Ne istiyor bu Almanlar?
Wiesbaden'den Stuttgart CMT Turizm Fuarı için araba ile yola çıktığımda radyoda Tatil ve Seyahat Araştırmaları Derneği'nin (FUR) araştırmaları açıklanıyordu.
Almanlar tatile doymuyor, ancak ürün yelpazesi bir okyanus büyüklüğünde sonsuz ve dalgalı.
Pazar çok hızlı büyüyor, müşteri talepleri farklılaşıyor.
Almanlar yaşlanıyor. Herkes bir diğerini daha yaşlı goruyor, zannediyor.
Seyahat etmek bir yaşlanan Almanlar bir nevi gençlik iksirine dönüştü. Bireysel zindelik ve dinginlik peşinde her fırsatta, herkes yollarda...
İstikamet: mutlu ve uzun yaşam
Pusula: güneş
Parola: tatil
Şifre: sağlık, zindelik
Nerede güneş doğuyorsa Almanlar'ın ayçiçeği gibi yüzleri o tarafa dönüyor.
Almanlar için mobilite günlük modern yaşamın en önemli alt yapı zenginliği: Ulaşım ve erişim Anayasal hak.
Almanya tren, otobüs, uçak ve gemi ile ulaşıma, yurt içi- yurtdışı seyahatlere, konaklama, tatil ve MICE gibi ürünler ile yıllık toplam 160 Milyar Avroluk satışın gerçekleşen muhteşem büyüklükte bir pazar.
Almanlar yaşlandıkça daha çok seyahat ediyorlar.
2019 yılinda Almanlar 71 milyon tatil seyahati satın aldı ve 73 Milyar Avro ödedi. 2020' de 72 milyon adet tatil seyahati satışı bekleniyor.
2020 haberleri iyi
Avrupa'nın en rahat Maliye Bakanı Berlin'de oturuyor.
Almanlar için çokomelli olan tek şey yaşamın kendisi ve kalitesi.
Almanlar'ın yüzde 57 si kendi ekonomik durumunda bir kötüleşme görmüyor, hatta yüzde 22 si durumunun daha da iyi olacağına inanıyor.
FUR araştırmasına göre, Almanlar'ın 62'si için 2020 yılı zaman ve para faktörü açısından geçen yıla nazaran daha uygun.
Durum böyle olunca, dünyamızda nerede dağ, tepe, orman, göl, nehir, ırmak, deniz varsa, neresi güzelse Almanlar orada.
Almanlar için tatil, en kutsal hak. Hiç bir güç tatil hakkını ellerinden alamaz.
Almanlar için tatil, en kutsal hak
Şansölye Angela Merkel emekli olduğunda onu, "İstanbul Fahri Hemşehrisi " yapmak için çalışma başlatacağız.
Almanlar'ın Istanbul'a yoğun bir şekilde dönmesi için Avrupa belediyeler nezninde bazı projelerimiz gelişiyor.
Neden olmasın?
Almanlar'ın en sevdiği havayolu, Türk Hava Yolları. THY ile İstanbul'dan aktarma ile dünyanın dört bir köşesine uçuyorlar, ancak İstanbul'a uğramıyorlar.
İstanbul'a gelenlerin yüzde 98'i Alman pasaportu taşıyan Türkler, Araplar, Ruslar, Afgan ve Suriyeliler.
Eğer dünyadaki bir yere Almanlar gitmiyorsa, orası ya turizm haritasında yok, ya oraya gitmek yasak, ya da orası sorunlu bir yer.
Türkiye olarak siyaset dışı Alman toplumu ile ilişkilerimizde iyi bir yönetim sergileyemedik, toplumlararası sosyal bağlar oldukça eridi.
Ancak 2020 Türk Alman ilişkilerinde çok önemli bir yıl olmaya aday
Hem ekonomi, hem turizm, hem emekliler konusunda ciddi STK atakları kapıda.
Bekleyin, ilk öğrenen yine bu sayfanın okuyucuları olacak.
Zira bu yıl Almanya piyasasında Türkiye'nin sıçrama yılı olabilir, olmalıdır.
Ayrıca, ülkemizin ilişkilerinin ne kadar iyi veya kötü olduğunu hiçbirimizin tam bilmediği Rusya ve ABD ilişkilerinde Almanya'daki ekonomik ağırlığımız önemli ayar noktası olarak ön plana çıkıyor.
Zamanı anlamak ve doğruyu üretmek ve tasarlamak zorundayız.
Bu anlamda iş ve aş konusunda ciddi defisit durum sergileyen Türkiye, yaşlanan Alman toplumu için en cazip partner ülkerin ilk sırasına oturmalıdır.
Zaten bana göre Türk hizmet sektörü, Avrupa lideridir
Daha da büyüyerek, olgunlaşarak Almanya ve Avrupa'da çok farklı hizmet sektörlerinde boy gösterecek ve ilerleyecektir.
Bu özgüven duyguları ışığında sakin bir kafa ile samimi, vizyoner projeler ile Viyana'yı yeniden kuşatabiliriz. Kuşatmalıyız da.
Almanlar yenilmeyi en çok sporda, kültürel faaliyet ve etkinliklerinde severler. Önce üzülür, sonra hayranlıklarını o topluma eğilerek, daha yakın ilgi göstererek sergilerler.
A Milli Kadın Voleybol Takımızın Almanya'yı yenmesi, Türk'ün modern imajı için en etkili tanıtım oldu.
Almanya ekonomik gücünü küçük ve orta büyüklükteki yapıların güçlendirilmesinin kararlılığında yakaladı.
Küçük gövde, büyük dalga siyaseti verimliliği ve halkın zenginliğini, toplumun varlıklılığını beraberinde getirdi.
Almanya yerelden yönetilen, merkezden denetlenen bir siyasi yönetim sistemi ile yolunda ilerliyor.
Bazı Alman Belediyeleri devletler kadar güçlü ve varlıklı
Ülkemizde yeni seçilen belediyelerimiz durumun farkında: Avrupa ve özellikle Almanya olmadan yerelde fon bulmak, proje geliştirmek zor.
Çözüm: Doğru ve kurumsal yaklaşım, sürdürebilir projeler.
Almanya'ya tur operatörü zihniyetinden çok daha sosyo-kültürel bir bakış ve kurumsal müşterek proje paletleri ile yaklaşım sergilemek mecburiyetindeyiz.
Zira Almanya tarafında başta turizm ve yurtdışı emlak, dinamik yaşlı/emekli yaşam residanz satışları, zindelik kür paketleri zirve yaptı.
Türkiye bu piyasanın içinde değil, tam değil. Neden?
Almanlar yüzde 42'si 2020'de hiç gitmedikleri bir destinasyona gitmek eğilimindeler.
Almanlar için en kurumsal yeni yaklaşımı, Ayvalık Belediyesi sergileyecek
Müşterek yaşamın yarattığı sıcak ve dost ambiyansta gerçek değerlerin ve zenginliklerin toplumlararası aşırı turuzmin erozyonundan uzak bir yapılanma ile sosyo-kültürel yaşamı geliştirecek nitelikte projeler ile yerel kalkınma yolununun doğru istikameti için şu an Ayvalık Belediyesi'nde bir think-thank çalışmasının bende bizzat içindeyim
Ayvalık'ın başta "GourmetLine&AntiqueRoute" başlığı altında geliştirdiği kültürel buluşma, kaynaşma, tanışma ve paylaşma projesi gibi diğer hazırlanmakta olan benzeri çalışmaları bölgedeki yerel kalkınma prosesini hızlandıracak ve sağlamlaştıracaktır.
On binlerce Alman tatil için erken saatte yollara düşmüş
Artık araba ile fuar alanına iyice yaklaştım, her yer her zamanki gibi yine sıka basa dolu. On binlerce Alman, tatil için erken saatte yollara düşmüş. Fuar kapısında açılış saatini bekliyor.
CMT Fuarı'na 43 kere katıldım ve yine gördüm ki, dünyanın önemli otelcilerinin ve turizmcilerinin bir gözü hep Almanlar'ın üstünde.
Almanlar olmadan otelcilikte yıllık dolulukların ayarı, dengesi tam oturmuyor.
Almanlar'ın konakladığı otellerin emlak değeri bile bankalar nezninde daha yüksek değer buluyor. Zira Almanlar 12 ay tatile çıkıyorlar.
Şimdi gelelim bir önemli konuya daha
İklim değişikliğinin dünyaya yaşatmaya başladığı felaketler, Alman toplumumu sarstı.
Almanlar'ın tatilde bir nevi suç ortağı olmak istemiyorlar.
Sürdürebilir olmayan ürünlerden uzak durma eğilimi, Almanya'da ve dünyada önemli bir konu haline geldi.
Turizm sektörü bu konuda iyi bir konumda değil.
Hava yolcularının büyük bir kısmı (% 73) iklim etkisi nedeniyle vicdan acısı çektiklerini ve artık emisyon katkı payı ödeme konusunda daha istekli olduklarını söylüyorlar.
Korku, kriz ve vicdan azabı karışımı bir yumak duygu, büyük bir enejiye dönüştü
Alman sanayisinin ve endüstrisinin dinamikleri, uçak da dahil tüm taşılar için doğa dostu yakıt araştırmaları için seferberlik durumuna geçtiler. Yaklaşık 250 Milyar Avroluk devlet ve özel sektör araştırma bütçesi ile başta hidrojen araştırmaları üzerine kolları sıvadılar.
Alman sanayicileri, doğa dostu yeni yakıtın gelişimi için and içti. Sadece iyi insanlar oldukları için değil tabii ki, bilakis çok kârlı yeni ekonominin başlangıcının yarattığı heyecanı hissettikleri için.
Yeni yakıt eşittir yeni ekonomi...
Yeni yakıtın şifrelerini elinde tutan hem otomobil, hem de uçak sanayisini ele geçirecektir ve Almanlar kesinlikle bu konuda lider olmak istiyorlar.
Bakalım, göreceğiz, ben umutluyum.
Ha bu arada fuarlarda bir Alman ziyaretçiyi sevindirmek istiyorsanız, ona "Bugün güneş gibi parlıyorsun!" deyin, çok sevinecektir.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: