GDO’LU VE HORMONLU ÜRÜNLER GENETİĞİMİZİ Mİ BOZUYOR?

K.Ünsal Barış K.Ünsal Barış 31/12/2019 23:40
Güzel ülkemizin 1830-1930 yılları arası yaşayan; kahraman, sadık, vefakâr, çilekeş ve vatansever Mehmetçikleri ve Fatma bacılarının, canla başla savaşıp, vatanımızı düşman işgalinden kurtarmayı başardıkları kutsal vatan topraklarımız, sanki şimdi bir takım vurdum duymaz, şımarık, laubali, her fırsatta zarar vermekten kaçınmayan, bireysel menfaatlerini her zaman için üstün kılan, devlet ve halk mülklerine kasteden, İslami ve milli kültürümüzle bağdaşmayan insancıkların işgali altında kalmış gibi…

Bundan bir asır kadar önce, yurt içi ve dışından ortaya çıkan düşmanlarımıza karşı hangi ruh ile savaştıysak, şimdi de yurdumuzu hedef almış iç ve dış düşmanlarımıza karşı aynı ruh ile savaşma zamanı geldi de geçiyor bile…

Sade bir vatandaş olarak beni çok düşündüren ve gelecek nesillerimiz için endişelendiren bu garabet durumun, bu vatan hainliğinin;

-    Bazen alenen ve bazen de üstü kapalı olarak yapılıyor olması,

-    Bazen kendisini entelektüel olarak takdim eden insancıklar tarafından ve bazen de eğitim ve kültür seviyesi düşük gençlik tarafından yapılıyor olması,

-    Bazen bizi yöneten gafil yöneticiler tarafından ve bazen de sorumsuz ve bilinçsiz halkımız tarafından yapılıyor olması,

Çok bilinçli vatandaşımızı üzdüğü gibi, beni de üzüyor…

Sanki ülkemizde; “Vatana ihanet vaciptir” dercesine, yeni bir anlayış varmış ve bu anlayışa ayak uydurmak isteyen insanlar arasında bir yarış varmış gibi bir garabet var ortada…

Allah aşkına, birileri bana yardımcı olsun!

Bütün dünya insanlarının gıpta ettiği, kıskandığı, özendiği ve takdir ettiği ülkem insanlarına ne oldu? Milletçe kafamızı filan mı üşüttük? Yoksa yurt dışından ithal edilen tohumlar, hormonlar, gübreler, kimyasallar ve de GDO’ları ile oynanmış ürünler ile neslimizin genetiği ile filan mı oynandı?

Dikkat ederseniz, bu aralar dozu kaçmış hormonlu ve GDO’lu ürünler konusu gündemden hiç düşmüyor.

Son yıllarda, ülkemiz rejimi birileri tarafından sistemli olarak değiştirilip, dönüştürülürken, acaba diğerleri de ürünlerimizin genetiği ile oynayıp, neslimizin genetik yapısını sistemli olarak değiştirmekteler mi?   

Herkes bu olasılığı önce kendi kendine ve sonra da etraflarındaki yakınları ile bir kere ciddi olarak düşünmelidir.

Acaba, en tepeden, en sade vatandaşımıza kadar sıçrayan; gaflet, delalet, hıyanet, vurdumduymazlık, ülke satarlık, ülkeye zarar verme gibi duygular, hormonu kaçırılmış  ve GDO’lu ürünlerin bir sonucu mudur? Yoksa ülkemizde bilmediğimiz, tahmin dahi edemediğimiz başka dolaplar mı dönmektedir?

Bu konu birileri tarafından komplo teorisi gibi algılanabilir. Ancak, ben sade bir Türk vatandaşı olarak bunları düşünürken, eski YÖK Başkanı Yusuf Ziya ÖZCAN’ın, Ekim 2010 ayı başında verdiği bir demecinde;  “Yurt dışından ithal ettiğimiz, domates, buğday gibi tohumların genetiği ile oynanarak, bilmediğimiz hastalıklara yakalanabilir veya bizi milletçe yok edebilirler” demesi de bir komplo teorisi midir?  

Ben, eski YÖK Başkanı Yusuf Ziya ÖZCAN’ın siyasi düşünce ve eğilimlerini benimsemiyorum. Lakin, Sayın eski Başkanın bir bilim adamı ve kamu yöneticisi sıfatları ile verdiği bu demeç ve bireysel iddiası, benim düşüncelerimi doğrular içerikte değil mi?

Aksi halde, örnek bir ülkenin insanları, son 30 yıl içinde, bu kadar farklı bir şekilde değişebilir, ülkelerine zarar vermek için adeta birbirleri ile yarışır duruma gelebilirler mi? Benzer bir garabet ve yarış dünyamızın hangi ülkesinde görülmüştür?

Değerli okurlar, ben Cumhuriyetimizin ikinci nesil çocuklarından birisiyim. Bizim neslin daha kaç yıl yaşayabileceği aşağı yukarı belli sayılır. Önemli olan, bizim neslin bu gün hangi koşullar içinde, nasıl yaşadığı ve bundan sonraki yaşantılarının nasıl geçmesi gerektiği konusu değil, önemli olan, bizden sonraki nesillerin Atatürk ilke ve devrimlerini benimseyen, gelişmiş ve çağdaş ülke insanlarını örnek alan, sağlıklı bir neslinin devamı ve yetiştirilmesidir.   

Son söz olarak: Nesiller, geçmiş nesilleri “lanet” ile değil, “rahmet” ile anmalıdırlar.    


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.