Ne tatilci, ne turizmci memnun... Pansiyon fiyatına, yıldızlı otel hizmeti almak isteniyor
Ülkemizde yüksek enflasyon, fiyatlarda zamların birbiriyle yarıştığı günlerde, ülkemizin her köşesinde bu durumdan turistler dahil herkesin olumsuz etkilendiği, hiç kimsenin memnun olmadığı ortamda ne tatilci, ne turizm sektörünün memnun olmadığı bir tatil sezonu yaşıyoruz.
9 günlük tatil süresince tatil beldelerimizi dolduranlar döndüklerinde yaptıkları harcamaların ödeme derdine düşmüş, ana sezonda tatilini düşünmeyi ertelemiş göründüğü ifadeleri medyada yer almış. Tatil beldelerinde bir boşluk oluşmuş, doluluğumuz çok iyi ifadeleri, ‘sezon iyi gitmiyor’a dönüşmüş.
Sezon başlangıcında sınırda vizenin alkışlandığı Ege adalarına kapıda vize uygulamasının iç turizmde daralmadaki başka bir nedeni olarak gösterilmiş, bizden giden çok ama gelen yok şekline ifadeler, adalarda daha uzuz tatil, yeme içme olduğu gibi haberler, yüksek sezonda fiyat indirimleri, iflas eden otellerin sayıları gibi olumsuzluklar haberlere yüksek meblağlı adisyon haberleri gündem olmuş durumda.
Yurtdışından gelen turist sayılarının artışına rağmen, bu durum otellerin doluluklarına neden yansımadı?
Otellerde konaklayan turistten ziyade yazlığı olanların evlerine gidenlerin tatil beldelerinde yoğunluğu oluşturduğu ifade ediliyor. Geçen konutların kısa süreli kiralanmasını otellerde doluluk oranlarını düşürdüğü gerekçe gösteriliyordu, sınırlama getiren yasa çıkınca konaklama sektörünün rahatladığı bir sezona girilmişti.
Yurtdışından gelen turist sayılarının artışına rağmen otellerin doluluklarına yansımadığı, turistler nerde haberleri yanında, Bodrum, Çeşme, Marmaris, Datça, Alaçatı, Ayvalık gibi tatil beldelerinde restoran kafelerde ödenen yüksek meblağlı ödeme belgeleri, işletmenin tatil beldesinde bulunduğu konum dikkate alınmadan, medya da yer alması ayrı bir olumsuz hava yaratıyor.
"Pansiyon fiyatına, yıldızlı otel hizmeti bulmak isteniyor"
Tatilcilerin en iyisini, konaklama ve yeme içme işletmelerinde en düşük sahip olma isteğini, Datça’da sohbet ettiğim bir işletmeci bu durumu ‘pansiyon fiyatına, yıldızlı otel hizmeti bulmak isteniyor şeklinde yorumluyordu. Deniz kenarındaki işletmelerin kira, ecri misil, masa ve sandalyelerin işgaliye gibi giderleri ile şehrin iç kısımlarındaki işletmelerin giderlerinden daha yüksek olduğu için sunduğu hizmetler için talep ettikleri ücretler de yüksek olması normal bir durum kabul ediliyor.
Bizde durum böyleyken, Akdeniz çanağındaki İspanya, İtalya, ile Avrupa’nın Hollanda, Fransa, Portekiz, Almanya gibi ülkelerin aşırı turizm yoğunluğuna önlem almaya çalışıyor. Kurvaziyer gemilerinin limanlara demirleme sayı ve sürelerinin azaltılması, alınan vergilerin yükseltilmesi, yerel yönetimlerin turistten aldığı vergilerin yaygınlaştığı görülüyor.
Bizde aşırı fiyat artışlarının, Avrupa’da da aşırı turist yoğunluğunun yaşandığı bir turizm sezonu yaşanıyor
Valizlerin çekilmesi sırasında çıkardığı sesten rahatsızlıktan şehirlerde sürekli yaşayanların şikayet ettikleri bunu önlemek için otellere transfer saatlerine sınırlama getirilmiş. Uygulamaya konulan günlük yazlık ev kiralamalarına getirilen süre sınırlandırmaları, Ye, İç, Eğlen sloganıyla tatile çıkanların yoğunluğu nedeniyle eğlence yerlerinde oluşan gürültü kirliliği, tatil in yoğunlaştığı yerlerde, go home sloganlarının duvar yazıları olmaktan çıkıp turistlere su tabancasıyla su fışkırtmalarına, ve protestolara varan gibi tepkiler Akdeniz çanağından, Avrupa’da İskandinav ülkelerine ulaşmış görünüyor.
Galiba salgın döneminde herkes hayatta kalanlar yaşadığına sevinmiş, harcayamadığı parayla zenginleşmiş, kendini tatil yapmaya atıyor. Bizde aşırı fiyat artışlarının, Avrupa’da da aşırı turist yoğunluğunun yaşandığı bir turizm sezonu yaşanıyor. Yunanistan dahil Avrupa ülkelerinde yoğunlaşan protesto edilen turistler ile limanlara sokulmalarına sınırlama getirilen kurvaziyer gemileri tatil beldelerimize gelirse, hareketsizlikten, 9 günlük tatilin yaşattığı hareketliliği sezon bitmeden yeniden yaşarız diye düşünüyorum.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: