İstanbul Seçimi ve Turizmcilerin Pozisyonu
Başkan İmamoğlu İstanbul’da çok insani bir başarı hikayesi yazabilir. İstanbul, beş yılın sonunda, bu günden daha keyifli, daha mutlu, daha sevecen olabilir. Milyonlarla birlikte turizmcilerin de beklentisi budur.
Ben bu genç adamda samimiyet, zarafet ve aydınlık gördüm.
Başkan İmamoğlu İstanbul’da çok insani bir başarı hikayesi yazabilir. İstanbul, beş yılın sonunda, bu günden daha keyifli, daha mutlu, daha sevecen olabilir. Milyonlarla birlikte turizmcilerin de beklentisi budur.
Mutlu ve keyifli bir kentte;
Çalışmak güzeldir.
Dinlenmek güzeldir.
Gezmek güzeldir.
Seyahat güzeldir.
Aşk güzeldir.
Yaşamak güzeldir.
Mutlu ve keyifli bir kent davetkardır
Bütün Dünyadan insanlar akın eder.
İşte bu nedenle eğri oturup doğru konuşalım.
Seçimler sonuçlandı.
Şimdi, bu sonuçları doğru analiz edip, yeni bir yolculuğa çıkma zamanı. Bu, en başta turizmcilerin öncelikli görevi..
Siyasi fanatikler, ayrışmadan beslenenler, ötekileştirme ustaları, ülke gerçeklerinden habersizler farklı telden çalıyor. Yangına körükle gidiyor.
Ekrem Başkanın kucaklayıcı, birleştirici, sakinleştirici konuşmasını bile dinlemiyorlar. Başkan, ortada bir zaferin olmadığını, yaşananların bir taze başlangıç olduğunu söylüyor.
Bunlar hala zafer naraları atıyor.
Turizmcilerin bunlara uymak gibi bir lüksleri yok.
İstanbul farklı bir hikaye yazmaya başladı
İstanbul bilgece bir duruş sergiledi. Herkese en doğru mesajı verdi.
Yerel ile Merkez arasındaki ilişkilerin yeniden tanımlanmasını istedi.
Özgürlüğe, dayanışmaya, kardeşliğe, çok kültürlülüğe mevzi kazandırdı.
Yerel iradenin karar alma alanlarının genişlemesini talep etti.
Zamanına, değerlerine, kaynaklarına, insanına sahip çıktı.
Dünyaya İstanbul’un kim olduğunu hatırlattı. Milyonlarca oy birleşti ve adeta bir demokrasi manifestosu yazdı. Milyarlarca insanın kalplerine dokundu.
Milyonlarca oy birleşti ve adeta bir demokrasi manifestosu yazdı
Ama şu bizim aydın geçinen cahillerimiz?
Az gelişmiş aydın kesim yine yanlış pozisyon aldı.
Verilen mesajı son derece yanlış algıladı. Tam da bu nedenle, sonuçlara, ancak bir futbol fanatiğinin ağzına yakışacak yorumlar yapıyor.
Onların yorumları ile fanatik tribünlerden yükselen bağırışlar arasında hiçbir fark yok.
Aslında, bu kadim kentin sabırlı halkı, Türkiye için çok önemli bir sürecin işaretini çaktı. Barış, dayanışma, kardeşlik, şeffaflık, hesap verebilirlik, yerinden yönetim, demokratik yerelcilik mesajı verdi. Bu sürecin, yerel insiyatiflerin daha ağırlıklı bir misyona sahip olmasına doğru yürüyeceğini söylemek mümkün.
Ama İstanbul turizmcilerinin fanatizme kapılmak gibi bir lüksü yoktur
Tribün tarzı değerlendirmeleri entel barlara bırakalım.
Biz İstanbul turizmi için önemli kararlar, değişimler arifesindeyiz.
İstanbul başarılı bir sınav verdi.
Seçimler çağdaş demokrasilere yakışır bir olgunluk ile geçti.
Katılım birçok Batı ülkesini kıskandıracak kadar yüksek gerçekleşti.
İstanbul halkı;
Bitkisel hayattaki uzlaşma kültürüne hayat öpücüğü verdi.
Ayarı bozulmuş hakkaniyet terazisini dengeye getirdi
“İstanbul gibi dev bir metropolde neler olup bitiyor, bunları daha yakından görmek ve bilmek istiyorum, beni devre dışı bırakmayın” dedi.
“ Bu kenti benimle birlikte yönetin. Kaynaklarımız nereye gidiyor, vergilerimiz doğru yerlere harcanıyor mu, bu konularda doğrudan bilgi sahibi olmak istiyorum” dedi.
“ Beton denizinde boğulmakta olan kent ruhunu canlandırın. Bu kadim kentin binlerce yıllık mirasını yok olmaktan kurtarın.” dedi.
“ Beni, ağır bürokrasinin hantal işleyişi ile yönetemezsiniz. Ben artık bu kentin başında SİYASETÇİ değil, YEREL ve SİVİL bir insan görmek istiyorum” dedi.
İstanbul, sanatı, edebiyatı, mahalle değerlerini, güler yüzü, çok kültürlülüğü, dayanışmayı, kardeşliği, ortak aklı, evrenselliği davet etti.
İstanbul, Dünya tek bir devlet olsaydı, tartışmasız layık görüleceği global başkent unvanına yaraşır, bütün kültürleri, bütün yaşam tarzlarını, bütün dilleri, inançları kucaklayan bir kent olmak istediği mesajını verdi.
Şimdi Turizm atağının tam zamanıdır
İstanbul’un verdiği bu anlamlı mesaj, bütün Dünya’da merak ve ilgi uyandırdı. Dünyada sosyal yaşamın çarklarını döndüren bütün güçler bu kadim kenti tekrar gündemlerinin en başına taşımaya başladılar.
İstanbul’un sosyal ve doğal enerjisini üreten dinamolar, küresel bilgi ve üretim trafiğine güçlü bir biçimde entegre olmaya hazır olduğunu gösterdi.
Bu kentin ufuklarından bütün Dünyaya verilen güler yüzlü mesaj birkaç ay içinde yoğun bir ziyaret ve deneyimleme trafiğini başlatacaktır.
Otelciler, tur operatörleri, acenteciler, uçak şirketleri, turizm medyası, rehberler, sanatçılar, gastronomi dünyası, hepinize düşen önemli görevler var.
Gelecek planlamalarınızı bu yeni sürece göre tekrar gözden geçirin
Gelecek planlamalarınızı bu yeni sürece göre tekrar gözden geçirin. Barış, dostluk, dayanışma ve kardeşlik üzerine bina edilecek olan yeni dönemi destekleyin.
İstanbul’un binlerce yıllık mirasının parlatılması ve Dünya vitrinlerine çıkarılmasına omuz verin. Böylece kendi işinize de katkıda bulunun.
Bu kentin tarihsel renkleri olan Rum, Ermeni, Yahudi hemşerilerinin mutfağını, kültürünü ve değerlerini kentin en görünür vitrinlerine taşımalarına yardımcı olun.
Turizm Dünyası, başta sosyal medya olmak üzere, bütün online platformlarda bu kentin avukatlığına, sosyal mühendisliğine, sevgililiğine, sözcülüğüne soyunmalıdır.
Turizmciler, küçük bir kıvılcım çakarak, giderek yayılacak dev bir tanıtım ve parlatma kampanyası başlatabilirler.
İstanbul gülümserse kazanır
İnsan asık suratlının yanından kaçar, gülümseyen ile bir arada olmayı tercih eder.
Sokaklarında dolaşırken kendisine tedirginlik verenleri değil, kendisine kucak açan, gülümseyen kentlerde gezmeyi, konaklamayı ister.
Çığ gibi büyüyecek kampanyalar için illa ki merkezi bir direktif gerekmez. Hatta merkezi talimat ile başlatılan kampanyaların hiç şansı yoktur. Bu nedenle, sokaktaki insanların başlatacağı bir gülümseme kampanyasının tam zamanıdır.
İsmi de belli
Kalpten Gülen Şehir- İstanbul
Bu kampanya için uzun uzadıya planlara, detaylara da gerek yok.
Her İstanbullu sosyal medya hesaplarında bu kadim kentin gülen yüzünü paylaşabilir.
Bunu büyütelim.
İstanbul’un bu saatten sonra rövanşizme değil, dayanışmaya, gülümsemeye ihtiyacı var.
Dünyanın da, gülümseyen, canlı, 24 saat yaşayan bir İstanbul’a..
Şimdi İstanbul oturup sağlam bir SWOT analizi yapmalı
Heybesinde neler olduğunu görmeli. Bu yapı, bu olanaklar, bu insan gücü, bu enerji ile nereye kadar gidebileceğini hesaplamalı.
Artık tüketim kitlesinin ana gövdesini oluşturan Y ve Z kuşakları için neleri olduğunu görmeli. Onların yaşam ve tatil anlayışlarını çözümlemeli. Bu çözümlemelere göre yeni ürünler, yeni servisler yaratmalı.
Gelecek 20 yılın turizm rotasını çizmeli
Yelkenleri hoşgörü, dayanışma, dik duruş, bilim ve akıl rüzgarı ile şişirmeli
Konfor alanını terk edip derin sulara açılmalıdır.
Ekrem Başkan turizmi önemseyin
Turizm sektörünü desteklemeyi gündeminizin ilk sırasına alın.
Sektörün nabzını tutun. Beklentilerini dinleyin. Sorunlarını öğrenin.
Turizmi gerçek anlamda anlayabilmek için tabana inin. Sektörün gerçek emektarları ile iletişim kurun. Otel, acente, servis, havayolu, gemi çalışanlarını dinleyin.
İstanbul turizmi için en değerli teorik katkıyı, bu işin ilmini yapan insanlar sağlar. Turizm eğitimi veren okulların öğretmenleri ile toplantılar yapın.
İstanbul Turizmi sadece bu kenti değil, çevresini de besleyebilir
Toplu taşıma, dolmuş, taksi gibi temas noktalarındaki insanlarımızı, bu hassas sektör ile ilgili olarak bilinçlendirecek kampanyalar başlatın. Yerli ve yabancı konuklara karşı saygılı ve sevecen olmanın önemini anlatın.
İstanbul Turizmi sadece bu kenti değil, çevresini de besleyebilir. Bu anlamda çevre iller ile İstanbul arasında bir sinerji oluşması için işbirliği yapın.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: