Köfte-ekmek fiyatına pazarlamalar yapıldı...
Dedeman İstanbul Hotel Genel Müdürü Özkan Alkan'dan, çarpıcı tespit: "Tesis arazileri boş kalmasın mantığı ile köfte-ekmek fiyatına pazarlamalar yapıldı."
“Turizm Profesyonelleri ve Otelleri “ yazı dizisinde bu kez Recep Arısoy'un konuğu, Dedeman İstanbul Hotel Genel Müdürü Özkan Alkan'dı. Şehir otelciği ile sahil otelciliği arasındaki fark, “Yeşil Yıldız” projesi, otelcilikte markalaşma, tanıtım ve imaj sorunu, uluslararası turizm fuarlarına bakış gibi konuların ele alındığı röportaj, çarpıcı tespitler içeriyor.
* Turizm otelcilik sektörün de Hilton, Cevahir, İnterContinental vb. Markaların farklı alanlarında yönetici olarak görev yaptınız. Şuanda Dedeman gibi büyük ve Türkiye’nin önemli bir otel markasında üst düzey yönetici olarak görev yapıyorsunuz. Özkan Alkan, bu başarıya, hangi basamakları aşarak ulaştı?
Başarı olarak gördüğünüz için teşekkür ederim. Bu seviyeye gelmek için yapmamız gereken temel gerekleri yerine getirdim. Yaptığım işin tüm detaylarını öğrenmeye çalıştım, çalışırken tüm çabayı gösterdim, kendimi sürekli geliştirmeye çalıştım. 1982 yılından beri sektörün içindeyim, çok uzun yıllar oldu. Yalnızca tecrübenin yeterli olmadığını, yöneticilik için vizyon sahibi olmanın önemini kavradım.
* Şehir otel yöneticiliği yapmaktasınız. Bir şehir otelinin yöneticisi olarak, sahil otelciliğini nasıl görüyorsunuz? Sizce şehir otel yöneticiliği ile sahil otel yöneticiliği arasında yönetimsel veya işleyiş olarak bir fark var mı, ?
* Çok fark olduğu aşikar. Öncelikle yatırım aşamasında farklılık gösteriyor. Şehir otelciliğinde çok sıkı bir fizibilite çalışması yapılırken, güneydeki birçok tesis, arazi boş kalmasın mantığı ile inşa edildiği göze çarpıyor. Fiziksel olarak oldukça iyi konumda olmalarına rağmen, arz talep dengesi iyi hesaplanamadığından köfte-ekmek fiyatına pazarlamalar yapıldı. İşletmeci “Nosyonuna” sahip yatırımcılar, yönetimi profesyonel otel yöneticilerine bırakırken genelinde patron işletmeciliği hüküm surdu. Kendi villasını ve konağını isletmekle aynı olacağını düşünerek hem kendilerine hem de işletmelerine zarar verdiler.
Son yıllarda profesyonel ellere işlerini bırakanlar çoğalınca, olumlu sonuçlar alınmaya başlandı. Şehir otelciliğinin en önemli “Avantajı”, devamlılığın olması. Servis sunan personel kariyer yapma ya da emeklilik tarihine kadar çalışma sürecini planlayabiliyor. Şehir otelciliğinin misafir profili çok farklı, bir yıl içerisinde onlarca kez gelip kendi alışkanlıklarının bilindiği, iş ve toplantı organizasyonları için her imkanın bulunduğu ve hizmet anlamında da devamlılığın esas olmasını tercih eden profil ağırlıkta. Her iki kesimde de farklı bir hizmet anlayışının olması da gayet doğal.
* Son günlerde üzerinde benimde çok durduğum bir proje var “Yeşil Yıldız” . Bu proje hakkında ciddi bir iddiam var, bu proje ile oteller ciddi tasarruf yapabilirler. Dedeman İstanbul olarak bu proje ile ilgileniyor musunuz? “Yeşil Yıldız” almayı düşünüyor musunuz?
TUROB un daveti üzerine ilgili birimlerden üç müdür arkadaşımızı toplantıya gönderdik. Değerlendirme sürecindeyiz. Dedeman olarak, doğayı koruma adına yaptığımız çalışmalar yıllar öncesine dayanıyor. Bu çalışmaları başlatırken, sosyal sorumluluk bilinciyle hareket edilmişti, tasarruf etmek önceliğiyle değil.
* Dünyada, Turizm sektörüne yönelik ciddi fuarlar organize ediliyor. ITB, MITT, FITUR, WTM ve Türkiye de EMITT. Turizm sektörün de yurt içi veya yurt dışı fuarlarının önemi nedir? Türkiye de sektör işletmecilerinin fuarlara gerçek anlam da yeterli ilgi gösterdiğini düşünüyor musunuz? Dedeman İstanbul olarak fuarlara her sene katılıyor musunuz?
Elbette her yıl büyük uluslararası turizm fuarlarına katılıyoruz. Sektör temsilcilerinin gereken ilgiyi gösterdiklerini rahatlıkla söyleyebilirim. Ancak bu trendin önümüzdeki yıllarda değişeceğini düşünüyorum. Fuarların asıl maksadını sektör temsilcilerinin sadece kendi ürün ve hizmetlerini tanıtmaya çalıştıkları bir arena değil, bilgi alışverişinin yapıldığı bir buluşma organizasyonu olarak da ifade edebiliriz. Bu sebepledir ki, özellikle turizmle ilgili bilgilendirme konferansları ve forumların olduğu buluşmalar ilerde daha efektif olacak.
* Yurt dışından otel sektörüne marka isimler ithal ediliyor. Dedeman ise, bir Türk markası olarak bunun tam tersini yapıyor. Dünyanın birçok yerine yatırım projeleriniz olduğunu biliyoruz, ayrıca isim hakkı yani (franchise) veriyorsunuz. Franchise çalışmalarınız ve projelerinizden bahseder misiniz?
Dünya değişiyor elbette Otelcilik sektörü de bu gelişmelere ayak uydurmak zorunda. Otelcilik markalarının, Avrupa ya da Amerika kökenli olması otel isletmeciliğinde marka öncülüğünü onların başlatmış olmalarındandır. Bu uluslararası devler önce yatırımlardan el çekip sadece know-how satan birer isletme zincirlerine dönüştürler. Şimdilerde ise, isletmecilikten de çıkarak “franchise” modelini benimsemeye başladılar. İşletmeciliği en az kendileri kadar iyi yapan firmalar ortaya çıktı artık.
Ve Dedeman da bunlardan birisi. Dedeman ilk kez 2003 yılında yurtdışına açıldı ve su anda Türkiye dışında 6 otelin işletmeciliğini yapıyor. Özellikle komşu ülkelerden başlayarak hedeflenen büyüme stratejimiz meyvelerini vermeye başladı. Dedeman isletmesi ile işbirliğine gitmeye hazır bir suru yatırımcı var ve sadece doğru projelerle yola devam ilkemiz var. Dedeman Yönetimi'nin hedef koyduğu kalite standartlarından taviz verilmiyor.
* TC. Kültür ve Turizm Bakanlığının personel & memur alımların da yanlış yol izlediğini iddia edenler oldu. Hatta bu konu hakkında çok ciddi olarak tartışmalar yaşanmakta, turizm yazarlarınca, konu turizm basınının da uzun süre gündemini meşgul etti. Bakanlığın personel & memur alımlarında turizm mezunlarını değil de, diğer alanlardan mezunlar alması doğrumudur sizce?
Bu tartışmalar 20 yıl önce Üniversiteden mezun olduğum zamanda yapılırdı, eğer halen yapılıyorsa çok değişiklik olmamış demektir. Turizm İşletmecilik alanında bir fakülteden mezun olmuş kişi olarak hiç şüphesiz sınav alımında bu alanda sorular ve uygulamaların olmasını beklemiştik. Elbette kapılar diğer bölüm mezunlarına tamamen kapalı olmamalı ancak, Turizm mezunlarına da öncelik verecek düzenlemelere gidilmeli. Uzun yıllar bu alanda kendini yetiştirerek Otelcilik ve Turizmi sadece meslek değil bir yaşam biçimi olarak benimseyenlerle, sonradan olma turizmcilerin bir anlayış farklılığı olacaktır.
Turizm sektörünün ciddi anlamda imaj ve tanıtım sorunun olduğu herkesçe biliniyor. Reklam ajanslarına çok ciddi paraların ödendiği ama bu ajansların bekleneni veremediği söyleniyor. Birçok sektör yöneticisi Bakanlığın tanıtım ve imaj çalışmalarını özel şirketlere bırakması gerektiğini söylüyor. Sizin bu konudaki düşünceleriniz ve tavsiyeleriniz neler olur?
Öncelikle Turizm bizim için ne kadar önemli, bunu iyi anlamalı ve tüm kesimlere anlatabilmeliyiz. Topyekun seferber olunarak oluşturulacak planlamanın içine tüm birimler dahil edilmelidir. Liderliğini ve başlama vuruşunu elbette Bakanlık yapmalıdır çünkü ayrılacak bütçe Turizme verilen önemin de yasal dilde bu sektörü sahiplenme mesajıdır. Yüzlerce akademisyen, sektör temsilcisi, PR medya şirketlerinden oluşan bir kurul çok sıkı bir “Master” plan hazırlamalı ki; koşulsuz olarak uygulamaya konulacak ve uzun vade de Turizm hedeflerine ulaşılabilecektir.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: