En büyük rakibimiz kendimiz
Açılışının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, Bodrum'un vazgeçilmezleri arasındaki yerini alan Mandarin Oriental Bodrum'un başarısı, Mandarin Oriental kültürünü, Türk misafirperverliğini, iyi bir konum ve mekan avantajını bünyesinde birleştirmesinde saklı.
30 yıldan fazla deneyime sahip olan Mandarin Oriental Hotel Group Türkiye Genel Müdürü Nejat Sarp, Amerika, Avusturalya, Japonya gibi birçok ülkede çeşitli otellerin yönetiminde yer aldı. Uzun yıllar sonra, Bodrum'un en güzel koylarında yer alan Mandarin Oriental Bodrum için Türkiye'ye geri dönen Nejat Sarp, Mandarin Oriental Bodrum'da yer alan yeniliklerle ilgili Şamdan’dan Bade Çakar’a bir söyleşi verdi.
İlk olarak kendinizden biraz bahsedebilir misiniz?
70'lerde High Regency, 70'lerin sonunda İstanbul Hilton oradan Abu Dabi daha sonra San Diego, Vancouver, Avusturalya, 2000 senesinde de Mandarin Oriental Singapur'da çalıştım. Daha sonra Yeni Zelanda'da dokuz villalık kendi yerimi açtım, hala da duruyor. Oradayken olimpiyatlarla uğraşmaya başladım sekiz sene. Olimpiyatlarda çalışırken Mandarin Oriental "Böyle bir projemiz var döner misiniz" dedi. Düşünmüyordum ama projeyi gördükten sonra hayır diyemedim.
Geçtiğimiz yıl hizmet vermeye başlayan Mandarin Oriental Bodrum, kısa sürede başarılı oldu. Sizce bunun en büyük nedeni nedir?
Bir kere en önemlisi konumu... Muhteşem bir yerde konumlanıyor. İnşaat açısında çok lüks bir yer oldu. Antonio Citterio, iç mimarımız zaten. Mandarin Oriental kültürü var, Türk misafirperverliği var, iyi bir konum ve mekan var. Bu dört parçayı da bir araya getirmemiz başarılı olmamızı sağladı.
Mandarin Oriental Bodrum'un en büyük özellikleri neler?
En küçük odamız 72 metrekare, bu bahsettiğimiz çoğu otelde süit metrekaresidir. Değişik oda tiplerimiz var; standart, süitler, villalar ve apartmanlar. 12 tane restoranımız var. Babylon Juju da dışarıdan çok fazla misafiri ağırlıyor. 200 tane rezidansımız var. İstanbul'un en köklü aileleri bu rezidanslarda oturuyor, çünkü Mandarin hizmetini almak istiyorlar.
Spa olarak iddialıyız, The Spa at Mandarin Oriental, Bodrum ile İpek Yolu'nu Uzakdoğu'dan başlatıp Bodrum'da bitirdik. En iyi reklam, gelen misafirlerin düşünceleridir. Gelen misafirler, onlara verdiğimiz hizmetin değerini bildikleri için bu kadar sürede başarımızı duyurdular.
The Spa at Mandarin Oriental Bodrum hakkında bu kadar iddialı olmanızın nedeni nedir?
Singapur'da spa açmadan önce birçok yeri gezdim ve kliniksel spa değil, holistik bir spa yapmamız gerektiğini gördüm. Oriental olarak biz spa'da tedavi değil, tecrübe satıyoruz. Belirli bir süresi yok, misafirimiz neyi istiyorsa, onlara özel bir program hazırlıyoruz. Müşterilerimizin spa'ya girer girmez, beynini boşaltmasını ve rahatlamasını sağlıyoruz. Kullanılan bütün yağlar, San Francisco'dan laboratuardan geçiyor, ona göre kullanıyoruz.
Bodrum'da avantajlarımızdan biri de alanın çok geniş olması. Mandalina ve zeytin ağaçlarının arasındasınız. Her türlü yoga, pilates yapılacak alanlarımız var. Yurtdışından uzmanlar geliyor ve özel programlar yapıyorlar. Bu programlara herkes katılabiliyor. Bunları yapmamızın tek nedeni spa'yı hedef yeri yapmak.
Bu sene yeme-içme seçeneklerinize bir yenisini daha eklemişsiniz; Bodrum Balıkçısı... Misafirleriniz bu restorandan neler beklemeli?
Rezidansta konaklayanlar, oteldeki misafirler ve dışarıdan gelenleri düşünürsek ancak yetiyor zaten. Deniz lokantası yapmamızın asıl nedeni ise; gelen misafir, kültürümüze geliyor. Özellikle Bodrum'a gelince deniz lokantasına gitmemek mümkün değil.
Mandarin Oriental'in birçok farklı destinasyonunda görev almışsınız. Türkiye'deki turizm sektörü hakkında ne düşünüyor sunuz?
70'lerde çalıştığımdan beri iyi bir şekilde çok büyük adımlar atılmış. İstanbul en başta olmak üzere, personel uluslararası bir seviyede. Avrupa'nın en çok ziyaret edilen üçüncü şehri İstanbul, dünya çapında ise Türkiye sekizinci... İstanbul'da hala otel açılıyor ve başarılı oluyor. Yalıkavak marinanın açılması ile çok büyük bir konum atladı. Yat hattına girdi. Kalite açısından bambaşka bir seviyeye çıktı.
Otel sayısının gün geçtikçe artması sizi tedirgin etmiyor mu?
Jumeriah, Mariott, Swissotel açıldı. Önümüzdeki yıl Canyon Ranch açılacak. Tesis açısından büyük bir ilerleme var. Bizim en büyük rakibimiz kendimiziz. Rekabet iyidir her zaman. Onlar da başarı için uğraşıyorlar, biz de aynı şekilde uğraşıyoruz. Biz onları anlayarak kendi planımızı oluşturmalıyız. Eğer bu planı onlara göre yaparsak başarısız oluruz.
Şimdi British Airway de Bodrum'a sefer yapmaya başladı. Bu seferler ekimin sonuna kadar sürüyor. Normalde yerli turist ekimin başında tatil sezonunu kapatır, ancak yabancı turistler asıl güzel zamanının ekimde başladığını gördüler. Bana göre Bodrum 10 aylık bir yer olmalı. Bir-iki sene sonra da olacak. Bir-iki golf sahası açılınca yurtdışından gelenler de artacak. Fazla otelin açılması yarış açısından iyi, çünkü kendinizi de kontrol ediyorsunuz.
Turizm sektöründe uzun yıllar yer alan bir isim olarak, sizce otel sektöründe başarılı olmak için nelere dikkat edilmeli?
Şimdi şöyle biri durum var. Bodrum'da mesela sezon dışında olunca, otellerdeki oda fiyatları çok değişiyor. Bu sefer müşteri sonbahar veya ilkbaharda kaldığı odaya yazın iki katına, belki de daha fazlasına kalıyor. Bu durum ister istemez müşterinin sıkıldığı bir durum. Sezon 10 aya yükseldiğinde otellerin de bir senelik giderlerini 4-5 ayda tamamlama çabasına girmesine gerek kalmayacak. Böylelikle de verdiğiniz servisle, aldığınız paranın arasında bir denge olacak.
Yeni yatırımlarınız var mı, uzun vadede hedefleriniz neler?
Türkiye bizim için çok önemli bir lokasyon. Milan'da temmuzda açıyoruz. Başka birçok lokasyonda da açılacak. Zaten İstanbul'a 9-10 senedir gelmek istiyorduk, ama yer çok önemli bizim için ve en sonunda muhteşem bir yer bulduk. İki sene sonra da Kuruçeşme'de açacağız. İstanbul'da iyi bir yerde olmak istiyorduk, o da Boğaz'dı. Onu da bulduk.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: