Fas’ın Büyüsünden Pay Düşürmek...

İlk defa bir yazımı daha oradan dönmeden yazmaya başladım. Şu anda trende Fas’ı bir baştan bir başa geçerek Marakeş’e gidiyorum. Fas bana ruhumu zenginleştirmek adına çok şey kattı. Ben de minnet borcumu az da olsa ödemek için sizlere Fas’ı anlatmak istedim.

Turizm Aktüel Turizm Aktüel 31/12/2019 23:40
Fas’ın Büyüsünden Pay Düşürmek...
Hasan TINMAZ - Turizm Aktüel

Bu seyahat daha çok sürecek ve sizlere gittiğim farklı şehirleri kendi gözümden aktarmaya çalışacağım. Ama şunu söylemekte yarar görüyorum, Fas’ı anlatmaya kelimeler kifayet etmez.
Öncelikle  Fas bize vize uygulamayan bir ülke. Türk Hava Yollarının İstanbul-Kazablanka uçağı ile doğrudan erişilebilir bir ülke. Uçak içerisinde size verilen avuç içi büyüklüğündeki forma bazı temel bilgileri yazmanız kontrolden geçmek için yeterli olacaktır. Bu formda kalacağınız adresi soruyor. Benim gibi adres alacak bir arkadaşınız yoksa size önerim Internet üzerinden gitmeden bir otelin adresini not edin. Polis kontrolünden sonra bir başka polis ilk polisten giriş mührü alıp almadığınızı kontrol ediyor. Daha sonra da valizinizi alıyor ve son bir “valizinde ne var” kontrolünden sonra ülkeye girebiliyorsunuz.



Fas, hem Akdeniz’e hem de Atlantik Okyanusuna kıyısı olan bir ülke. Başkenti Rabat ama Rabat’tan daha çok bilinin iki şehri Marakeş ve Kazablanka. Para birimi Dirhem ve bir lira beş dirhem değerinde. Ülke genel itibariyle ucuz sayılabilir. Ülkede Arapça, Fransızca ve Berberi dili olan Amazigh dilleri konuşuluyor. Sokak adları başta olmak üzere her yerde Arapça ve Fransızca tabelalar, sokak ve dükkan adları gözünüze çarpıyor. Bu ülkenin kuzeyi İspanyollar, güneyi ise Fransızlar tarafından yıllarca sömürge olarak yaşamış. Fas için kendilerinin de söylediği bir söz var; “ma domta fi almaghrib,  fala tastaghrib” – eğer Fas’taysanız şaşırmaya hazır olun.

Fas için üç kelime çok önemli, “Allah”, “Vatan” ve “Melik”. Kuzey Afrika’da kalan tek krallık olan Fas için din, ülke ve kralları her şey demek. Fas’ın krallık olmasını düşünerek yanlış fikirlere kapılmayın. Burası son derece liberal ve açık görüşlü insanların ülkesi. Herkes Melik VI. Muhammed’den son derece memnun. Onun açık görüşlü ve modern bir lider olduğundan övünerek bahsediyorlar. Hatta ülkedeki dengelerin yıllarca bozulmamasını Melik’in getirmiş olduğu sisteme bağlıyorlar.



Fas sokaklarında renk var; kadınların birbirinden renkli ve bizlere göre biraz alışılmadık kıyafetleri, şehirdeki binaların boyaları ve daha neler neler… Fas’ta başı örtülü ve açık kadınları görebilmek, kadın erkeklerin bir arada eğlendiğini gözlemlemek mümkün. Bu cümleleri yazmamın nedeni Fas’a bir Arap ülkesi olma boyutundan bakarsanız bu ülkeyi yanlış değerlendirebileceğiniz endişesinde olmam. Bir de başka bir gerçeklik var ki, Fas aslında bir Berberi kabileler ülkesi. İslam’ı buralara getiren Araplar daha sonra buraya gelerek yerleşmişler. Binlerce yıllık Berberi kültürü ve dili ülkede halen yaşıyor. Hatta hiç Arapça bilmeyen Berberiler, neredeyse hiç Arapça konuşulmayan şehirler var. Berberilerin kendilerine özel bir de alfabeleri (http://www.ircam.ma/ecoleamazighe/AlphabetTifinaghe/Alphabets.html) var.



Fas içerisinde seyahat etmek için en iyi taşıt tren. Trenler de pahalı değil. Birinci sınıf bilet alarak beş saatlik mesafeyi sadece otuz beş liraya gidebilirsiniz. Taksi ücretleri de pahalı değil bu ülkede. Ama bunun nedeni diğer Arap ülkeleri petrol zengini olmalarından gelmiyor. Hatta “Allah bize iyi ki Suudiler gibi paralarını nereye harcayacaklarını şaşırtacak petrol vermemiş” deyip gülüyorlar. Gülüyorlar dediğime bakıp da sakın tüm halkı neşeli sanmayın. Buradaki erkekler sert mizaçlı. Suratları sert bakışlarından ağırlaşmış. Ama aranızda “Ena Min Turkiyya – ben Türkiye’den geliyorum” gibi bir sohbet geçmeye başlarsa o zaman gönül kapılarını açarak o sakladıkları güzel gülüşlerini sizinle paylaşıyorlar.

Oturduğunuz kafeye kadar girerek sizden bir şeyler isteyen çok sayıda dilenci var. Biraz sert olarak bakarsanız sizden uzaklaşacaklardır. En azından ben de işe yaradı. Bir kafeye giderek yerel Arapça ile “Atey Afak – Bir Çay Lütfen” diyin. Size geleneksel ufak bir çaydanlık (Brad) içerisinde Nane çayı gelecektir. Çayı hazırlarken içerisine şeker de atıyorlar. Ben bu çayı ilk defa içerken yaptığım hatalardan birisi bilmeden daha fazla şeker atmam oldu. Bir de çay gelince iki-üç defa çaydanlıktan çayı bardağa alıp sonra yeniden çaydanlığa boşaltmanız gerekiyor. Demlenmesi için bu önemli bir adım. Çay son derece rahatlatıcı ve lezzetli. Bir de bu çay ziyafeti için sadece iki lira ödeyince “bedava sirke baldan tatlıdır” misali insanın keyfi daha da artıyor. Bundan mıdır bilmem ama Fas sokakları masaları dışarı atmış bir çok kafede oturan sınırsız sayıda Fas’lı erkeklerle dolu. Bizim ülkemizdeki kahve geleneği burada da mevcut.

Bana ilginç  gelen noktalardan birisi de camiler oldu. Öncelikle bir çok camiye Müslüman değilseniz girmeniz mümkün değil, kapıdan geri döndürüyorlar. Bir çok yer de “Salamun Aleykum” diyerek cami kapısındaki kontrolü aştım. Buradaki camilere her istediğiniz zaman gidip gezmek mümkün değil. Camiler genelde ezandan on dakika önce açılıyor ve namazdan sonra da kilitleniyor. Bizim alışık olmadığımız bir uygulamalar bütünü.
Ben şehirde bizdeki kadar çok ezan sesi de duymadım. Bir de ezan çok derece sıradan ve özensiz okunuyor.


Camilerin içerisi bizim camilerimizden daha sade. Minarelerde de bir farklılık söz konusu, bizim yuvarlak minarelerimiz yerine burada kare minareler mevcut.
Fas üzerine söylenecek daha çok söz var. Bundan sonraki yazılarımda sizlere Fas’ın önemli şehirlerinden izlenimlerimi ve önerilerimi sunacağım. Bu yazının sonunda sizlere önerim, Fas’ın büyüsünden gönüllü olarak etkilenmek için şimdiden bu ülkeye gelmek için ajandanızda yer açın.


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.