Hatay, turizmle ayağa kalkacak

Hatay, yaralarını sararak ayağa kalkmak; geçmişi unutmadan geleceğe odaklanmak ve eski müreffeh, canlı günlerine geri dönmek istiyor. Bunu başarmanın en etkili ve kısa vadede hızlı sonuç verecek yöntemlerinden biri, şehir içinde hizmet sektörünü ve turizmi canlandırmaktan geçiyor.

06/02/2025 22:48
Hatay, turizmle ayağa kalkacak
Doç.Dr. Halil Burak Sakal

Türkiye’nin yakın tarihinde yaşadığı en yıkıcı ve en şiddetli depremlerden birinin ikinci yıldönümünde, depremin en ağır hasarı verdiği ve en yoğun yıkımın yaşandığı Hatay’da saha çalışmaları ve gözlemlerde bulunmak üzere uzman bir ekiple şehirdeydik. Asi Nehri’nin kıvrılarak aktığı çöküntü ovasına kurulmuş şehir merkezi Antakya, insanlık tarihi boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış ve medeniyetler için bir geçiş noktası işlevi görmüş benzersiz bir konuma sahip. Bu benzersiz konum, Antakya’nın ikliminden endemik türlerine, beşeri yapısından kültürüne, inançlarından gastronomisine kadar—kısacası Hatay’ı Hatay yapan hemen her unsuru belirlemiş durumda. Ne yazık ki o belirleyicilerden biri de deprem.

Bu coğrafya, tarihin farklı dönemlerinde büyük depremlerle sarsılmış; kimi zaman ev sahipliği yaptığı medeniyetlerin çöküşüne, kimi zamansa küllerinden yeniden doğmasına imkân tanıyan büyülü bir toprak. Depremlerin bölgenin kadim halklarında bıraktığı izler nesilden nesile aktarılarak türlü efsanelere konu olmuş. Bazı bölgelerde toprağın insanı adeta yuttuğu anlatılırken, bazı bölgelerde yalnızca yer şekilleri değil yer isimleri de depremlerle şekillenmiş—Kırıkhan örneğinde olduğu gibi. Dolayısıyla deprem, yöre halkı için beklenmeyen ve alışılmadık bir doğa olayı sayılmaz. Nitekim 6 Şubat’taki büyük deprem de halkın beklediği, ancak uykularında yakalandıkları bir felaket oldu.
 
Kadim şehir Antakya, depremin ardından tamamıyla yıkılmış vaziyette

Asi Nehri’nin sunduğu bereket sayesinde suyun her iki yakasına kurulan kadim şehir Antakya, depremin ardından tamamıyla yıkılmış vaziyette. Meşhur çarşısı, kent merkezi, restoranlar, dükkânlar, işyerleri, atölyeler, oteller, evler, okullar, hastaneler—kısacası her şey büyük hasar görüp saniyeler içinde yıkıldı. Özellikle üniversitenin bulunduğu Serinyol bölgesinden itibaren şehir merkezine doğru hasarsız ya da sağlam olarak ayakta kalabilmiş bina neredeyse yok.
 
Tüm kent, devasa bir şantiye hâlini almış durumda. Sürekli havada asılı duran sarı bir toz bulutu, güneş ışınlarının ağaçlara, yapraklara, insanlara ve hayvanlara ulaşmasını güçleştiriyor. Ufka bakıldığında, farklı yoğunluklarda sarı toz kümeleriyle şehrin dört bir yanına serpiştirilmiş irili ufaklı vinç kuleleri görülüyor. Bu devasa şantiyenin içinde yük kamyonları, beton mikserleri ve iş makineleri, olmayan veya tamamen bozulan yollarda, gündelik hayatın içinde durmaksızın bir yerden başka bir yere yetişmeye çalışıyor ve toz bulutunu büyütüyor.
 
Kent ve kent halkı, olağanüstü bir hızla toparlanmaya ve ticaret, sanat ve üretimi yeniden canlandırmaya çalışıyor

Yıkılan ve hasar gören binalar, yerlerine daha sağlam şekilde yeniden inşa ediliyor. Zemin yeterince sağlam olmadığından, ileri inşaat teknolojileriyle temel güçlendirmeleri yapılıyor ve çelik gibi dayanıklı malzemeler kullanılıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı birçok bina inşa edip bunları yaklaşık bir yıl içinde hak sahiplerine teslim etmeyi planlıyor. Ayrıca, şehirde hasar gören üç yüzü aşkın tescilli kültür varlığı da Kültür ve Turizm Bakanlığının yoğun çabaları sayesinde titizlikle restore ediliyor veya yeniden yapılıyor. Tarihi çarşılar, hamamlar, kiliseler, camiler ve taş konaklar; bakanlığın kurduğu şantiyelerde adım adım ayağa kaldırılıyor.

Öte yandan kent ve kent halkı, olağanüstü bir hızla toparlanmaya ve ticaret, sanat ve üretimi yeniden canlandırmaya çalışıyor. Hataylılar da dahil pek çok kişi, büyük yıkımın yaşandığı şehir merkezine gitmeyi, bu yıkımla yüzleşmeyi tercih etmese de binlerce kişi yıkık da olsa merkezdeki dükkânlarını terk etmeyip işlerini sürdürmeye devam ediyor. Özellikle kadınlar ve kadın kooperatifleri, büyük bir çaba ve dayanışma ruhuyla üretimlerini ara vermeden sürdürüyor. Kadın üreticiler, sanayiciler, sanatçılar ve girişimciler; şehrin ayağa kalkışında son derece önemli roller üstleniyorlar. Şu anda 50’den fazla kooperatif kurmuş yüzlerce kadın girişimci, küçük işletmelerini konteynerlere taşımış durumda. Valilik, İl Ticaret Müdürlüğü ve Belediyeler ellerinden gelen desteği vermeye çalışıyor.
 
Hatay eski günlerine dönmek istiyor

Belediyenin inşa ettiği Hatay Gastronomi Çarşısı, kentin köklü turizm işletmelerini—özellikle restoranları—yeniden hayata kazandırıyor. Tarihi çarşı tam anlamıyla onarıldığında bu restoranlar yine eski yerlerinde hizmet verecek; ancak bu yeni gastronomi çarşısı da şimdiden kalıcı olarak mutlaka uğranması gereken şehrin yeni bir cazibe noktası hâline gelmiş durumda. Valiliğin destekleriyle kurulan Hatay Defne Kültür ve Sanat Sokağı ise Hataylı sanatçıları prefabrik yapılarda barındırıyor ve önemli bir cazibe merkezi olarak ziyaretçilerini ağırlıyor.

Gelinen noktada Hatay, yaralarını sararak ayağa kalkmak; geçmişi unutmadan geleceğe odaklanmak ve eski müreffeh, canlı günlerine geri dönmek istiyor. Bunu başarmanın en etkili ve kısa vadede hızlı sonuç verecek yöntemlerinden biri, şehir içinde hizmet sektörünü ve turizmi canlandırmaktan geçiyor. Bu nedenle, öncelikle Hataylıları daha sonra ise yerli ve yanancı turistleri şehre yeniden çekebilecek yeni yaşam alanları ve cazibe merkezleri oluşturulması; yıkılan ve hasar gören yapıların daha modern ancak aslına sadık kalarak ve mümkünse, tercihen aynı lokasyonda yeniden inşa edilmesi büyük önem taşıyor.
 
Hatay Büyükşehir Belediyesi, fuar alanında hizmet veriyor

Hatay Büyükşehir Belediyesi, depremde kendi binaları hasar gördükten sonra şehrin dışındaki yamaçlarda yer alan fuar alanına taşınmış ve tüm faaliyetlerini oradan yürütüyor. Şehir yeniden imar ve iskân edilene kadar yeni bir hizmet binası inşa edip taşınmayı ise prensip olarak doğru bulmamışlar. Belediye, bu fuar alanında zor şartlarda yürüttüğü pek çok faaliyet arasında orta vadeli turizm master planını hazırlamak ve turizme yönelik öncelikli alanları, politikaları ve projeleri belirlemek amacıyla da çalışmalar yürütüyor.
 
Şehrin yeniden ihyası amacıyla Hatay turizminin stratejik planlaması konusunda uzman ve deneyimli bir ekiple iş birliği yapmaya karar veren belediye, pek çok kentin turizm planlamasında da destek sunmuş olan Kapadokya Üniversitesi Sosyal ve Stratejik Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi ile birlikte çalışma kararı aldı.
 
Şubat ayının sonunda, tüm önemli turizm ve hizmet sektörü paydaşlarının katılacağı büyük bir arama konferansı düzenlenecek

Merkezin deneyimli uzmanları, şehrin tüm önemli turizm cazibe noktalarını ve alt destinasyonlarını saha incelemeleri ve gözlemler doğrultusunda değerlendirerek notlar aldı ve raporlar hazırladı. Şubat ayının sonunda, tüm önemli turizm ve hizmet sektörü paydaşlarının katılacağı büyük bir arama konferansı The Museum Hotel Antakya’da gerçekleştirilecek ve bu konferansla kentin 2030 yılına kadar uzanan turizm vizyonu şekillenecek.
 
Deprem öncesinde de şehrin önemli sembollerinden biri hâline gelen ve bölgede ayakta kalabilmiş nadir yapılardan olan The Museum Hotel’in bu konferansa ev sahipliği yapması da sembolik olarak büyük önem taşıyor. Çünkü sağlam yapılar, doğru planlama ve doğru yatırımın her koşulda ne kadar kritik olduğunu bu konferans bir kez daha gösteriyor.

Artık Hatay, deprem yardımı veya maddi destek beklentisinin ötesinde; insanların şehre dönmesini, kaldıkları yerden daha güçlü şekilde devam etmeyi ve kenti turizmin lokomotif gücüyle ayağa kaldırmayı bekliyor. Bu doğrultuda yoğun bir planlama süreci içine girilmiş durumda. Kapadokya Üniversitesinin de turizm alanındaki tüm deneyimini Hatay’ın yeniden canlanması ve kalkınmasına hizmet edecek şekilde kullanmasını ve bu çalışmaların başarısına katkı sağlayabilmesini temenni ediyoruz.

Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.