Mersin’de Bir Antik İhraç Merkezi: Viranşehir- Soli

Ankaralı öğrencilik bitince, 1978 yılında Kültür Bakanlığı, Yayımlar Dairesinde başlayan memuriyetimin yeni yeri, Mersin Müzesine tayin olmuş, yaşamımın Mersinli günleri başlamıştı.

Adil Çulhaoğlu Adil Çulhaoğlu 01/06/2022 10:33
Mersin’de Bir Antik İhraç Merkezi: Viranşehir- Soli

Halkevlerinin tarihi binasında 1980 yılının kasım ayında müzeye gittiğimde, sergi salonu olmayan ofis hizmeti veren bir Müdürlüğünde bulmuştum, kendimi.

Müze ve müzecilik konusunda bilgi topluyordum. Arkeolog Aysaç Ege, İsmet Geliç, Hakkı Alhan ve Yaşar Ünlü’nün arkeoloji sohbetlerini takip ediyordum.  Belediyenin alt yapı çalışmaları sırasında ortaya çıkan bir mezarda yapılan kurtarma kazısı gördüğüm ilk kazı yeriydi. Mezardan tek bir gözyaşı şişesi çıkmıştı. Arkeolog İsmet Geliç bu durumu ‘’çatıdan düşen bir işçiye ait, arkasından ağlayan bir kimse yokmuş’’ şeklinde yorumlamıştı.

Mersin’deki Yumuktepe ve Soli’de kazılar olduğunu öğrenecektim daha sonra. Şehir dışındaydı o zamanlar, her ikisi de. Viranşehir, Soli’deki kazılara 1981 yılında tanıklık edecektim.

Bir gün Ankara’dan gelen Arkeolog Ömer Yörükoğlu’na rehberlik edince kendimi Soli kazı alanında bulmuştum. Devasa sütunlar, Mermerli yol, çeşitli yapı kalıntıları arasında çalışanlar, bir kısmı kazma kürek, bir kısmı mala, bir kısmı fırçayla Mersin’in boğucu sıcağında ter döküyordu. Bir mala ile aralarına katıldığımı, toprak altından çıkacak antik dönem objesini ilk görenlerden olma heyecanını yaşadığımı unutmuyorum.

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Prof. Dr. Remzi Yağcı Başkanlığında sürdürülen kazılarda çıkan bir mezar hikayesini okuyunca, yıllar sonra Mersin Mezitli’deki Soli Ören yerine bir kış gününde gittim.

Mersin'in Mezitli’sinde, tarihi 3 bin 500 yıl öncesine dayanan Soli Pompeiopolis Antik Kenti ‘nde 21 yıldır kazılar yapılıyormuş.  Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Müzecilik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Remzi Yağcı Başkanlığında sürdürülen kazılarda, 245- 315 yıllarında yaşamış olan astroloji biliminin kurucusu, matematikçi, bilim adamı Aratos'un anıt mezarının ortaya çıkarılması için çalışmalarına başlanmış.

Yıllar önce Anadolu Medeniyetleri Müzesinde aynı ortamı paylaştığımız Prof. Dr. Remzi Yağcı’yı telefonla arıyorum.  "Soli Pompeipolis Mersin kültür mirasında çok önemli bir yere sahip, Mersin'in dip tarihini veren Soli Höyüğü, hem bir heykel galerisi gibi olması hem de limana bağlanan sütunlu caddesi ile önemli bir liman kentidir. Kazılar M.Ö. 2000 yılının ilk yarısına kadar olan dönemi kapsıyor. Soli, M.Ö. 7'nci yüzyılda Rodos Lindos kolonisi olmuş, ancak daha sonra, yeni bir kent kurulmuş’’ diyor.

Mersin’de, Soli Roma ve Helenistik dönemde aktif bir liman kenti, aynı zamanda büyük bir nüfusu barından yerleşim yeri olmasının yanı sıra kesintisiz günümüze kadar ulaşmış bir uygarlık merkezi, Doğu Akdeniz'in en büyük liman kenti imiş. General Pompei tarafından M.Ö. 65- 66 yıllarında Soli Pompeipolis adı ile anılır olmuş.

‘Burada çıkan eserlerin çoğunu heykeller oluşturuyor, imparator, filozof, tanrılar ve önemli devlet adamlarının heykelleri bunlar’ diye ilave ediyor. ‘Ama Aratos'un mezarının mimari açıdan gün yüzüne çıkartılması, daha sonra çevre düzeni ile restorasyonu yapılmasıyla, Soli’nin Mezitli’yi Mersin’de yerli ve yabancı turistlerin en önemli ziyaret merkezi yapacağını’ söylüyor, Kazı başkanı Remzi Yağcı.

Telefon konuşmasının bitiminde, Arkeolog arkadaşım Yaşar Ünlü ile buluşuyoruz Soli’nin Mermerli Yolunda. Mersin’in Mezitli’sindeki çok katlı binalarla çevrili yeşillikler arasında kalmış bir alan Soli Ören yeri. Limanının hala ayakta olduğu tek antik şehir burası ‘diyor Yaşar. Ören yeri çevresi iyi düzenlenmiş, bakımlı bir yer haline gelmiş.

‘Yumuktepe, Soli, Ayaş gibi, Mersin’de kazıların hızlandırılması için Kültür Bakanlığı, Mersin Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin destekleri yanında özel sektörün desteğine de ihtiyaç var’ diyor Yaşar. ‘Soli Kazı ekibi ve çalışanlarına öğle yemeği ile ilk desteği veren, ilk adımı atan ALDO Grup’a, Mersindeki diğer özel sektör kuruluşlarının da katılmalarını beklediklerini’ ilave ediyor, Yaşar Ünlü.

Sütunlu yoldan, limana, mendireğe geliyoruz. İşte dağlık Kilikya başkenti Tarsus’un Akdenize açılan, bölgenin ihraç limanı burası. Mendirekteki antik duvar kalıntıları üzerinde balık tutanları, fotoğraf çekenleri görüyoruz. Ben de, binlerce yıldır dalgalara direnen ayakta kalmış duvar kalıntılarını fotoğraflıyorum.

Mendirekten geriye dönüp baktığımda, antik şehrin yayıldığı alanda açığa çıkarılmış, sütunlar, bina kalıntıları, kazılan çukurlar ve dokunulmamış hissi veren yeşil alan ile çevresindeki yüksek yüksek binaları görüyorum.

Kazılmayı bekleyen yeşil bitki örtüsüyle kaplı alanın antik dönemle ilgili daha çok şeyi aydınlatacak gizemi barındırıyor hissini verdiğini düşündüm, gezimizin sonunda.


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.