Datçalı turizmcilerden KKTC turizmine destek gezisi
Son günlerde Türk vatandaşlarına Yunanistan’a ait 10 Ege adalarına vize kolaylığı konusu gündeme gelince, Datça’dan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne tatile giden çoğu turizmci arkadaşların anlattıkları tatil anılarını hatırladım.
Turizm sezonunu bitiren turizm işletmecileri ve çalışanlarının tatilinin başladığı günlerde, tatil tercihleri, kimileri için çeşitli ülkelerdeki fuarların olduğu kentler, kimileri için Balkan ülkeleri ile Gürcistan, Azerbaycan olurken, Datçalı Turizmcilerin adresi ise, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmuş.
Datça’da sezonun bittiğini, işletmelerin 2024 sezonunda görüşmek üzere ya da Daha iyi hizmet verebilmek için tadilatayız yazılı levhaların asılmasından sonra tatil yapma ve farklı turizm kentlerini görmek ve tecrübe etmek için gidecekleri destinasyon arayışlarına başlamışlar. Vize problemi olmayan ülkeler ilk tercihleri arasında yer almış. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti turizmine destek de olama düşüncesi ağır basmış ve 35 kişilik grup İzmir’den Kıbrıs’a giderler.
Girne’de konaklayan grup, günübirlik rehberli geziler düzenleyerek, Lefkoşa, Magosa, Maraş’ı gezdiklerini anlatıyorlardı benim de bulunduğum bir sohbette. Lala Mustafa Paşa’nın Kıbrıs’ı, Magosa’da kuşatıp önünde 8 ay bekledikten sonra Osmanlı topraklarına kattığını kalesi ile, 1571’de orta çağ dönemi kilisesinin camiye çevrilen tarihi LaLa Mustafa Paşa Camii görkemli yapısı gibi yerler, çektikleri ve birbirlerine gösterdikleri fotoğrafların başında geliyordu. 1974 yılındaki Barış harekatında şehit düşen askerlerimizin Girne’deki Karaoğlanoğlu’ndaki Şehitliği’ne yaptıkları ziyaretten sonra, Kapalı Maraş’ın sakin caddelerinde yaptıkları geziden oldukça etkilenmişler. Fotoğrafların arasında Sophia Loren’in evinin fotoğrafı var olması ilginçti. Geçmişinde ‘Doğunun Paris’i’ olarak anıldığını, birçok ünlünün tatil yaptığı villalarının olduğunu rehberin aktardığını öğreniyordum gruptan.
Akdeniz’in atmosferini yaşadıklarını ve ‘adalı Türkçesi ile yabancılık çekmediklerini söyleyerek, Girne’de Niyazi’nin Yeri Lokantasında yedikleri Tavuk Dolma ve Şeftali Dolmasının tadını unutamadıklarını, ‘hatta yeme içme fiyatları Datça’dan ucuzdu… Herkese böyle bir geziyi öneriyoruz’ diyorlardı sohbetimizin sonunda.
Gruptaki arkadaşlarla yaptığım sohbette, Girne Kalesi ve Limanı, Magosa ve Lefkoşa fotoğraflarını görünce, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yıllar önce geçirdiğim günleri hatırladım. 1979’da Taşucu’nda Girne’ye ve 1981 yılında Mersin’den Magosa’ya feribotla gitmiştim. Dostum Ömer Kaptangil, Eşi Hülya, oğlu Münir ve kızı Jalan ile beraber Karaoğlanoğlu’ndaki evlerinde geçirdiğimiz günler gözümün önüne geldi. Bu yıl ebediyete uğurladığımız Ömer ile Lefkoşa’yı, Magosa’yı, Girne’yi, Güzelyurt’u gezdiğimiz, ama o anlarımızın fotoğraflarının kayboluşuna hüzünlendim.
Ülkemizden her yıl azımsanmayacak sayıda vatandaşımız yurtdışına tatile gidiyor. Benim de 2024 yılında gitmeye karar verdiğim Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’inde tatil yapmaya, burada herkese çağrıda bulunmak istiyorum.
Fotoğraflar için turizmci Metin TUNÇ’ a teşekkür ediyorum…
YENİ YILIN HEPİMİZE ACI VE HÜZÜNSÜZ SEVİNÇ DOLU GÜNLER GETİRMESİNİ DİLİYORUM.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: