Hamit Kuk: Sayın Bakan TÜRSAB'tan ne istiyor?

Sayın Bakan, seyahat acentelerinin turizmdeki rolünü değersiz ve önemsiz görüyor. Bunun nedeni, turizmi sahip olduğu otellerin işlevi üzerinden değerlendirmesidir.

23/10/2024 22:01
Hamit Kuk: Sayın Bakan TÜRSAB'tan ne istiyor?

Hamit Kuk-Passo Tour

Neler olduğunu anlamak için çok zeki olmaya gerek yok…

Sayın Bakan, seyahat acentelerinin turizmdeki rolünü değersiz ve önemsiz görüyor. Bunun nedeni, turizmi sahip olduğu otellerin işlevi üzerinden değerlendirmesidir.

Hayatı boyunca yurt dışından tek bir turist bile getirmemiş birinin turizme bu yanılgıyla bakması bir noktaya kadar anlaşılabilir; ancak bu yanılgıyı bakan sıfatıyla devlete dayatmaya çalışması anlaşılabilir değildir.

Biraz turizm tarihi okusa ya da bir tur operatörü yanında staj yapsa, bu yanılgıdan kurtulacak. Bu yanılgıda ısrar etmenin sonucu, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) aracılığıyla sektör ve ülke kaynaklarının verimsiz şekilde heba etmesine neden oluyor.

Asya Tur, İrem Tur, Duru Turizm gibi Türk turizm tarihinde önemli şirketleri batınca sahip olduğu sermaye gücüyle kendi şirketi iç pazara hâkim oldu. Haliyle diğer seyahat acentelerinin varlığını gereksiz bulmaya başladı. Bu yüzden tur operatörü kavramının kapsamını sadece birkaç acenta ile sınırlamayı yeterli görüyor.

Ona göre seyahat acenteleri sessiz, güçsüz ve örgütsüz olmalı…

Bu amacına ulaşmak için önce TÜRSAB’ı ortadan kaldırması, eğer bu mümkün değilse etkisizleştirmesi gerekiyor.

Bunun yolunu, TÜRSAB’ın kamu kurumu niteliğini ortadan kaldırıp dernekleştirmek ve bin bir türlü bahanelerle bölüp parçalamakta bulmuş olmalı ki bu saçma fikrinde ısrar ediyor.

Seyahat acentacılığı kavramının bütüncül yapısını bozulmasını sağlamak ve aynı alanda küçük ve etkisiz yapılar haline düştürmek istiyor. Böylece kimin hangi yapı ile muhatap olduğunun bilinmez hale getirilerek bir karmaşa yaratmayı hedefliyor.

Bu durum, tıpkı kendisinin de sonradan içinden çıkamadığı "basit konaklama belgesi" ve "konutların turizm amaçlı kullanılması" mevzuatlarında yarattığı karmaşaya benziyor.

Emek, bilgi ve cesaret unsurlu mesleki işletmelerin, koca koca sermaye yapılarıyla aynı masaya oturması, söz sahibi olması ve biz "buradayız" demelerine bile tahammül edemiyor.

Sayın Bakan, TÜRSAB’a dolayısıyla seyahat acentalarına karşı tahammülsüzlüğü en son TGA’nın kurulma aşamasında gösterdi. Kendine uygun bir oyuncak olarak icat ettiği TGA’yı turizm alanındaki tek yetkili kurum haline getirmek istiyor.

Ne de olsa "tek yetkililiği" çok seviyor

Son iki kongrede Firuz Bağlıkaya'ya karşı tüm adayları birleştirip açıkça desteklemesine rağmen hezimete uğrayan Sayın Bakan, TÜRSAB’la ilgili kurduğu emellerinin önündeki tek engelin seçimle deviremediği TÜRSAB Başkanı olduğunu da biliyor.

Ne yaparsa yapsın TÜRSAB Başkanının asla geri adım atmayacağını da biliyor. Kendisinin niyetini eskiden beri bilen Firuz Bağlıkaya’yı etkisiz hale getirmek için akla hayale gelmeyecek gerçek dışı hikayeler kurgulayarak Ak Partinin karar vericileri nezdinde itibarsızlaştırmaya çalışıyor.

TÜRSAB’ı denetleme yetkisine sahip bir bakan olarak üstelik altı yıldan fazladır yönettiği bakanlığı döneminde atadığı müfettişler üzerinden kurumu aralıksız denetletip işe yarar hiçbir kusur bulamadığı halde "TÜRSAB yanlış bir kanunla kurulmuş, suistimale açık" dedikodusu yayarken aslında kendisi için şahsi bir mesele ve inat haline getirdiği bu konuyu sanki bir devlet meselesiymiş gibi pazarlamaya çalışıyor.

Bugün TÜRSAB’ın başında Firuz Bağlıkaya olmasa belki de bu kurumu çoktan bölüp parçalayıp etkisizleştirmiş olacaktı. Diğer turizm paydaşlarının ibretle baktığı ve 1618 sayılı yasayla kurulmuş TÜRSAB gibi bir yapıyı turizm sahnesinden silerek kurduğu hayaller gerçek olacaktı.

Gösterdiği havuç ve mavi boncukla yanına çektiği bir grup insanla TÜRSAB’ı ele geçirip seyahat acentelerinin sesini kısacak. Böylece bakanlık makamını kullanarak şahsi işleri için sağladığı avantajların yanında bir de bu işi halletmiş olacak.

Sektörün içinden destek lazım

Sayın Bakan, hedefine ulaşmak için büyük bir devlet sağduyusuna sahibi kamuyu ikna etmesi gerekiyor. Bunun için de sektörün içinden gelen ve onun söylemlerini teyit eden seslere ihtiyacı var.

Bunun için en iyi seçenek kaybedenleri bir araya toplamaktı.

Seçimlerde listeye girememiş kişiler ya da hayal ettiği menfaatleri TÜRSAB'dan sağlayamamış küskünlerden daha iyi seçenek var mı?

Kaybetmenin hırsıyla yanıp tutuşan bu kişileri TÜRSAB’a karşı kışkırtmak, aleyhte konuşmalarını sağlamak için birtakım vaatlerle bulunmak yeterli oluyor.

İlk iş olarak hemen makama davet edilip fotoğraflar servis ediliyor. Hatta el büyütüp TÜRSAB’ın bölünmesine destek vermeleri için bazılarına başkanlık vaatleri bile veriliyor.

Tek bir kriter var, yeter ki o kişi TÜRSAB’a ve dolayısıyla Firuz Bağlıkaya’ya karşı olsun.

Bunca çabaya rağmen TÜRSAB’ın bölüp parçalamak isteyen Sayın Bakan’a destek verenlerin sayısı 10-15 kişiyi geçmediği gibi, aralarında sektörde itibarlı, seyahat acenteleri tarafından takdir edilen, sözü dinlenen referans birileri de yok.

Sayısı 15 bine ulaşan seyahat acentası içinde TÜRSAB’ın bölünmesine, parçalanmasına destek verenlerin toplamı aşağı yukarı bu kadar işte!

Peki bu arkadaşlar Sayın Bakan’a neden destek veriyor, neden Sayın Bakan’ın izinden gidip adeta bir koordinasyon içinde Firuz Bağlıkaya üzerinden TÜRSAB’a saldırıyor?

Çünkü talimat böyle!

TÜRSAB’ı seçim yolu ile ele geçiremedik, o zaman onu zayıflatıp yok edelim. Yani ‘ya benimsin ya da toprağın’ zihniyeti gibi.

Firuz Bağlıkaya’ya yapılan saldırıların ve atılan iftiraların başka hiçbir izahatı yok. Sayın başkanın hiç kimse ile ne bir ticareti ne bir menfaat ilişkisi var. Kimseyle de kişisel bir problemi yok. Hiç kimse çıkıp bana şunu yaptı ya da bunu yaptı diyemez

Diyen varsa da ya iftira atıyordur ya da talimat ile yalan söylüyordur.

Diğer taraftan günümüzdeki konjonktür gereği, bu saldırıları kendi mecralarından çıkartıp, alakasız bir yere yani siyaset alanına çekmek suretiyle daha fazla taraftar bulacaklarını sanıyorlar. Böylece daha kolay bir galibiyet alacaklarına inanıyorlar; bu yüzden de var güçleriyle çalışıyorlar.

Geçmiş dönemden kalan yüz milyonlarca borcun ödendiğini, TÜRSAB genel merkez binasının bankalardan tekrar geri satın alındığını bildikleri halde bunu görmezden geliyorlar. Üstelik yapılan harcamalar ve bilançolar şeffaf bir şekilde kurumun web sitesinde sürekli yayınlanıyor.

TÜRSAB ile ilgili sanki hep bir şaibe varmış gibi hava yaratmaya uğraşıyorlar

Yapılan denetimler sonucu yazılan müfettiş raporlarında işe yarar hiçbir kusur bulunmamasına rağmen TÜRSAB ile ilgili sanki hep bir şaibe varmış gibi hava yaratmaya uğraşıyorlar.

Bu kişiler öyle bir paranoya içindeler ki sanki TÜRSAB için her söylenenin muhatabı kendileriymiş gibi sürekli laf yetiştirme çabasıyla bin bir çeşit şaibe üretme yarışı içindeler.

Mesela iki yıl önceki 24. TÜRSAB kongresine davet edilenlerle ilgili kasıtlı olarak eksik ve yanlış bir şekilde gündeme getirip “Firuz Bağlıkaya siyaset yapıyor” fitnesini yaymaya çalışıyorlar.

O kongreye Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte Kültür ve Turizm Bakanımız, İstanbul Valisi, turizm bölgelerinin milletvekilleri ve Belediye başkanları davet edilmişti. Sanki sadece belli bir kesim özellikle davet edilmiş gibi işi köpürterek yazıp çiziyorlar!

Olsa olsa bunun tek bir nedeni olabilir

Sayın Bakan davetli olduğu kongreye katılmadığı gibi, 3 bin beş yüzden fazla seyahat acentasının hazır bulunduğu TÜRSAB kongresine katılmasından büyük şeref duyacağımız Sayın Cumhurbaşkanımızı sadece 150 kişinin toplanabildiği TUROFED kongresine götürmek suretiyle yaptığı fahiş hatayı kapatmak için olağanüstü gayret sarf ediyorlar.

Ne yazık ki bunların bazıları geçmiş TÜRSAB yönetimlerinin içinde olan ve alınan her kararın içinde oldukları halde, Sayın bakana dışarıdan destek veriyor, kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar.

Bir de kapalı kapılar arkasında oluşturdukları fitne odaklarıyla önüne çıkan herkese iftira atanlar yani aslında cürüm kadar yeri olanlar Var.

Diyetini ödeyip yerini korumak veya menfaatlerini artırmak için göze girme çabası içinde olan bu kişiler aslında içinde bulundukları camia tarafından çok iyi biliniyorlar.

Bir koltuk veya geçici bir ikbal için yalana, saptırmaya, fitneye tevessül etmek hazin bir zavallılıktan öte bir çeşit çürümüşlüktür. Truva atı olmayı bir kariyer yolu olarak görmek acınası bir durumdur.

Bir zamanlar temsil ettikleri kurumun arkasından dolanıp kuyusunu kazanlar, bunu sektörüne sanki iyilik yapıyormuş gibi pazarlayanlar, itiraz edenleri 3-5 vize ile susturanlar, yazılarını karambolden edindikleri makamlara olan bağlılık ve bağımlılıklarından dolayı yazanlar!

Maksat TÜRSAB’sa hainlikten iftiraya kalleşlikten bölücülüğe ne ararsan var!

Burada söz konusu olan durum; basit bir koltuk zaafı, hırsı değildir. Bunlar elbette bu zatlar için başlı başına birer defodur.

Operasyon aparatı olmaktan daha hazin ve utanç verici olan durum içinde bulunduğu camianın üyelerinin ekmeğiyle oynayıp kendilerine haksız kazanç sağlayacak işleri organize etmeleridir.

İtibarlarını ve taraftar sayılarını yükseltmeye çalışan bu arkadaşlar, koltuk kapmadan önce arkadaşlarına ‘Allah için kurban’ derken koltuğu kaptıktan sonra ‘küp için kavurma’ diyorlar.

İçinden çıktığı kurumu ve meslektaşlarını hainliğe varacak düzeyde aldatmak utanç vericidir. Atalarımız böyle durumlar için ‘aslını inkâr eden haramzadedir’ demiştir.

Ne de olsa her ağacın kurdu özünden olur deyişi hakikati ortaya koyuyor. 15 bin çınar ağacının içinde birkaç tane kurt ürüyor maalesef!

Neden bu yollara tevessül ediyorlar? Çünkü fıtratlarında var, fıtratları böyle

Elini vicdanına koyan her üye biliyor ki; Firuz Bağlıkaya, başkanlığı döneminde ta başında söz verdiği gibi, başta hac umre olmak üzere tüm acentalarımız için önceki dönemlerde elde edilen tüm haksız kazançları ortadan kaldırmış, TÜRSAB kaynaklarını bu acentalarımızın hizmetine ücretsiz sunmuştur. Bunun aksini iddia edebilecek bir tek kişi var mıdır?

Son olarak, Firuz Bağlıkaya’ya dolayısıyla TÜRSAB’a karşı kurulan kumpaslar, yapılan operasyonlarda, gözden kaçmayan başka bir husus da alnı secdeye varanlarla mesaisini içki masasında tamamlayanların bir arada ve organize bir şekilde hareket ediyor olmalarıdır.

Bu da gözden kaçmıyor!


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.