başladı. Bu dönemde tanıtım faaliyetleri hızlandı, havayolu erişimi geliştirildi, destinasyonlarımız yenilendi ve Türkiye dünyanın en çok ziyaret edilen ilk 5 ülkesinden biri haline geldi. İç turizmimizde 2023 yılında 61.000 seyahat 8.8 milyar dolar dan 2024 Ocak-Eylül döneminde 55.000 seyahat ve 10 milyara dolara döndü.
"Üçüncü büyük turizm hamlesini başlatmanın zamanı geldi"
Şimdi ise, Akdeniz çanağında giderek artan ve Kızıldeniz’de yükselen rekabet ortamında konumumuzu güçlendirmek için üçüncü büyük turizm hamlesini başlatmanın zamanı geldi. Bu yeni dönem:
* yatak kapasitemizin güncellenmesi ve arttırılması,
* rezidans konaklama modelini devreye sokulması,
* sağlık, 3. yaş turizmi başta olmak üzere turizm çeşitliliğini zenginleştirilmesini sağlayacak bir dönüşüm planını da içermelidir.
Bu yatırımların hayata geçirilebilmesi için sektörün güçlü finansal enstrümanlara ve sürdürülebilir yatırım modellerine ihtiyacı bulunmaktadır. Turizmin dönüşümü, yalnızca kıyı bölgelerimizdeki kapasitenin doğru yönetilmesi ve pazarlama stratejilerinin güncellenmesiyle sınırlı kalmamalıdır. Aynı zamanda, iç bölgelerde turizm potansiyeli taşıyan şehirlerimizi cazibe merkezleri haline getirecek yönetsel ve fiziksel dönüşüm modellerinin uygulanmasını da kapsamalıdır.
"Son yıllarda, seyahat endüstrisi küresel ölçekte büyük bir dönüşüm sürecinden geçiyor"
Turizmin gücü dendiğinde konaklama tesisleri, doğal güzellikler, kültürel mirasın bir turizm ürünü haline dönüşmesini sağlayan, turizmi bir ekosistem haline getiren en kilit aktörlerden biri seyahat acentalarıdır. Bugün burada, turizmin görünmez kahramanları olan seyahat acentalarının sektör için kritik rolünü tekrar vurgulamak istiyorum.
Ancak son yıllarda, seyahat endüstrisi küresel ölçekte büyük bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Geleneksel seyahat acentalarının sayısı dünya genelinde azalırken, çevrimiçi seyahat platformlarının (OTA’lar) hızlı yükselişine tanık oluyoruz. 2024 yılı itibarıyla, küresel seyahat acentası hizmetleri pazarının 460 Milyar Dolar olduğu ve 2034 yılına kadar 1 Trilyon Doları aşacağı öngörülüyor.
"Dünya turizmi 9.5 Trilyon Dolar'dan 2033 döneminde 15 Trilyon Dolara çıkacak"
Dünya turizmi 9.5 Trilyon Dolar'dan 2033 döneminde 15 Trilyon Dolara çıkacak. Bu büyümenin önemli bir kısmı çevrimiçi platformlardan geliyor. Bugün, dünya genelinde turizm gelirlerinin yaklaşık %70’i OTA’lar aracılığıyla sağlanıyor. Bu durum, tüketici alışkanlıklarının ve seyahat planlama süreçlerinin ne kadar hızlı değiştiğini gösteriyor.
Avrupa’ya baktığımızda benzer bir dönüşüm görüyoruz. 2024 yılı itibarıyla Avrupa’da yaklaşık 76.000 seyahat acentası faaliyet göstermekte. Avrupa’daki seyahat acentası pazarı 2024 yılında yaklaşık 86 milyar euro seviyesinde olup, 2030 yılına kadar yıllık ortalama %8 büyümesi bekleniyor.
"Geleneksel seyahat acentalarının rekabet gücünü koruyabilmesi için dijitalleşme kaçınılmaz hale geldi"
Özellikle Booking.com gibi OTA devleri pazardaki hakimiyetlerini artırırken, geleneksel seyahat acentalarının rekabet gücünü koruyabilmesi için dijitalleşme kaçınılmaz hale geliyor. İspanya ve Almanya, Avrupa'da en fazla seyahat acentasına sahip ülkeler arasında öne çıkıyor. 2023 verilerine göre, İspanya'da 9.640, Almanya'da 9.480, İtalya'da 5.130 ve Birleşik Krallık'ta 4.970 seyahat acentası bulunmaktadır.
Ülkemizde seyahat acentalarının sayısı küresel trendlerin aksine, artmaya ve Türkiye’de bu sektör güçlü kalmaya devam ediyor. 2005 yılında 4.825 olan seyahat acentası sayısı, 2023’te 15.700’e ulaştı. Bunun temel sebeplerinden biri, Türkiye’nin turizmdeki geniş çeşitliliği ve acentaların sunduğu yerel rehberlik ve kişiselleştirilmiş hizmetlerin büyük talep görmesi. Aynı zamanda, dinamik pazar koşullarına uyum sağlayan yenilikçi iş modelleri sayesinde Türkiye’de seyahat acentalarına olan ihtiyaç azalmıyor, aksine artıyor.
"Türkiye’nin turizmde yükselen konumunda seyahat acentaları modeli oldukça güçlü ve dinamik"
Bu durum, Türkiye’nin turizmde yükselen konumunda seyahat acentaları modelinin ne kadar güçlü ve dinamik olduğunu gösteriyor. Bugün burada olan her bir acentacı dostumuz, Türkiye’nin turizm gelirlerini yükseltmek, ülkemizin uluslararası arenada daha güçlü bir destinasyon haline gelmesini sağlamak için çok değerli bir misyon üstleniyor. Sizlerin ortaya koyduğu vizyon, sadece bugünün turizmini değil, gelecekteki büyük turizm hamlelerimizi de şekillendirecek.
Türkiye, turizmdeki konumunu daha da ileriye taşıyacak güce ve potansiyele sahiptir. Yeni turizm hamlemizle, sektörü süreklilik arz eden ve daha verimli bir yapıya kavuşturmayı hedefliyoruz. Turizmde elde ettiğimiz bu başarılar, hepimizin ortak çabalarının sonucudur ve geleceğe birlikte yürümeye devam edeceğiz" dedi.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: