Latin Amerika pazarında 2025 rezervasyonları iyi gidiyor

İstanbul Seyahat Acentaları Tanıtım ve Geliştirme Derneği’nin Kurucusu ve II. Başkanı Cüneyt Tansu Demir, Latin Amerika pazarının dinamiklerini ve 2025 yılı öngörülerini açıkladı.

Latin Amerika pazarındaki turizm hareketinin temel motivasyonu nedir?

Bildiğiniz gibi Latin Amerika’nın tamamı okyanusa kıyısı olan ve doğal güzellik açısında cazibe merkezi olan ülkeler. Latin Amerikalı turistler bize sejour için değil kültür için geliyor. Ana lokomotif olan kültür turizmini, inanç turizmi ve alışverişin de belli bir oranda desteklediğini söyleyebiliriz.

Burada teknik olarak pazarın oluşmasında en büyük rolün de bayrak taşıyıcımız THY’ye ait olduğunu belirtmeliyim. THY’nin Latin Amerika’ya yönelik uçuş frekanslarındaki artış doğrultusunda gelişen ve büyüyen pazarda, gerçek anlamda ilk hareketliliği 2017 yılında yaşadık. 100 binlere ulaşan Latin Amerikalı turist sayısı, pandemi dönemi hariç, normal yıllarda çift haneli büyüyerek bugünkü seviyelere geldi. Özetle Latin pazarının ana motivasyonunu kültür turları, destekleyen unsurları da THY ve Türk dizileri olarak sıralayabiliriz.

Latin Amerika pazarında potansiyeli yaratan kaynak ülkeler hangileri?

Nüfus yoğunluğu olarak Brezilya ve Meksika öne çıkıyor. Bunun yanında THY’nin Kolombiya, Arjantin, Uruguay ve Paraguay’a da direk uçmaya başlamasıyla oralar da hızla devreye girdi.

Gelen turistin profili hakkında bilgi verebilir misiniz?

Latin Amerika’dan turist, kıtalar arası bir uçuşla Türkiye’ye geliyor. Aramızda kitle turizminin taşıyıcısı olan low-cost ve charter gibi seçenekler yok. Pazarın büyüklüğüyle kıyaslandığında az, fakat gelir düzeyi yüksek turistler geliyor ülkemize.

Türkiye’de tercih ettikleri destinasyonlar ve tur rotaları hakkında bilgi verebilir misiniz?

Latin pazarından gelen grupların rotası, başta İstanbul olmak üzere, Kapadokya, Konya, Pamukkale, İzmir ekseninde şekilleniyor. Türk dizilerinin yarattığı PR efekt sayesinde İstanbul ve Kapadokya’ya yoğun bir ilgi var. Bunların yanında çoğunluğu Katolik olan Latinlerin, Aziz Paul Yolu’nun yanında Hatay ve Tarsus’a olan ilgisi de giderek artıyor.

Ağırlık paket tur yolcusunda mı?

Latin Amerika için uzak bir destinasyonuz… Bu nedenle insanlar online yerine ulaşabilecekleri seyahat acentaları üzerinden turlarını alıyorlar. 10-12 saatlik uçuşla geldikleri için de tek ülkeyle yetinmek istemiyorlar. Türkiye’ye genellikle Yunanistan’ın da dahil edildiği turlarla geliyorlar. Bu kombinasyona bazen Mısır, bazen de Dubai dahil ediliyor.

Bu yönüyle baktığımızda Latin pazarı seyahat acentalarının hala efektif çalışabildiği pazarlardan biridir diyebilirim.

Pazarda yer alan seyahat acentaları hakkında bilgi verebilir misiniz?

Ana hatlarıyla iki tür çalışma modeli var. Bir kısım acentalar, uçakta koltuk garantisine girerek back to back çalışıyorlar. Bizim de içinde olduğumuz diğer gruptaki acentalar ise butik olarak çalışıyor.

Latin Amerikalı aileler genelde 6 ila 12 kişiden oluşuyor ve birlikte seyahat etmeyi tercih ediyorlar. Bu özellikleri nedeniyle turların yanında çok sayıda butik grup potansiyeli ortaya çıkıyor. Ekonomik durumu iyi olan aileler de genellikle paket turlardan ziyade acenta üzerinden butik tur almayı tercih ediyor.

2024 yılında Latin Amerika pazarından ne kadar turist geldi?

Yaklaşık 200 ile 220 bin arası turist geldi.

2025 rezervasyonları nasıl?

2025 için şimdilik iyi görünüyor. Latin Amerika ülkelerindeki siyasi atmosfer de bizim gibi stresli ve aksiyonlu. Bu nedenle Avrupa pazarı gibi anlık olaylardan etkilenmiyorlar. Bu açıdan dünyanın birçok bölgesine göre daha relax. Bu açıdan bakıldığında bizim açımızdan daha az riskli bir pazar diyebiliriz.

Latinler hangi mevsimde geliyor?

Genellikle eylül, ekim, kasım, aralık ve ocak aylarında geliyorlar. Sezonları bizim tam tersimiz.

Pazarın büyüme potansiyeline ilişkin öngörüleriniz nedir?

Uçuş altyapısında köklü bir değişiklik olmadığı sürece Latin Amerika’dan gelen turist sayısı 300 – 350 bin seviyesine ulaşabilir.

Pazardaki riskler neler?

Türkiye’de artan restoran fiyatları Latin turistlerde de şaşkınlığa neden oluyor. Yiyecek ve içecek harcamalarında, euro bazında da ciddi artışlar yaşanıyor. Açıkçası bunu anlatmakta zorluk çekiyoruz. Otel ve seyahat acentalarının hizmetleri stabil fakat, yiyecek-içecek ve müze fiyatlarındaki zamansız ve kontrolsüz artış sektöre zarar verir boyuta ulaştı diyebilirim.

Diğer yandan vergi oranlarımız, Akdeniz çanağında rekabet ettiğimiz destinasyonlarla kıyaslanamayacak kadar yüksek. Bu da pazarı maliyet açısından zorluyor.

TGA’nın Latin Amerika pazarına yönelik tanıtımlarını nasılı buluyorsunuz?

Ben turizmde merkezi olan hiçbir çalışmanın verimli olabileceğine inanmıyorum. Bir bölgeyi en iyi o bölgenin ruhunu bilen, yaşayan ve bunu anlatabilen kişiler pazarlayabilir. Örneğin biz İstanbul’un ve Kapadokya’nın ruhunu anlatarak pazarlıyoruz. Çünkü içinde yaşıyoruz. Örneğin bana Karadeniz’i pazarla deseler başarılı olamam. turizmde merkeze birkaç memur koyup da bütün Türkiye’ye pazarlama yönündeki bir yaklaşımla başarı elde edilebileceğini düşünmüyorum.

Yani dijital alanlardaki reklamlar ve Instagram fenomenleri ile belirli etkiler yaratılabilir. Ama asıl başarının şehirlerin ruhunu yaşayan seyahat acentalarıyla yakalanabileceğine inanıyorum.

Sektör içindeki aktörlerin bilerek veya bilmeden pazara verdiği zararlar var mı?

Aslında ticaretin belki de ruhundan kaynaklanan bazı nedenlerden dolayı verilen zararlar var. Maalesef bazı meslektaşlarımız, ucuz fiyat çıkabilmek için, turların içini boşaltıyorlar. Sonra da ekstra tur, yemek, halı, deri kuyum satışı ile süreci yönetmeye çalışıyorlar. Satış odaklı bu tarzın uzun vadede başarısızlığa mahkûm olacağını düşünüyorum. Zaten bu mantaliteyle çalışan firmaların kurumsal olarak uzun saman pazarda kalamadıklarını görüyoruz. Fakat birileri yok olunca benzerleri çıkıyor. Galiba bu da işin fıtratında var.