Müze gibi bir otel, 'Palmet Resort'...
Bu hafta yolumuz Kemer’de Palmet Otel’e düştü. Palmet Otel Kemer içerisinde çevre ile bütünleşmiş, Kemer’in en yeni beş yıldızlı otellerinden bir tanesi. Hasan Karul ve Nilgün Anaç ortaklığında 2008 yılında Kemer’e kazandırılan Palmet Otel’in in ismi ise Palmiye Yaprağı bezesinden geliyor.
Halil ÖNCÜ ( KEMER / ANTALYA )
Oldukça geniş bir alanda kurulu bulunan otel girişi ve mimari yapısı ile de hayli dikkat çekici. Otel adeta bir müzeyi andırıyor. Örneğin, buraya gelenler otelin bahçesindeki birebir mulaj Adrian Heykeli’ni, içeride dolaşırken duvarlardaki Zeugma mozaiklerini, resepsiyondaki Türkiye’yi özetleyen mozaik kabartmalarını görünce adeta bir müze havası yaşıyorlar.
Palmet Otelin ismi, ise Palmiye Yaprağı bezesinden geliyor demiştik. Logosundan başlayıp, duvarlarındaki desenlere kadar birçok yerde bu bezeyi görmek mümkün. Otel yapılmadan önce otelin “Palmet “ ruhunun ve isminin bulunması da yine Karul Kardeşlerin ortancası olan Arkeolog Necmi Karul’a dayanıyor. Arkeolog olan Doç. Dr. Necmi Karul Palmet ismini otele verip dizaynında bu konudan yola çıkarak yapılmasında büyük rol almış. Doç. Dr. Necmi Karul ,halen Atlas Dergisinin Arkeoloji Editörlüğünü yapıyor. Ayrıca Palmet şekilleri yine bölgede bulunan Antik Kent Phaselis’in de taşlarında en çok görülen şekiller arasında.
Sıcakkanlı tavırları içerisinde yediden yetmişe herkesin sevgisini kazanmış Palmet Otel sahiplerinden Hasan Karul otel girişinde bizi karşılıyor. Palmet Otel bölgeye turizm konusunda olduğu kadar diğer sosyal konularda da her zaman destek olmanın mutluluğunu yaşıyor. Hasan Karul’un bürosunda kısa bir çay yudumladıktan sonra abisi olan ve Otel Yönetim Kurulu Üyeliği yapan Köksal Karul ile bir araya geliyoruz.
Köksal Karul’un mütevazi ve bilgi dolu açıklamaları ile yavaş yavaş oteli dolaşmaya başlıyoruz. Köksal Karul, tesisi kazandırırken amaçlarının bir beton yığını değil, çevreyle bütünleşmiş bir tesis kazandırmak olduğunu söylüyor bizlere ve şöyle devam ediyor..
“ Ülkemize yeni bir turizm tesisi kazandırmak herhangi bir işletmeye sahibi olmanın çok ötesinde bir sorumluluk ifade ediyor. Kültürel kimliğimizin hiçbir yansımasını içermeyen, var olabilme koşulu olduğu halde, doğayı dışlayan beton yığınlarının çağın çok gerisinde kaldığını düşünüyoruz. Palmet Resort’ün inşasında modern bir altyapıyı kurarken, gerek Anadolu tarihini öne çıkaran, gerekse Akdeniz mimarisi ile örtüşen çözümler üretmeye özen gösterdik. Duvarlarımızı Anadolu insanının elinden 10 bin yıl önce çıkan eserlerin kabartmalarıyla, yine Anadolu’ya özğü antik çağın heykeltraşlık örnekleri ve Zeugma mozaikleri gibi bir çok öğe ile süsledik. Mimarimizin esasını ise Selçuklu üslubuna dayandırdık.”
Dedik ya otel adeta bir müzeyi andırıyor. Bizde bu eserleri tek tek Köksal Karul Beyle gezmeye başlıyoruz. Bahçede girişte bizi karşılayan 4 ayrı heykel hakkında bizlere bilgide veren Köksal Karul, 2002 yılında Muesee du Louvre’da sergilenen Nehir Tanrısı Okeanos Heykeli ile İmparator Hadrianus Heykelini bizlere gösteriyor. Bu Mulajlar birebir olarak Heykeltıraş Ahmet Demirtaş tarafından yapılarak otele yerleştirilmiş. Yine Kapı girişinde sağlı sollu birebir ölçülerde 2 adet Karyatid sizleri içeriye adeta içeriye davet eder gibi…
Köksal Karul, bize kültürel geçmiş ile doğaya sahip çıkılmasının gerektiğini ısrarla anlatıyor.. ” Misafirlerimizi ağırlarken, esasen bize bu olanağı tanıyan kültürel geçmişimiz ve doğamıza sahip çıkmanın özgüveni ile hareket etmenin en büyük avantajımız olduğunu düşünüyoruz. Nitekim tüm değerlerin topluma ait olduğunu ve turizm için üstün bir çekicilik oluşturduğunun farkındayız. Artık dünyada kaliteli bir çevreye duyarlı, yeni bir kültürü, coğrafyayı keşfetme arzusu taşıyan, kendini güvende hissetmek isteyen bir turist profili hakimdir. 21. Yüzyıl turizm sektörü de bu yönde politikalar üretmeye başlamıştır. Bizlerin hangi tarafta olacağımız konusunda duyarlı davranmamız gerekir: her türlü kütürel ve doğal zenginliğini yitiren, ahlaki değerlerinden uzaklaşmış bir turizm anlayışı mı yoksa tüm bu değerlerine sahip çıkan, uzun dönemli sürdürülebilir bir turizm anlayışımı? Eğer hedefler bu yönde biçimlenecek ise nitelikli bir büyüme, kaynakların dürüstçe kullanılması ve ahlaki değerlere sahip çıkan bir işletme anlayışının benimsenmesi gerekir. Palmet Resort’ün kuruluş ve işletme anlayışı bu değerler üzerinde yükselmektedir.”
İçeride Resepsiyonun hemen üst bölümünde kareler içerisinde Türkiye’nin kültürel simgelerinin anlatıldığı dev seramikler ile karşılaşıyoruz. Seramik Sanatçısı Taci Alparslan’ın eseri olan ve Aspendos’dan, Yivli Minare’ye Hattutaş’tan Eti’ye uzanan bir kesitin yer aldığı seramikler ise gelenleri adeta büyülüyor. Yine Gitar çalan Apollon Mulajı da sizleri lobide otururken adeta dinlendiriyor. İç havuzdaki heykeller ve duvarları süsleyen balıklar ve kuşlar seramikleri ise çok dikkat çekiyor.
Bahçeye çıktığınızda ise binanın her iki yanağında bulunan ve yine birebir olan Zeugma kabartmaları ise hayli dikkat çekiyor. Tatillerini Kemer olarak ve Palmet Otel olarak seçen turistler hem güneş, kum deniz üçgeninde keyif yaşarken ayrıca da kültürel bir gezi içinde de kendilerini buluyorlar.
Köksal Karul ile bahçede dolaşırken, Kemer’in doğal göllerinden birisi olan ve kadastro da göl olarak görülen otelin hemen yanındaki alana geçiyoruz. Burası dediğim gibi doğal küçük bir göl. Amara Otel ile Palmet otel arasında kalan ve sahile çıkan bölümde yer alan bu yerde doğal bir yaşam var. Bu küçük göl yapısı bozulmadan aynen doğal olarak bırakılmış. Bu küçük gölde yüzlerce perde ayaklı sivri burun kaplumbağa, ördek ve kuş yaşıyor. Köksal Karul, “Onların hayatına saygı göstermemiz gerekiyor, çünkü onlar bizden önce de buradaydı, burası onların eviydi, halen onların evi” derken bakın neler söylüyor..
“Doğal çevremize de titizlikle özen gösterdik. Atık su kanalına dönüşen eski göl havzasını rehabilite ederek, kaplumbağalarından ördeklerine kadar tüm habitatı ile koruma altına aldık. Mimaride gösterdiğimiz özeni mevcut ağaçları korumaktan, yenilerini de dikerken yöreye özgü türleri seçerek göstermeye çalıştık.Burada doğal bir yaşam var, bundan sonra da bu doğal yaşam sürecek. “
Bu gölde o kadar çok kaplumbağa var ki anlatılmaz. Ayrıca yine ördekler burada yumurtalarının üzerine yatmışlar ve yavrularını görecek günleri bekliyorlar. Köksal Karul, korudukları bu alanda göl içine sivrisinekle mücadele kapsamında balıklar attıklarını ve nilüferleri de yakında su üstünde göreceklerini söylüyor bizlere.
Evet Palmet Otel’in deniz, güneş, kum havasının dışında sizlere farklı bir yapısını sunmaya çalıştım bugün. Palmet Otel Kemer’in belki de görünmeyen ancak resimlenecek en önemli müzelerinden birisi. Eğer sizdinde yolunuz Kemer’e düşerse ya da Kemer’deyseniz özellikle Muesee du Louvre’da sergilenen ve birebir Mulajlardan oluşan heykelleri mutlaka görünüz. Bu arada otel o kadar sıcak ki, tıpkı sahipleri gibi…
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: