Bir Göçmen Çocuğunun Hikâyesi…

1960’lı yıllarda Avrupa ülkeleri başta olmak üzere yurtdışına çalışmaya giden Türklerin yaşamlarından hikayelerin yanında, onların yanına getirdiği aile bireylerinin de, 2. kuşağın yaşadıkları kültür şokları ve hikayeleri artık tarih sayfalarında yer almaya başladı.

Adil Çulhaoğlu Adil Çulhaoğlu 27/08/2022 23:19
Bir Göçmen Çocuğunun Hikâyesi…

Hasan babasının yurtdışına gittiğinde ilkokulu yeni bitirmiştir. En büyük erkek evlat olarak babasının yokluğunu ailede aratmayacak pozisyona yükselir. Annenin yanında evin reisi gibidir, köyde ve kasabada. Her iş için anneyle beraber onun yanındadır. Ortaokula yakılarının yanında şehre gider, bir süre sonra aile büyük şehre, Ankara’ya taşınır. Ailece yazarlar getirdikleri sandığa geliş tarihlerini.1970 li yıllardır. Lise ‘den sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Almanca öğretmenliğini kazanır, öğretmen olma hayali nihayet gerçekleşecektir diye heyecanlanır.

Bu arada baba aileyi yanına almak için girişimde bulunur, önce eşini, küçük çocukları yanına almıştır. Sonunda, Öğretmen olur Hasan, sağ sol çatışmalarının yoğunlaştığı 70’li yılların sonuna doğru tayini çıkar bir kasabaya, ama ailesi, terör olayları nedeniyle gitme der, buraya gel der. Hasan’ın öğretmenlik hayalleri biter, önce Avusturya, ardından Belçika’ya gider.

Almanca öğretmeni Hasan, Belçika’da yeni yaşam kurmak için Fransızca öğrenmek zorundadır. Her gün 1 saatlik tren yolculuğu Brüksel’de dil okuluna gidip gelmektedir. Bir gün kurstan bir arkadaşı bir mektup ulaştırır. Bir kız onunla tanışmak istiyordur. Köyde, İlk okulda kitap arasında beğendiği kızlara gönderdiği mektuplar gelir, aklına. Gizlice yazışmaya çalışıyorlardı, yakalanma korkusuyla

Mektup gönderen kızla Tren istasyonunda buluşurlar, genç Hasan’ı beğendiğini belli eder kız davranışlarıyla. Sarışın mavi gözlü delikanlıyla çıkmak istediğini anlatmaya çalışır kız. Bir yandan, Hasan’ın Fransızcası yeterli değildir. Diğer yandan, Ailesinin duyması durumunda Dil öğrenmeye gittin, kızlarla mı geziyorsun demesinden çekinir Hasan, ama buluşmuşlardır bir kere. Kızın fazla kilolu kiloludur, Hasan’ın hoşuna gitmez.

Trenini hareket saatinin yaklaştığını gören hasan, hoşça kal deyip gitmek, isteyince, bir köşede Kız Hasan’a sarılarak, onu  öper.

Hasan, treni kaçırmayıp,son anda vagona binip ilk koltuğa oturduğunda treni yakalama sevinci, kızın kendisini öptüğünü aile yakınlarından, komşulardan birinin görüp görmediği endişesi ve kızın kendisine öpme şaşkınlığı gibi karışık duygularla yaptığı  yolculuğu unutmaz…


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.