Firuz Bağlıkaya: Türkiye sınırlı turizm anlayışıyla sürdürülebilir başarıdan uzaklaşıyor
TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, Türkiye’nin sadece 4-5 şehre ve yılın belli dönemine sıkışan bir anlayışla turizmde sürdürülebilir başarıdan uzaklaştığını söyledi.
Turizm Yüzyılı Burdur toplantısı Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi toplantı salonunda başladı. Toplantının açılışında konuşan TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, Türkiye’de turizmini yeniden yapılandırmak için Burdur’dan başlattıkları ve Türkiye’nin dört bir köşesine yaymayı hedefledikleri Turizm Yüzyılı projesinin ikinci toplantısını da Burdur’da yaptıklarını belirtti.
Burdur’un güzelliklerini ülkemizin gündemine taşımayı, seyahat acentalarımız öncülüğünde Burdur turizminin geleceği ve gelişimi için önemli bir adımı hep birlikte atmayı hedeflediklerine dikkat çeken Firuz Bağlıkaya, şunları söyledi:
"Turizm Yüzyılı projesiyle birlikte hayalini kurduğumuz Türk turizmini ve Burdur’u anlatmak istiyorum"
"Turizm, uluslararası rekabetin en yoğun biçimde yaşandığı alanların başında geliyor. Dünyanın dört bir yanında turizm pastasından daha fazla pay almak isteyen birçok ülke, vizyoner yaklaşımlarla yeni destinasyonlar ve turizm ürünleri yaratırken, Türkiye maalesef ki sadece 4-5 şehre ve yılın belli dönemine sıkışan bir anlayışla turizmde sürdürülebilir başarıdan uzaklaşıyor.
Turizmin bu sıkışmışlıktan kurtulmasının yoluysa, elimizdeki paha biçilmez değerdeki henüz tam anlamıyla keşfedilmemiş destinasyonları en verimli şekilde değerlendirmekten geçiyor. Ancak bunu sadece sloganla değil proje ve iş üreterek hayata geçirmemiz gerekiyor. Turizm Yüzyılı projesi çerçevesinde hedeflediğimiz bu atılım için ilk adımı ise Burdur’dan atıyoruz.
"Burdur’un turizm potansiyeli henüz tam olarak değerlendirilemiyor"
Burdur; Sagalassos ve Kibyra gibi önemli antik kentleri, Selçuklu ve Osmanlı döneminden kalan tarihi yapıları, Salda Gölü başta olmak üzere muhteşem güzellikleriyle öne çıkan doğası, ormanları, lavanta bahçeleri, dağları, mağaraları ve elbette ki gastronomisiyle inanılmaz büyüklükte bir turizm potansiyeli barındırıyor. Turizm Yüzyılı projesinde ilk adımı Burdur’la atmamızı sağlayan da bu güzel şehrin henüz tam olarak değerlendirilmeyen turizm potansiyeli oldu.
Buraya gelmemiş, bu şehri görmemiş, hep kıyısından, yakınından geçmiş olanların henüz farkında olmadığı, farkına varamadığı bir zenginliğe sahip Burdur. Bu durum bir taraftan üzücü olsa da diğer taraftan turizmde hedeflediğimiz gelişim sürecini en başından ve doğru biçimde kurgulamamız noktasında bizlere çok önemli bir fırsat sunuyor.
"Bir destinasyon bir ürün haline getirilip insanlarla buluşturulamazsa gerçek değerini bulamaz"
Turizm Yüzyılı kapsamında düzenlediğimiz geniş kapsamlı toplantılarda bu fırsat penceresinden faydalanarak ortak akılla, doğru bir yaklaşım ve strateji oluşturmaya özen gösterdik. Bu vesileyle projemize inanarak bizimle çalışmalara katılan, destek veren, görüş bildiren başta Valiliğimize, Belediyemize, Rektörümüz ve akademisyenlerimize, bürokratlarımıza, turizmcilerimize ve Burdur halkına bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.
Bir destinasyon ne kadar çekici olursa olsun, ne kadar potansiyel vadederse etsin, bir ürün haline getirilip insanlarla buluşturulamazsa gerçek değerini bulamaz. Bir turizm unsurunun satılabilir ürün haline getirilmesi ve tüketicisine ulaşması ise ancak ve mutlaka seyahat acentaları eliyle olur. Bu bakımdan Burdur’un turizmdeki gerçek değerini bulması için seyahat acentalarının yapacağı çalışmaların öncülük edeceğine yürekten inanıyorum.
"Burdur kitle turizminden uzak tutulmalı"
Burdur’u kitle turizminin tahrip ediciliğinden uzak tutmak çok önemli. Bu güzel kenti; kültürel değerleri, gastronomisi, el değmemiş güzellikteki doğasıyla öne çıkan bir destinasyon olarak konumlandırmalıyız. İşte konuşmamın başında Burdur için belirttiğim hayalim tam da bununla ilgili.
Burdur’u; sokaklarında dünyanın dört bir yanından gelen konukların dolaştığı, şiş köftesinden ceviz ezmesine yerel lezzetlerin sunulduğu restoranlarında yeni tatlar peşinde koşan gurmelerin oturduğu, sıcak hava balonlarının gökyüzünü süslediği, Salda Gölü kıyısında ve lavanta bahçelerinde sürdürülebilirliği önemseyen çevreye saygılı misafirlerin doğal güzelliklerin tadını çıkardığı, antik kentlerinin tarihi taşlarla döşeli yollarında kültür turu meraklılarının gezdiği bir kent olarak hayal ediyoruz. Turizmin, kent ekonomisi için katma değer yarattığı, değer oluşturduğu, turizm girdisinin bölgede yaşayanlara katkı sağladığı bir Burdur hayal ediyoruz.
"Burdur’u içinden geçilen değil, içinde gezilen bir şehir olarak görmek istiyoruz"
Burdur’u içinden geçilen değil, içinde gezilen bir şehir olarak görmek istiyoruz. Biz Burdur’u, özel planlamalarla gezi rotalarına dahil edilen, seyahat severler için görülmesi gereken şehirler listesine kaydedilen şehirler arasında görmeyi arzu ediyoruz.
İnanıyorum ki Burdur için kurduğumuz bu hayal, Turizm Yüzyılı ile adım adım gerçeğe dönüşecek ve Burdur turizmde hak ettiği değeri bulacaktır."
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: