Kültürel festivallerde, seyircilerin ortasında, uzun çubuklarla bir kaval eşliğinde oynanan “Tahteeb” dansı, Mısır’ın tarihini bir aşk öyküsü gibi anlatıyor...

Dans, sanatın en eski belirtisi olarak biliniyor. Dans etmek günlük yaşamı aşmak; yaşamın, ölümün, toprağın verimliliğinin ve tüm canlı varlıkların gizlerini yavaş yavaş öğrenmek demektir. İnsanoğlu konuştuğu “dil” den önce gövdesini kullanarak içinde yaşadığı coğrafyayı ve insani ilişkileri danslarla anlattı...

Birçok uygarlıkta görüldüğü gibi, dans eski Mısırlılarda da inanç gereği ibadet amacıyla yapılırdı.  Günümüzde ülkelerini “Mısır; herşeyin başladığı yer” sloganıyla tanıtan Mısırlı turizmciler, firavun döneminden kalma sopalarla oynanan “Tahteeb” dansını turistik bir ürün haline getirdi.

Dansın adı; Arapça’da “odun” anlamına gelen “hatab” tan geliyor ve günümüzde en önemli ustası Luksor doğumlu Abdülgani Übeyid. Übeyid, bu dansı dokuz yaşındayken öğrendi. Dönemin ünlü ustalarından dersler aldı, Mısır’da düzenlenen tüm dini festivallere katılarak yeteneğini arttırıp birçok ödül kazandı. Hobi olarak başladı bu işte giderek ustalaştı, bu tarihi dansı öğreten okulların açılışına öncülük etti, 1990’dan beri de Mısır Kültür Bakanlığı tarafından düzenlenen Tahteeb festivallerinin jurisi...

Übeyid, bu dansın Sohag, Qena, Asvan ve Luksor bölgelerinde daha ünlü olduğunu savunuyor. Bunun da söz konusu bölgelerin Mısır’ın tarih ve medeniyetiyle olan bağlarından kaynaklandığı belirten Übeyid,  “Dansta kullanılan sopa ise firavun döneminin bir parçası ve Luksor daki tapınaklarda görülebilir” diyor.

Firavunlar savaş zamanında sopalarla düello yapıyorlarmış. Daha sonraları bu düello yerini insanların çeşitli manevralar yaparak birbirlerinden kaçtığı bir oyuna dönüşmüş. Luksor’un batısındaki Habo şehrinde Tahteeb yapan firavun graffitisi bulunduğuna dikkat çeken Übeyid, “Tahteeb bir yetenek, bir spor ve bir sanattır, kavga değildir. Dans becerinizle karşınızdakini yenmektedir. Tıpkı karate gibi taktikleri, kendi kuralları ve jürisi var. Düello sırasında bir ölüm gerçekleştiğinde, kaybedenin ailesi parayı kabul etmez, katil ile düello yapmak için aileden başka birini gönderirdi” diye ekliyor. (shf)